Eveet dostlarım, bugün bahsedeceğimiz konu: Hayatımıza renk katan, duygularımızı şenlendiren hobiler..
Birçoğumuz bu hobilerle ilgili çeşitli yazılarla karşılaştık. Ne diyorlardı ne mesela? ''Hobi bulun,hayatınız daha da eğlenceli olur.Meşguliyetiniz artar. Gereksiz konuları kafanıza takmazsınız..''
Peki nedir bu hobi? Herhangi bir şeye ''hobi'' dememiz için ille de ortamda 50 kişi mi olması lazım?
Hepimizin de fark edebileceği gibi ''hobi'' zevk aldığımız,duygularımızı tatmin eden şeyleri yapmaktır. Yani kitap okumak da bir hobidir. Örgü örmek de bir hobidir. PC başında araştırma yapmak da, dışarıda yüzmeye gitmek ya da her gün bilmediğin yeni bir yeri keşfetmek de bir hobidir. Aklınıza ne geliyorsa artık. Yani ille de dışarıda veya 50 kişinin olduğu ortamda aktivite yapmak değildir hobi. Tek kişilik de olabilir.
Peki ben bu konuyu neden açtım? Geçen akşam spor salonundayken çok hayat dolu,eğlenceli bulduğum bir dostumla karşılaştım. Suratına bir baktım,Karadeniz'de gemileri batmış sanki. Hiç öyle çocuksu neşeden eseri kalmamıştı. Ne olduğunu sordum, sevgilisiyle ayrıldığını söyledi. O gün inceledim de çocuğa sanki bıçak dayamışlar da öyle yapıyor sporu. O derece isteksiz. Tekrar gittim yanına, ''Bugün spor yapma istersen,keyfin yerinde değil. çık canın ne istiyorsa onu yap.'' dedim. ''Sıkıntı yok kanka, devam edeceğim.'' deyince uzatmadım ve kendi işime geri döndüm.
Şimdi arkadaşlar, başta ne dedik hobimize. Zevk aldığımız,tatmin olduğumuz şeyleri yapmaktır değil mi? Ama ya zorla yaparsak? O zaman bir anlamı kalır mı? Amacımız zaten hayatımızı renklendirmek ama biz gidip de zorlarsak,zevk alamazsak ne anlamı kalır ki hobimizi yerine getirmenin? Sonuçta eve ekmek parası getirmiyoruz, zorunlu bir meslek değil bizim için.
Bunu neden anlattım? Günlük hayatımızda da çok karşılaşıyoruz. Adam zevk alacağı yerde kendisine acı çektire çektire çığlıklar içinde spor yapıyor. Sesini duysan ölüm döşeğinde zannedersin. Başka bir örnek, forumda da çok karşılaşıyoruz. Adam zevk almak için değilde sırf ortamlarda etkili,ön plana çıkabilen isim olmak adına felsefeyle,psikolojiyle ilgileniyor.
Şimdi güzel kardeşim, insanlar ortamlarda neden bir araya gelir? Eğlenmek için. Sen gelip de sırf psikoloji,felsefe gibi beyin yakan konular açarsan insanlar bir zaman sonra kulaklarını tıkar. Kimisi alay etmeye başlar,kimisi konuyu kapatmanı ister. Ve hatta bir dahaki buluşmaya da çağırmayabilirler. Sonra sen de gelip: ''*mq betaları, kimse beni sevmiyor, kimse felsefeyle ilgilenmiyor; sadece ben ilgileniyorum,çünkü kendime değer veriyorum,zekiyim,çalışkanım, beyler toplanın, o kadar felsefe konuşuyorum ama hala ortamların hakimi ben değilim.'' gibi laflarla kendini avutup evin köşesinde götünü devirirsin. Sen bunu zevk aldığın için yapacaksın,öyle kızları etkileyeyim,ortamların lideri olayım diye değil. Öyle yapacaksan hiç yapma daha iyi.
Dediğim gibi amaç burada eğlenmek, kendimizi son seviyeye kadar zorlamak değil. Diyelim ki herhangi bir hobiyle uğraşıyorsun, başta eğlenceliydi ama sonradan sıkılmaya başladın,artık zevk alamıyorsun ve hatta ''boşuna'' uğraştığını düşünüyorsun. Öyleyse bırak arkadaş,zorlama. Başka hobi ara kendine. Zevk alamadıktan sonra uğraşsan kaç yazar? Amaç burada uğraştığımız alanda dünya şampiyonu olmak değil,eğlenmek..
Ya da diyelim ki o gün kötü bir olay yaşadın. Moralin aşırı derecede bozuk ve o gün o hobiyle uğraşmak istemiyorsun. Uğraşma o zaman kardeşim. O günü kendine ayır. Çık dışarı, spora gitmek yerine hamama git, uzan hamam taşına kur hayallerini. Uğra tekel bayiiye,çık sahile. Havanın o hafif rüzgar fısıltısı ve denizin o huzur veren dalga sesleri eşliğinde yudumla biranı. Keyfini çıkar.
Haa ben size demiyorum ki en ufak olayda bırakın hobinizi. En küçük durumda sporunuzu aksatın.. Hayır, elbette. Ama kötü durumdaysanız, yani o hobiyle uğraşsanız bile 1 gram zevk alamayacağınızı bildiğiniz durumlarda 1-2 günlük ara verin, daha çok zevk aldığınız şeylere yönelin fakat asla ve asla bedeninizi eve kilitleyip Youtube'tan Müslüm Baba'ya jiletlemeyin kendinizi . Yani bu durumu fırsat bilip kötüye kullanmayın. Daha çok batarsınız karanlığın dibine.
Ben mesela bu durumu nadiren kullanıyorum. Moralim berbat,yani spor yapmaya hayrım yok ise o günlük ara veririm. Artık neyden çok zevk alıyorsam onu yaparım. Gerek arkadaşlarımla buluşup eğlenirim, gerek hamama gidip kendimi sauna odasına atarım. Bazen kendi halimde kıyafet mağazalarına girip yeni tişörtleri,pantolonları incelerim. Tabii bunu sürekli yapmamak kaydıyla.
Bakın yorgunken,hafif halsizken bahane olarak kullanmayın bunu. Gidin ve yapın. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır muhtemelen.
Sağlıcakla kalın
Birçoğumuz bu hobilerle ilgili çeşitli yazılarla karşılaştık. Ne diyorlardı ne mesela? ''Hobi bulun,hayatınız daha da eğlenceli olur.Meşguliyetiniz artar. Gereksiz konuları kafanıza takmazsınız..''
Peki nedir bu hobi? Herhangi bir şeye ''hobi'' dememiz için ille de ortamda 50 kişi mi olması lazım?
Hepimizin de fark edebileceği gibi ''hobi'' zevk aldığımız,duygularımızı tatmin eden şeyleri yapmaktır. Yani kitap okumak da bir hobidir. Örgü örmek de bir hobidir. PC başında araştırma yapmak da, dışarıda yüzmeye gitmek ya da her gün bilmediğin yeni bir yeri keşfetmek de bir hobidir. Aklınıza ne geliyorsa artık. Yani ille de dışarıda veya 50 kişinin olduğu ortamda aktivite yapmak değildir hobi. Tek kişilik de olabilir.
Peki ben bu konuyu neden açtım? Geçen akşam spor salonundayken çok hayat dolu,eğlenceli bulduğum bir dostumla karşılaştım. Suratına bir baktım,Karadeniz'de gemileri batmış sanki. Hiç öyle çocuksu neşeden eseri kalmamıştı. Ne olduğunu sordum, sevgilisiyle ayrıldığını söyledi. O gün inceledim de çocuğa sanki bıçak dayamışlar da öyle yapıyor sporu. O derece isteksiz. Tekrar gittim yanına, ''Bugün spor yapma istersen,keyfin yerinde değil. çık canın ne istiyorsa onu yap.'' dedim. ''Sıkıntı yok kanka, devam edeceğim.'' deyince uzatmadım ve kendi işime geri döndüm.
Şimdi arkadaşlar, başta ne dedik hobimize. Zevk aldığımız,tatmin olduğumuz şeyleri yapmaktır değil mi? Ama ya zorla yaparsak? O zaman bir anlamı kalır mı? Amacımız zaten hayatımızı renklendirmek ama biz gidip de zorlarsak,zevk alamazsak ne anlamı kalır ki hobimizi yerine getirmenin? Sonuçta eve ekmek parası getirmiyoruz, zorunlu bir meslek değil bizim için.
Bunu neden anlattım? Günlük hayatımızda da çok karşılaşıyoruz. Adam zevk alacağı yerde kendisine acı çektire çektire çığlıklar içinde spor yapıyor. Sesini duysan ölüm döşeğinde zannedersin. Başka bir örnek, forumda da çok karşılaşıyoruz. Adam zevk almak için değilde sırf ortamlarda etkili,ön plana çıkabilen isim olmak adına felsefeyle,psikolojiyle ilgileniyor.
Şimdi güzel kardeşim, insanlar ortamlarda neden bir araya gelir? Eğlenmek için. Sen gelip de sırf psikoloji,felsefe gibi beyin yakan konular açarsan insanlar bir zaman sonra kulaklarını tıkar. Kimisi alay etmeye başlar,kimisi konuyu kapatmanı ister. Ve hatta bir dahaki buluşmaya da çağırmayabilirler. Sonra sen de gelip: ''*mq betaları, kimse beni sevmiyor, kimse felsefeyle ilgilenmiyor; sadece ben ilgileniyorum,çünkü kendime değer veriyorum,zekiyim,çalışkanım, beyler toplanın, o kadar felsefe konuşuyorum ama hala ortamların hakimi ben değilim.'' gibi laflarla kendini avutup evin köşesinde götünü devirirsin. Sen bunu zevk aldığın için yapacaksın,öyle kızları etkileyeyim,ortamların lideri olayım diye değil. Öyle yapacaksan hiç yapma daha iyi.
Dediğim gibi amaç burada eğlenmek, kendimizi son seviyeye kadar zorlamak değil. Diyelim ki herhangi bir hobiyle uğraşıyorsun, başta eğlenceliydi ama sonradan sıkılmaya başladın,artık zevk alamıyorsun ve hatta ''boşuna'' uğraştığını düşünüyorsun. Öyleyse bırak arkadaş,zorlama. Başka hobi ara kendine. Zevk alamadıktan sonra uğraşsan kaç yazar? Amaç burada uğraştığımız alanda dünya şampiyonu olmak değil,eğlenmek..
Ya da diyelim ki o gün kötü bir olay yaşadın. Moralin aşırı derecede bozuk ve o gün o hobiyle uğraşmak istemiyorsun. Uğraşma o zaman kardeşim. O günü kendine ayır. Çık dışarı, spora gitmek yerine hamama git, uzan hamam taşına kur hayallerini. Uğra tekel bayiiye,çık sahile. Havanın o hafif rüzgar fısıltısı ve denizin o huzur veren dalga sesleri eşliğinde yudumla biranı. Keyfini çıkar.
Haa ben size demiyorum ki en ufak olayda bırakın hobinizi. En küçük durumda sporunuzu aksatın.. Hayır, elbette. Ama kötü durumdaysanız, yani o hobiyle uğraşsanız bile 1 gram zevk alamayacağınızı bildiğiniz durumlarda 1-2 günlük ara verin, daha çok zevk aldığınız şeylere yönelin fakat asla ve asla bedeninizi eve kilitleyip Youtube'tan Müslüm Baba'ya jiletlemeyin kendinizi . Yani bu durumu fırsat bilip kötüye kullanmayın. Daha çok batarsınız karanlığın dibine.
Ben mesela bu durumu nadiren kullanıyorum. Moralim berbat,yani spor yapmaya hayrım yok ise o günlük ara veririm. Artık neyden çok zevk alıyorsam onu yaparım. Gerek arkadaşlarımla buluşup eğlenirim, gerek hamama gidip kendimi sauna odasına atarım. Bazen kendi halimde kıyafet mağazalarına girip yeni tişörtleri,pantolonları incelerim. Tabii bunu sürekli yapmamak kaydıyla.
Bakın yorgunken,hafif halsizken bahane olarak kullanmayın bunu. Gidin ve yapın. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır muhtemelen.
Sağlıcakla kalın