Press "Enter" to skip to content

Gitti dimi oğlum arkasına bakmadan

Gitti dimi olum arkasına bakmadan çe- siktir olup gitti dimi oğlum siktir olup gitti. Kandırma lan kendini, sevmedi oğlum seni. Canın acıyo biliorum. Şurası değil mi? Biliorum olum biliorum. Göz altların mosmor oğlum görüorum. Aynanın karşısına geçip kendine acıyorsun dimi? Ayakta duramıyosun lan. Dizlerin çok acıyo oğlum biliorum. Ciğerlerin ölmek üzere lan. Sıkma canını oğlum birlikte içeriz. Peki o? Umrunda değilsin lan umrunda değilsin! O mutlu oğlum gülüyo. Kesme lan kendini hak etmiyosun bunu. Boş ver. Nasılsa ciğerleri bahar görmücek. Ciğerleri bahar görmesin.

Erkek Adam Ağlamaz Klişesi

Selam beyler. Dün youtubeden müzik dinlerken bu video karşıma çıktı. İlk başta elim ayağım titredi ne yapacağımı şaşırdım. Sonra duygular sel olup gözlerimden taştı. Bu duygularımı da sizinle paylaşmak istedim. Öncelikle Şiir Adam’a bu güzel şiirinden ötürü teşekkür ederiz. Ağzına yüreğine sağlık, şimdi şuradan s*ktir git.

Forumda şu sıralar genel olarak üstümüzde bir efkar bulutu var. 10 kişiden 9’u dert yanıyor 1 tanesi de mastürbasyonu memleket meselesi haline getirip yardım istiyor. Ne yapalım biz arkadaşım? Çüküne kepenk mi takalım? Neyse konumuz nofap güruhu değil. Geçenlerde bir tane arkadaş istisnasız her gün dert yanıyordu. Eleştiri niteliğinde bir yorum yaptım ve bana verdiği cevap şu: “Erkekliği duygusuz olup her durum karşısında umursamaz olmak sandın galiba veyahut duygusuz birer kız düdükleyenleriz biz?”

Verdiği cevap aslında çok doğru. Ne yazık ki haksız demiyorum. Erkeklerin de duyguları vardır. Hatta sanılanın aksine erkekler kadınlardan daha da duygusaldır. Kim ne derse desin durum budur. Erkek kadın uğruna şair olur, erkek kadın uğruna sokaklara düşer, erkek kadın uğruna şarapçı olur, ne şarkılar ne sözler yazar, erkek kadın uğruna yapmadığını bırakmaz. Kadın yalandan göz yaşı akıtır ve duygusal(!) olur. Duygusallık denen silahı kadınlara kaptırmışız zamanında ve bununla yaşamaya alışmak zorundayız.

Erkekler de ağlar biliyo musun?

Erkekler geçmişten günümüze kadar her türlü zorluğun üstesinden gelmiştir. En tehlikeli işlerde çalışmış en zor koşullarda hayatta kalmak için mücadele vermiştir. Günümüz de olaylar biraz değişmiş olsa da genel olarak erkeklerin egemen(!) olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden erkekler gücün timsalidir. Erkekler kadınlardan daha güçlü olarak bilinir her açıdan. Bir tek duygusallık konusunda onlar bizden güçlü oldukları söylenir. Böyle söylense de böyle olmadığını biliyoruz. Tamamen tartışmaya açık bir konu.

Erkekler gücün tanımı olarak bilindiğinden dolayı erkek güçlü olmak zorundadır. Güçlü değilse bile güçlü görünmelidir. Buna mecburuz. Her erkeğin hatta her insanın duygusal çöküntüler yaşadığı dönemleri vardır. Hiçbir insanın yılın 365 günü mutlu olduğunu zannetmiyorum. Sürekli mutlu olmak bana çok abes bir tanım olarak geliyor. Mümkün olmayan imkansız bir olay gibi geliyor. Çünkü öyle olursa insan hayattan zevk alamaz. Kadın avcılarının en bilineni olan Mystery PUA defalarca depresyona girmiş hatta intiharı bile düşünmüş mesela.

Dertlerinizi başkalarına anlattığınız zaman sizin ne kadar duygusal bir erkek olduğunuzu düşünecekler. Duygusallık kötü değil yanlış anlamayın. Düşünecekleri şey ne kadar da ezik olduğunuz olacaktır. Kimse “oha Ahmet’in meğer ne çok derdi varmış keşke beni s*kse” demez. “Yine başladı am*na koduğumun eziği ne zaman biter acaba?” der içinden. Bunu kime anlatırsanız anlatın herkes aynı şeyi geçirir içinden. Sonrasında onun aklında her zaman ezik biri olarak yer edersin. İnsanlar güçsüzlüğü sevmez. İnsanlar güce taparlar. İnsanların hayranı oldukları kişiler hep güçlü kişiler. Bu yüzden imajınızı geçici bir duygu travması yüzünden zedelemeyin.

Düşünsenize her zaman mutlusunuz. Bu düşünce sizi tatmin ediyor mu? Beni etmiyor açıkçası. Son birkaç ay zor dönemler geçirdiğimi söylemiştim. İlk başlarda isyan etsem de şimdilerde gayet mutluyum. Çünkü zorlukların üstesinden gelebilecek kapasiteye sahip olduğumu gördüm. Borç batağına girdim ve 3 ay uğraşıp borcun büyük bir miktarını ödedim. Para kazanmayı öğrendim ve şimdi istediğim zaman kazanabiliyorum. Bu zorlukları yaşamasam para kazanmanın yolunu bulamayacaktım. İnsan gerçekten çaresiz kaldığı zamanlarda çözüm üretebiliyor onu öğrendim.

Gitti dimi arkasına bakmadan

Söylediğim gibi zorluklar insanı geliştiriyor ilk başta üzse de sonrasında mutlu ediyor. Aksilikler, terk edilmeler, aldatılmalar, her şey size aslında farkında olmasanız da fayda sağlıyor. Terk edildiğinizde bunun sebebi üzerine kafa yoruyorsunuz. Problemin ne olduğunu anlamaya çalışıyor ve kendinize çeki düzen veriyorsunuz. Aldatıldığınızda sizde olmayıp o kişide olanın ne olduğunu düşünüp eksiklerinizi fark ediyorsunuz. Kendinizi geliştiriyor ve eskisinden daha iyi oluyorsunuz.

Moraliniz bozuk olabilir, kız arkadaşınız olmayabilir, terk edilmiş, aldatılmış olabilirsiniz. Yalnızlıktan geberiyor olabilirsiniz. Sizi üzen her şey bu seçeneklere dahil olabilir. Bütün bunlar sizin kendi sorununuzu fark etmeniz için birer fırsat. Hasta olduğumuzda bir yerlerimizin ağrıması orada bir problem olduğunu anlamamız için birer fırsattır. Bu yüzden karnınız ağrıdığı için ağlamak yerine ağrının sebebini öğrenip çözüme kavuşturmalısınız. O bölgede sorun olmasa o karın ağrımazdı. O karın ağrısının tek sebebi senin orada sorun olduğunu fark etmeni sağlamak. Bu fırsatları görmeniz için  hayata karşı bakış açınızı değiştirmeniz gerekiyor.

Erkeklerin de duyguları vardır fakat bu duyguları kendi içinde yaşamalıdır. Dünya kötülüklerle dolu bir yer ve siz bu duygusallığınızla birlikte başkalarının eline fırsat vermiş olursunuz. Çok fazla kötü şey yaşadım hayatım boyunca. Anlatsam hepiniz bir sigara yakar “vay amk” dersiniz. Lakin anlatmıyorum. Çünkü bu olayları ben yaşadım ve sizin canınızı bunlarla sıkmaya hakkım yok. Herkese gidip dert yanmayın, yalnızlaşırsınız. Kimse yanında sürekli dert yanan birisini istemez.

Eskiden tam da böyle biriydim. Birileriyle her tanışıp muhatap olmamda dert yanardım. Şöyle şeyler yaşadım, böyle terk edildim, şöyle aldatıldım derdim. Sonra fark ettim ki benim için büyük problem olan meseleler onların s*kinde değil. Hatta dertlerimi anlatmamın onlarla aramızda bir bağ oluşturacağını düşünürken aksine benden uzaklaştılar. Var olan çevremi bu şekilde yitirdim. Büyük küçük herkesin kendince derdi var. Bu dertler kendilerine yeterken kimse başkasının derdini dinlemek istemez. Bir gün dinlersin, iki gün dinlersin üçüncü gün gına gelir artık.

Aranızda bu bahsettiğim kişilerden bolca var. Herkese her zaman dert yanan kişiler sayınız oldukça çok biliyorum. Sadece bir şeyin farkında olmanızı istiyorum. Gerçekten o derdinizi anlattığınızda çözüme kavuştu mu yoksa derdinizi bir kişi daha mı öğrenmiş oldu? Ne yani saatlerce uğraşıp didinip probleminizi anlattığınızda “anlıyorum, takma geçer, üzülme be knk” demeleri çok mu hoşunuza gidiyor? Bu bütün sıkıntınızı alıp götürüyor mu? Eğer cevabınız evet ise neden herkese aynı dertlerinizi tekrar tekrar anlatıyorsunuz? Eğer cevabınız hayır ise neden herkese aynı dertlerinizi tekrar tekrar anlatıyorsunuz?

Hepimizin zor dönemleri oluyor. Önemli olan bu zor dönemleri en az sıyrıklarla atlatabilmek. Bazı şeylere alışmak gerekiyor. Hayatın boyunca bu olayları yaşayacaksın. Terk mi edildin? Defalarca terk edileceksin, gerek sevgilin, gerek ailen, gerek arkadaşların tarafından. Bu doğanın kanunu bu. Her şey biter. O hatunla güzel zamanlar geçirmiş olabilirsin, onu sevmiş, ona değer vermiş olabilirsin. Bugün bitmemiş olsa bir gün mutlaka bitecektir. En basitinden ölüm ile bitecek. Baksana ölümü bile bu kadar basite alırken niye böyle şeyleri takıyoruz hayret ediyorum.

İster kabullenin ister kabullenmeyin ilişkiler bir gün biter. Sen sıkılırsın o sıkılır. Sen heyecan ararsın, o yeni şeyler denemek ister. O aldatır sen aldatırsın. İnsanoğluyuz unutmayın bir şeyle ömür boyu tatmin olamayız. İlla ki bir yerden sonra o güzelliği bozarız. Her şey çok iyi gidiyordu neden böyle oldu diye sormayı bırakın artık. Olması gereken bu, insanoğlunun doğası bu. Mükemmel bir ilişki yaşarken bitebilir. Başkası aklını çelmiş olabilir. Ailesi problem yaratmış olabilir. Milyonlarca şey olabilir bitmesi için. Alışmaya bakın bazı şeylere üzülmek yerine alışmak en doğrusu. Çünkü bitecek.

Ee ne yapalım bitecek diye hiç başlamayalım mı? Tabi ki hayır! Ne yaşarsanız yaşayın bu hayat bir ölümle sonlanacak. Nasılsa öleceğiz deyip intihar etmeye benzer bu. Bazen bazı şeyler bitti diye üzülmek yerine yaşandı diye sevinmek gerekir.

Gelelim tekrardan diğer mevzulara. Dert yanmanın iki türü vardır bana göre. Birisi çözüm odaklı diğeri duygusal mastürbasyon.

Birincisinde derdini yanarsın, karşındaki kişiden sana bir yol göstermesini istersin. Doğrularını yanlışlarını tartarsın ve ne yapman gerektiğine karar verirsin. Eksiklerini öğrenir ve eksikliklerini düzeltirsin. O olaydan dersini alır ve tekrarı yaşanmaması için kendine çeki düzen verirsin.

İkincisinde ise derdini yanarsın, sonra yine dert yanarsın. Dert yanarsın ve dert yanarsın. Sürekli böyle gider. Düzeltmek için hiçbir şey yapmazsın. Senin oradaki tek olayın derdini anlatmak ve kendini iyi hissetmek olur. Bu yüzden buna duygusal mastürbasyon diyorum. Normal mastürbasyondan hiçbir farkı yok. Sadece burada elini değil psikolojini s*kiyorsun. Geçici bir süre tatmin oluyor sonra yine eski haline dönüyorsun.

Hayatınız boyunca yılın belirli dönemlerinde zor zamanlar geçireceksiniz. Ölümle karşılaşacaksınız, aldatılmalar, terk edilmeler, reddedilmeler, arkadaşlarınızın gitmesi, iflas etmeler. Hayat bu ne getireceği belli olmuyor. Ben bugün kötüyüm ama bununla sizin kafanızı s*kmeyeceğim. Çünkü kötü olma sebebini biliyorum ve düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Yarın iyi olacağım ama bir gün kötü olacağımın da farkında olacağım.

Ağlayıp sızlanmak bu zamana kadar deva olmadı. Olsaydı bu zamana kadar ağlamaya sızlamaya devam etmezdiniz. Ağlamak bir şeye yarar sağlıyor olsaydı şu an o kızla ayrı değil beraber olurdunuz. O kız seni aldatmazdı. Arkadaşların yanında olurdu. Demek ki yanlış giden bir şeyler vardı. Yanlış giden şeyleri ağlayarak düzeltemezsin. Yanlış giden şeyleri doğrusunu yaparak düzeltirsin. Ağlamak deva olsaydı dünya da derdi olan adam kalmazdı. Yapmayın etmeyin, kendinizi alay konusu etmeyin.

Şimdi lütfen beyler dert anlatıp duyar beklemek yerine derdinizi başkalarına anlatmak yerine çözüm arayın. Öncelikle öz eleştiri yapmayı öğrenin. Kendinize karşı dürüst olup problemin ne olduğunun tam olarak farkına varın. Çözebileceğiniz yerleri çözdükten sonra yardım isteyin başkalarından. Sizden ricam bunu alışkanlık haline getirmeyin. Yani başkalarına dert yanmayı alışkanlık haline getirmeyin. Bizler robot değil toplumsal canlılarız. Kendi ve toplum sağlığı için lütfen dert yanmayı bırakıp çözüm aramaya başlayın. Çünkü dertleriniz anlattıkça azalmayacak çözdükçe azalacak. Elbette üzülebilir, ağlayabilirsiniz. Sadece buna değsin, kalkıp bir kız yüzünden ağlamayın, düzelecek şeyler için ağlamayın. Zamanında yaptım hiçbir derde deva olmadı.

Sizleri seviyorum. Dizelerime Şiir Adam’dan bir şiir ile son vermek istiyorum. Erkekler de ağlar…

Godless Alpha
Godless Alpha

Soru ve sorunlarınızı mail üzerinden bize iletin. Biz de o konu hakkında yazı yazıp sorunuzu yanıtlayalım. [email protected]

View all posts

5 Comments

  1. eyciey eyciey

    valla ayar oluyorum şu tipe ses tonuna.bahsettiğin mesele zaten apayrı.yazı atmıyorsun artık ona takıldım

    • GODLESS ALPHA GODLESS ALPHA

      Şöyle bir olay var brocuğum: Tek başımayım.

      Forum ve blogu açalı aylar olmasına rağmen gerçekten sağlam bir kişi bulabildim sadece. Bundan sonra o da yazı yayınlayacak burada. Bu işler ekip işi. Hem forum hem blog hem de sosyal medya ile uğraşıp reklam yapmaya çalışmak inan çok zor. Fırsat oldukça ve ilham geldikçe yazıyorum ayrıca gerçekten yazmaya değer bir şeyse yazıyorum o konu hakkında.

      • Enfant Espiègle Enfant Espiègle

        Blogda yazmak için aradığın şeyler ne yardımcı olabileceğim bir şey var mı?

  2. Enfant Espiègle Enfant Espiègle

    Blogda yazı yayınlamak için hangi kriterlere sahip birini arıyorsun yardımcı olabileceğim bir şey var mı?

  3. exlibris3838 exlibris3838

    46 yaşında, 14 yıllık evliliği bitmiş bir adamım. İlk zamanlar her erkeğin yaptığı hataların hepsini yaptım. Ağladım sızladım isyan ettim,içtim, sızdrm, yine içtim, yine sızdım, yine zırladım… v.s. Ama bir yerde dur dedim, kalk ayağa artık…Kendimi o kadar salmışım ki anlatamam. Son 1-2 haftadır spor salonundayım, 4 kiloya yakın verdim, her zaman çalmak istediğim fakat bu konuda hiç çaba sarf etmediğim bağlamayı öğrenmek için müzik kursuna yazıldım, eskiden de çok kitap okuyordum, şimdi daha çok okuyup araştırıyorum, dışarı daha çok çıkıyorum. Hatta her şeyi yazıyorum. Sanki bir kitap çıkaracakmış gibi….

    Değişeceksin arkadaş, o kıçından terler akacak o dobişko göbeğini eritmen için, o kaslar yanacak, o kitaplar okunacak, çıkıp bir konserde bağıra çağıra şarkı türkü söyleyeceksin….bunları yapmazsan jöle olursun, yaşayan ölüye dönersin…Kalk ve kendine gel…. 46 yaşındayım lan…ben bunları yapabiliyorsam sen neden yapamayasın?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir