Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Muhtaçlık Nedir ? Nasıl olunur ? Nasıl yenilir ?

Katılım
25 Mayıs 2018
Mesajlar
453
Tepkime puanı
782
Şehir
İstanbul
Geçen ki yazı bayağı etkileşim aldı. İnsanlara birşeyler verip karşılığında takdir görmek gerçekten hoş bir duygu Gerçekten birşeyler yapmaya çalışan mücadeleci insanlarla muhattap olduğum için hoşnut bir durumdayım. Teşekkürler dostlar , Yazılarımı beğendiğiniz için değil. Hayatınız boyunca birer Ezik olmayı seçmediğiniz için.

Bugün ki konuda
Algılarınızı tamamen açın , Kızlara karşı böyle veyahut şu kişi bu kişi diye ayırmayın. Vereceklerimin hepsini genel olarak hayatınıza alın ve Daha önce veyahut şimdi yaşadıklarınızla özleştirin. Zira muhtaçlıktan kurtulmak fazlasıyla zordur. Yontulmuş karakter yapımız sürekli birilerinin elinin altında evcilik oynamaya itiyor bizi. Buna karşı duramayacaksak bırakın bu işleri gidip kızlara falan iltifat edin ya da ne bileyim hayatınız boyunca köşede oturan çocuk olun bu size kalmış. Zira bugün ki konu daha önce beğendiğiniz yazılarımdan daha önemli o yazılarda tek hedef Kadınlar iken burada tüm hayatınıza katmanız gereken bir olgudan bahsediceğim. Alıcılarınızı sonuna kadar açın ve hayatınızda her daim bu söyleceklerimi gözlemleyin.

Konunun önemini anladığınızı düşünüyorum dostlar. Muhtaç biri asla gerçek ERKEK olamaz. Bunun bilincinde olun.

Muhtaçlık nedir ?

Herhangi bir etkene (Dişi , Arkadaşlar , Sigara , Mastrübasyon vs.) Karşı duyulan zorunlu istek ve bağımlılıktır. Muhtaç durumdaki birey etkeni kaybettiğinde vücudunda sinirsel ve psikolojik sıkıntılar ortaya çıkmaya başlar. Elin ayağın titremesi , İçine kapanıklık durumu , kendini eksik hissetme buna örnektir.

Forumdaki çoğu kişinin ilgi alanını örnek alalım ; Dişiler.

Eğer Kız arkadaşınızı veyahut konuştuğunuz kişiyi kaybetme ihtimaliniz gözünüzün önünde canlanınca Tedirginlik, stres vb. Durumlar yaşıyorsanız , Dişi size soğuk yaptığında Onu ilgilye boğup kaybetmemeye çalışıyorsanız Tebrikler. Tertemiz Saplantılı muhtaç bir herife dönmüşsündür... Köşene geçip bir elin sikinde fotoğraflarınıza bakıp ağlayarak 31 çekebilirsin. (Suç çağıran Tehtidkâr bakışlarınızı hissediyorum. Hayır , Yapmadım)

Mastrübasyonu örnek alabiliriz.
2 Gün elin penisine gitmediği zaman tuhaf oluyorsan , için daralıyorsa , Acı çekiyorsan Tebrikler , yine Tertemiz muhtaçsınız.

Muhtaçlığın belirtileri her zaman aynıdır konu ne olursa olsun Yukarıdaki Belirtileri yaşıyorsan Muhtaçsındır. Bu kadar basit.

Peki ne olduda bu hale geldik ? Sıradaki alt başlığımıza geçelim.

Muhtaçlık nasıl oluşur ?

Muhtaçlığı bize aşılayan kimdir ?

Bunu biraz düşünelim. Niye hayatımızda çeşitli etkenlere gerek duyalım ki ? Ha ! Doğru ya Kaybetme korkusu

Muhtaçığın özü kaybetme korkusundan geliyor. Aranızda “Ben Kaybetmeyi severim” diyen var mı ? Yok sanırım. İnsan beyninin ilkel yapısı hâlâ “Hayatta kalmalıyım” mekanizmasıyla çalışıyor. Kaybetmek beynimize göre yaşam standartlarını negatif yönde etkilediği için hayatta kalma şansımızı azaltıyor. Ve beyin Kaybetmekten korkuyor. Bunun sonucunda hayatımızda önemli hale gelmiş herhangi bir etkeni kaybetme riski gözüktüğünde hemen ilkel bir tepki veriyoruz. Bunu çoğunuz yaşamıştır. Birşeyleri kaybetmek üzereyken beyin yoğun bir düşünceye girer kısa sürede beyninizden milyon tane cümle geçer ya , işte o evre.

Muhtaçlığı ilkel beynimiz bu şekilde oluşturdu. Tabii bunun yanında Toplum dayatması , erkekliğimizin yontulması , bir kadınla yetişmek zorunda kalmamız gibi etkenlerde var ama değiştiremeyeceğimiz etkenler üstünde durmanın bir faydası yok. Bunun yerine nasıl bu iğrenç Erkekliği katleden durumdan kurtuluruz onu konuşalım.

Muhtaçlık nasıl yenilir ?

Beynimizin ilkel yapısından bahsettik. İlkel yapıp çökertip Kaybetmeyi sevdiremeyiz. Ama Kaybetmediğimizi kabullenebiliriz. Hayattaki tüm etkenlerin değeri ancak gözümüzde büyüttüğümüz kadardır. Örnekleyelim hemen
Günümüzde doktorluk çok prestijli bir meslektir. Nedeni toplumun doktorluğu yüceltmesidir. Doktor olup sonra işimizi kaybettiğimizi düşünsenize. Gerçekten kaybettiğinizi Beyin toplumsal baskıdan dolayı kabullenir. Ama peki ya siz ressam olmak için doktorluğu bırakmışsanız ? Kendinize sunucak bir bahaneniz var ; “Ben aile zoru ile doktor olmuştum şimdi sevdiğim işi yapıcağım”.

Solipist bir bahane tekniği uygulayacağız burda. Kafamıza sokmamıza gereken birşey var. “İSTEDİĞİN KİŞİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEZSEN ASLA İSTEDİĞİN KİŞİ OLAMAZSIN”
Bahane üretiyoruz evet , bu ilk bakışta yanlış gelebilir. Ama gerekli olan budur.

Diyelim ki kız arkadaşınız sizi terk etti. Beyin deli gibi elinizde olan birşeyi kaybettiğiniz için kızıcak. Ama beynimizi “Büşra daha hoş kız aslında geçen benden hoşlandığını söyledi ona bir şans verebilirim” diye ikna edersek beynimiz “Kaybettim” durumundan çok rahat kurtulucaktır. Tabak çevirme yöntemide bir bahanedir aslında. Beynimize “Olsun , başkalarıda var?” diyerek bir bahane ile oyun oynuyoruz. Bu sayede muhtaçlık hissetmiyoruz.

Elimizde Alternatif olan durumlar varken. Bu iş kolaydır. Ya alternatif yoksa ?

Oluştururuz.

Bir dönem eski sevgilimi Başkasıyla görmüştüm. Beynim “O başkasını buldu sen kaldın , Kaybet-“ demeden ben “Yanında ki eleman benim kadar kaliteli değil. Hipergamik etkenler sonucu kızın sürekli aklında olucağım. İlişki kalitesini düşürmüş. Onun adına üzüldüm.” Diyerek beynime karşı koymuştum. Ve normalde kıskanç biri olan ben gram bu olayı kafama takmamıştım. Çünkü Bahane oluşturmuştum , beynimi ikna edebilmiştim. Gerçekten kendinizde inanıcağınız bir bahane üretmezseniz ilkel beyin “Kaybettin” diyerekten sizi şekilden şekile sokar.

Sigara örneğini ele alalım.

Beyin “Zevkten mahrum kaldın. Kayb-“ dediği anda “Ama artık daha rahat nefes alabiliyorum” diyerek beyni ikna edin. (Nikotinin fiziksel bağımlılığını bir kenara bırakıyorum)

Bu bahsettiğim olay bu kadar basit değil ama beynimizi kandırmamız için önce kendimizi kandırabilmemiz gerekiyor. Aranızdan kaç kişi “Ben kendime yalan söylerim ve doğrusu aklıma gelmez” diyebilir ? Bu özelliği kazanmak için öncelikle kendimize “Kimseye ihtiyacım yok” mesajını vermeliyiz.

Normalde hep Arkadaşlarınla dışarı çıkıyorsan yalnız başına çık. Aklından negatif düşünceler geçmesin. Yalnızım diye ağlayacağına kendini mutlu etmeyi öğren. Elbette Arkadaş gruplarını görünce gözün kayıcaktır. Ama beynini ikna etmeye devam et.

Sevgilinle gidiceğine tek git sinemaya. Hergün akşam 8’de sigara içiyorsan bugün içme. Canın tam Mastrübasyon istediği anda “Beni yorucak” diyip beyni Kaybetmeye karşı ikna et. Bu süreci alışkanlık haline getirince hayatınızın merkezine sağlam bir çivi misali çakılıyorsunuz ve yan etkenler her zaman yan etken olarak kalıyor.

Muhtaçlık bir erkeğin çekiciliğini öldüren en büyük etkendir. Muhtaç olmamayı ve kendi hayatınızın Tanrısı olmayı kabullenmeyip hâlâ insanların kıçında otlakçı olmayı isteyen var mı ? Bir el kalktı sanki ? Tamam ben yanlış görmüşüm.

Bugün ki yazımız bu kadar.

Yazıyı beğendiyseniz , Görüşlerinizi beğeni ve yorumlarla belirtin dostlar . Görüşleriniz ve beğenileriniz beni desteklediğinizi gösterir. Esenlikle kalın.
 
Son düzenleme:
Cok iyi olmus farkettiysen git gide yazilarini daha guzel yazmaya basliosun. Bi sonrakini bekliyoruz.
 
Cok iyi olmus farkettiysen git gide yazilarini daha guzel yazmaya basliosun. Bi sonrakini bekliyoruz.
Tahmin ettiğim gibi yazı yeterince etkileşim almadı. Kadınlar konusunda yazınca tüm forum çullanıyor beğeni yağmuruna tutuyorlar. Ama kendimize değer katmaya ve geliştirmeye gelince insanlar ortadan kayıp oluyor. okyanus nickli yazarın zamanla etkileşimlerinin 4-5 beğeniye kadar düşmeside bunun en büyük örneği bence. Bu ilgi seviyesi ile Daha fazla yazmayı düşünmüyorum açıkçası
 
Tahmin ettiğim gibi yazı yeterince etkileşim almadı. Kadınlar konusunda yazınca tüm forum çullanıyor beğeni yağmuruna tutuyorlar. Ama kendimize değer katmaya ve geliştirmeye gelince insanlar ortadan kayıp oluyor. okyanus nickli yazarın zamanla etkileşimlerinin 4-5 beğeniye kadar düşmeside bunun en büyük örneği bence. Bu ilgi seviyesi ile Daha fazla yazmayı düşünmüyorum açıkçası

Bence oyle dusunme okuyan bir kisi faydalanicak bir kisi bile olcaksa yazmalisin. Bazi arkadaslarin tek derdi kari kiz tavlama filan ama onemli olan bi kisi bile okusq senin fikrini dusuncelerini yazman boyle dusunme.
 
Bence oyle dusunme okuyan bir kisi faydalanicak bir kisi bile olcaksa yazmalisin. Bazi arkadaslarin tek derdi kari kiz tavlama filan ama onemli olan bi kisi bile okusq senin fikrini dusuncelerini yazman boyle dusunme.
O tek kişi bana yazsın ben ona Anlatırım kardeşim. Zaman ayırıyorsun ama karşılığını alamıyorsun. Bende senin gibi düşünüyordum fakat cidden yazı yazmak çok yorucu bu 3. Yazım ve yazı başı 1 saatim gidiyor ortalama. Eee sonuç ? İki üç tane gereksiz konu açılıyor ve forumun ana sayfasından benim 1 saat emek verdiğim yazı düşüyor.
 
Aslinda bunun icin goodles alpha ya basvurabiliriz. Onemli guzel herkezi ilgilendiren yazilari ekranda yada baska bi sekilde daha goz onunde tutulmayi saglayabilirse iyi olur. Gereksiz konularda haklisin sacma salak konular fazlaca aciliyor.
 
O tek kişi bana yazsın ben ona Anlatırım kardeşim. Zaman ayırıyorsun ama karşılığını alamıyorsun. Bende senin gibi düşünüyordum fakat cidden yazı yazmak çok yorucu bu 3. Yazım ve yazı başı 1 saatim gidiyor ortalama. Eee sonuç ? İki üç tane gereksiz konu açılıyor ve forumun ana sayfasından benim 1 saat emek verdiğim yazı düşüyor.

ne ağladın aq yazmıcaksan yazma

yazı iyi
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst