Press "Enter" to skip to content

Bedelini ödediğiniz her şey sizin için değerlidir

Kolay elde edilen şeylerin değersiz olması. Kolay elde edilen şeyler değersizdir. Bedelini ödediğimiz şeyler değerlidir. Kolay ulaşılabilir olmak sizi değersiz kılar.

Kolay ulaşılan şeylerin değersiz olması

Selam beyler. Bugün kadınlardan ziyade insanoğlundan bahsedeceğim. İnsanoğlu gariptir, her lafı kaldırmaz. İbne dersin kızar da s*kersin aldırmaz. Bu söz öyle bir söz ki anlamını kavrayınca daha da anlamlar ortaya çıkıyor.

İlginç bir devirde yaşıyoruz. Para verip markaların reklamını yapıyoruz. En çok parayı verip en çok reklamı yapmak için can atıyoruz. Adidas’lar, Nike’lar ayakkabıları 400-500TL olmasına rağmen sırf logo için o parayı veriyoruz. Bize deseler ki 50TL verelim tişörtüne markamızın reklamını yapalım o tişörtle dolaşın hiç kimse kabul etmez ama üste para verdiğimiz zaman kabul ediyoruz işte. 🙂 Düşünsene ayakkabıyı giyiyorsun ayağına etrafa nispet yapıyorsun, en iyi reklamı ben yapıyorum, en çok parayı ben veriyorum diyorsun. Diyorsun da farkında değilsin işte.

O ayakkabılar diğer ayakkabılardan daha fazla değerli oluyor. Bilinmedik bir marka ayakkabıyı bedavaya verseler belki giymezsin bile değersiz olur gözünde. O bilindik markayı giyebilmek için verdiğin paraya acımazsın. Aksine o ayakkabıyı giydiğin için övünürsün gurur duyarsın. Ayakkabı örnekti tabi. Örneklerle anlatmayı seviyorum daha akılda kalıcı oluyor. Örneklerim günümüzden örnekler hatta günümüzü bırak genelde kendi deneyimlerim olduğu için daha da akılda kalıcı oluyor. Ben buraya tecrübelerimi yazıyorum, payınızı alırsınız ne ala. Almazsanız da mesele değil.

Başka bir örnek vereyim kitaplar mesela. Kaçınız bir PDF kitabı tamamen okudu? Ben bir kaç tane okudum sarmadı daha fazla okumadım. Lakin her ay düzenli olarak 3 kitap bitiriyorum. Para veriyoruz ya işte değerli oluyor gözümüzde. PDF kitaplara da para verseydik okumadan içimiz rahat etmez, gözümüze uyku girmez hatta 2-3 ayda bir düzenli olarak göz atardık. Bedel ödediğimiz, emek sarf ettiğimiz, zor ulaştığımız her şey değerli bizim için gerisi değersiz. Bir şeyin kalitesini bedeliyle ölçüyorsunuz. Kolay eriştiğiniz hiçbir şeyin değeri yok gözünüzde. Tıpkı zengin doğan bir çocuğun paranın kıymetini bilmeyip, fakir olan bir kişinin paranın kıymetini bilmesi gibi. Bu yaptığımıza nankörlük deniyor aslında. Felsefe veya edebiyat yapmıyorum şuan. Beceremem zaten öyle şeyleri. Kendi çapımda bir blog yazarıyım işte aklıma ne gelse klavyede tuşluyorum o kadar.

Kolay ulaşılabilir olmak sizi değersiz kılar

Şöyle bir düşünsenize hayatınızda değerli olan ve değerli olmayan kişileri, eşyaları, canlı ve cansız varlıkları kısacası her şeyi. Sizin için değerli olan şeyler aslında bedel ödediğiniz şeyler olduğunu fark edeceksiniz. İnanın bana beyler vücudumuz için hayatta kalmak için bedel ödeyecek olsaydık daha dikkatli davranırdık kendimize. Kendimizi üzmemek için gayret ederdik. Kilomuzu koruyabilmek için yediğimize içtiğimize dikkat ederdik. Zarar gelmesin diye üzerimize titrerdik kendimizin. Peki şuan ne yapıyoruz? Bir çoğumuz spor yapmıyor, kilolu veya zayıf. Zayıflara ben de dahilim. Almak için gayret gösteriyorum alıyorum da gerçi, sadece biraz zamana ihtiyacım var.

Zayıflık şişmanlık meselesini de geçelim. Bakım meselesine gelelim. Bir çoğumuzun saç baş dağınık, kaşlar birleşik, koltuk altı kıllarından kilim dokunur, saç sakal birbirine karışmış, kulak kıllarına kıvılcım deyse vücut komple alev alacak, dişler sarı, nefesler kokuyor, kulak içi kılları pis, çükünün boyuyla kıllarının boyu kapışacak uzunlukta, leş gibi ter kokuyor. Hadi bakım olayını da geçtim. Ruhsal duruma gelelim. Bir çoğumuz duygusal, arabesk müzikler dinleyerek ruhsal bir bunalıma giriyor. Kendini ezikleyerek daha da kötü bir ruh haline bürünüyor. Ben çirkinim, o kız bana bakmaz, zaten beni ne yapsın ki gibi olumsuz nlp ile kendine telkinler veriyor farkında olmadan. Gerçekten yakışıklıysa bile bunun farkında olmuyor. Bu da bir zarar verme türüdür kendine.

Kolay elde edilen şeyler değersizdir (!)

Neden değersiziz? Çünkü bedel ödemedik. Ödediğimiz tek bedel milyonlarca sperm içinde birinci gelmekti. Onun dışında hiçbir şey yapmadık. O başarımızla yetindik. Evet öyle yaptık. Belki küfrediyorsun şuan bana içinden sırf haklı olduğum için. Gerçekler acıdır, gerçekler acıtır. Eğer bu acı sana yararı olacaksa tecrübe olur. Nankörsünüz beyler, nankörüz. Saçma sapan meseleleri kendinize dert etmekten zevk alıyorsunuz. “Kız beni terk etti ne yapayım? Kızı çok seviyordum lütfen yardım et. Kızı kazanmak istiyorum onsuz yapamam. ” Onsuz yapamayacağınız tek kişi sizsiniz.

Saçma sapan meseleleri kendinize dert etmeyi seçtiniz. Müslüm Baba dinleyip kendini jiletleyen salaklardan hiçbir farkınız yok! Onlarda acıdan zevk alıyor sizde acıdan zevk alıyorsunuz. Ulan bakıyorum adam açmış duygusal müziği kafasına sıkıyor. Mesele ne? Kız terk etmiş. Edecek oğlum tabi. Sadece o kız değil ki her kız terk edecek. 1 tane canımız var o canı en doğru kızı bulmak için mi harcayalım? Uğruna intihar edebileceğimiz bir kızı mı bulmaya çalışalım? İntihar etmenin sana ne faydası olabilir ki? İntihar etmenin o kıza ne zararı olabilir ki? Gerçekten s*kinde olduğunu mu düşünüyorsun o kızın? O kızın s*kinde olsaydın seninle olurdu zaten.

Kendinizi değersiz görmeyin

Kendinizi kandırmayın beyler. Özel kız, vazgeçilmez kız yok. Vazgeçilmez erkekte yok. Alışmayla alakalı bir durum yani. Alıştığın kadar seversin. Her gün mailler, mesajlar alıyorum. Kız bana şöyle söyledi ne yapayım, kız beni terk etti ne yapayım? Terk ettiyse istemiyor demektir.  Niye uzatıyorsunuz ki? Yani tekrardan bir arada olmak seni gerçekten mutlu edecek mi? Kız aklına bir defa terk etme düşüncesini koymuş. Bedeni yanında olsa ne fark eder ki? Yüzsüz olmayın beyler. Yaptığınız şey yüzsüzlük. İstemiyorsa istemiyordur var mı bunun ötesi? Neden istemediği falan ne fark eder yani? Yapmayın beyler yüzsüz olmayın. Kendinize zarar vermeyin. Ruhunuzu sıkıntıya sokmayın saçma sapan sebeplerden ötürü. İnanın değmez.

Bunlar haricinde başka bir mevzu da var tabi. Yine bir senaryo ile anlatacağım. Bir ortam var ve bu ortama girebilmek için hiçbir bedel ödemediniz. Başka bir ortam var oraya girebilmek için zaman ve paranızı harcadınız. Lakin olayın özünde ikisi de aynı özelliklerde. İki ortam da aynı ortam. Hangisi değerli olur sizin için? 2.si değil mi? Çünkü paranız gidiyor o ortama girebilmek için. Emek sarf ediyorsun oraya girebilmek için. 1. ortama girişler de zor olsaydı 1. ortam da değerli olacaktı.

Saçma sapan şeylerle tatmin olan bir milletiz. Bir insan bize yüz vermezse kulu kölesi oluruz. Bir yazı okuruz etkileniriz yazıdan. Yazının sahibiyle tanışmak isteriz. Yazının sahibiyle tanışmaya çalışıp başarısız olduğumuzda o yazar bizim için değerlidir hala. Değerini kaybetmez. Çünkü ulaşamadık, tanıyamadık ve hala kafamızda mükemmel biri olarak yer ediyor. Ulaşamadık demek ki meşgul bir insan. Demek ki yapacak daha önemli işleri var diye düşünürüz.

Başka bir yazı okuruz. İlk okuduğumuz yazı kadar güzeldir. Yazının sahibiyle tanışmak isteriz. Yazının sahibi egoist değildir, insanlara değer verir. Mesaj attığınızda cevap verme tenezzülünde bulunur. Konuşursunuz sohbet edersiniz, adam size elinden geldiğince yardımcı olur. Sonra umurunuzda olmaz. Çünkü alacağınızı almışsınızdır. Adam bencil değildir ve elde ettiğiniz için amacınıza ulaşmışsınızdır. İlk adam sizin gözünüzde daha değerlidir çünkü ulaşamadınız. İkinci adam cevap verdiğine göre ilgilendiğine göre boş insandır.

Yapmayın beyler. Nankör olmayın. Son 7 paragrafı bu blogu, forumu ve kendimi anlattım aslında. Sanal burası herkes istediği şekle bürünebilir. Gerçekte g*tü başı salmış bir adam mükemmel şeyler yazabilir. Gerçekte 5 parası olmayan bir adam olabilir. Gerçekte hayatında kızlarla muhatap olmamış biri olabilir. Siz o adamı hayal edersiniz 190 boyunda fit kaslı bir vücut sağında solunda kızlar, her konuda yetenekli, zengin. O adamla tanışamadığınız veya gerçeğini görmediğiniz sürece o adam sizin için mükemmeldir. Sonuçta adamın kendisini göstermek istediği gibi gösteriyor okuyucuya. Şöyle yapıyorum böyle yapıyorum. Gerçekteki haliyle yazıdakinin hiçbir bağlantısı yok.

Ben bu zamana kadar hiçbir zaman kendimi Allahu ekber dağlarına çıkartmadım. Gerçekte ne yapıyorsam neysem ne tecrübe ettiysem onu yazdım. Yazdıklarımda yanlış bir şey yok. Yaşım 20 diye tecrübesiz, bilgisiz olarak itham edildim. O kişiye cevaben yazıyorum bu paragrafı. Gerçekten yaş ve tecrübe doğru orantılı mı? Belki adam doğduğundan beri sakat ve evden çıkamıyor 70 yaşında olmasına rağmen. Bu adamın tecrübesi benden nasıl fazla olabilir ki?  Tecrübe dediğiniz şey yaşanmışlıktır.

Ben de kendimi abartabilirdim. 24 yaşındayım 195 boyundayım. Kaslı bir vücudum var. Her gün başka hatunla yatıp kalkıyorum. Şöyle arabam var böyle yakışıklıyım. Diyebilirdim. Aksini kimse ispatlayamazdı. Sizde merak eder dururdunuz. Hatta merak etmez körü körüne inanırdınız. Haksız mıyım? Haklıyım bence. Bu yazı sitem etme amaçlı gibi dursa da satır aralarında çok şey anlattığımı düşünüyorum.

Bin bir uğraşla Alfaloji Forum‘u kurdum. Hiçbir kazancım çıkarım yoktu. Vardı aslında şöyle bir çıkar benim ki. Gittiğim her şehirde muhatap olabileceğim bir insanın olması. Onun dışında çıkarım ve beklentim yoktu. Ücretsiz olarak sizlere sundum. 1 ayda 170 kişi olduk. Başka platformlara bakıyorum. Aslında içerik olarak konsept olarak aynı. Birisi ücretsiz diğeri ücretli veya girmek zor. Bizim platform ücretsiz ve girmek kolay olduğu için değersiz gözünüzde. PDF kitap hazırlayıp 80-100TL’ye satmadığım için, siteye üye olmak için para istemediğim için değersiz görünüyorum. Sizlerle aynı amaçları olan insanları bir araya toplayıp birbirimize destek ve yardımcı olalım diye açtım, baltalamaktan başka bir şey yapmadınız.

Bu yüzden ibnesiniz beyler. Alınmaca gücenmece yok.

Godless Alpha
Godless Alpha

Soru ve sorunlarınızı mail üzerinden bize iletin. Biz de o konu hakkında yazı yazıp sorunuzu yanıtlayalım. alfalojimedya@gmail.com

View all posts

3 Comments

  1. Ömer Ömer

    Lan saçmalama çoğu fikrimi değiştiren düşünce yapımı şu son zamanlarda komple yenilememe vesile olan birisin nasıl değersiz olabilirsin amk

  2. Mikail Mikail

    kızacaksın ama sanırım yaşından doalyı; birçok insanın ne dediğini çok umursuyorsun, bu da zamanla geçecek merak etme. Onun dışında seviyorum yazılarını ve disiplinini.

    Kendine çok iyi bak, asla olumsuz düşünme.
    Sevgiler, saygılar.

  3. Aykut Junkee Aykut Junkee

    Kardeşim benim dediklerinde haklısın. Yaptığın şey güzel yanlış anlama beni yazını okurken son paragrafa gelmeden bu eleman 20-22 yaşlarında diye tahmin ettim. Sonra son paragrafta 20 yaşında olduğunu y azmışsın doğru tahmin dedim. Peki nerden anladın abi diye soracak olursan diğer arkadaşın dediği gibi diğer insanları fazla takıyorsun. Bende böyleydim hatta 20 lerindeki çoğu erkek böyle oluyor galiba. Ama takdir ediyorum seni ve bunu da aşacağını biliyorum her erkek gibi. Erkek adam gibi . Yolun açık olsun koca yürekli bro.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir