- Katılım
- 28 Mart 2018
- Mesajlar
- 432
- Tepkime puanı
- 1,626
- Şehir
- Antalya
Selamlar beyler.
İki gündür haberleri takip ediyorum. Belki bilenleriniz vardır belki şimdi öğreneceksiniz. Petrole yapılan zamdan sonra Fransızlar ayaklandılar. Şu an bilinen rakam olarak 23.000 protestocu varmış ve sürekli artıyormuş. Protestocular her yeri yakıp yıkıyor ve Macron'u istifaya davet ediyorlar. İstifa etmeden eylemleri bitirmeyeceklerini söylüyorlar.
Sizin bu olaylara bakışınız nedir bilmiyorum ama ben sonuna kadar destekliyorum. Biz Türk milleti olarak öğütüldük. Eskiden en ufak bir olayda, şehit haberinde sokağa dökülür tepkimizi dile getirirdik. Şimdi herkesin bir twitter hesabı var herkes twitterden sallıyor ve başka bir şey yapılmıyor. Farkında mısınız bilmiyorum ama son 2-3 yılımızda bizi tamamen sindirdiler. Hiçbir şeye tepki veremez olduk. Korkar olduk. Türklüğümüzle gurur duyup tepkimizi sadece sanaldan gösterir olduk. Geçmişimizle övünüp geleceğimizi unuttuk.
Türkiye'nin ekonomisi inanın bana çok berbat durumda. Tahminen 2020 yılına kalmadan ekonomik kriz olacak ve sefalet içerisinde yaşayacağız. Şu anki durumumuzu mumla arar hale geleceğiz. Üretim yok, ihracat yok, tüketim çok. Klasik gelecek söylediklerim ama fabrikalarımız satıldı üretim azaldı. Çiftçi ürünlerinden kazanç sağlayamadığı için çiftçiliği bıraktı. Sadece tarımla ilerlemiş olsak bile şimdiye süper güç denen ülkeler arasında yerimizi alabilirdik. Tarım deyince insanlar küçümsüyor ama küçümsenecek kadar önemsiz bir konu değil. İnsanlar beslenmek zorunda. Uzaya bile çıksak beslenmekten mahrum kalamayız. O yüzden sırf tarım sektörünü elimizde tutsak dünyayı yönetenlerin arasında yerimizi alırdık. Tabi biz ne yaptık? Tohum yasağı, kota yasağı, üretim yasağı koyduk ve dışa bağlı kaldık. Farkında değilsiniz belki ama ülke bitiyor. Son demlerini yaşıyor ve düzeltmek için hiçbir önlem alınmıyor.
İşte Fransızların bu duruma düşmemesi açısından yaptıkları eylem önemli. Bu gösterilerin arkasında ABD'nin olduğu söyleniyor ama ben destekliyorum eylemlerini. Şimdi tepkilerini dile getirmezlerse yıllar boyu azar azar yükseltecek ve sonunda bizim durumumuza düşecekler. Bugün anladım her gelen siyasetçinin bizi s*kmesinin asıl nedenini. Biz s*kilmeyi seviyoruz. Tepki göstermiyorsan bu durumu seviyorsun demektir. Biz zamanında tepkimizi dile getirseydik ülkenin başındakiler bir hamle yaparken daha fazla düşüneceklerdi. Fabrikaları satarken korkacaklardı, toprakları parsel parsel satarken korkacaklardı, yabancı firmalara köprü vs. yaptırırken korkacaklardı. Biz ne yaptık? Hiç sesimizi çıkartmadık anca sanaldan salladık o kadar. Bizi s*kmekte sonuna kadar haklılar.
Bana kalırsa herkes bir kurtarıcı bekliyor. Birisi gelsin bir eylem başlatsın biz de onun arkasından gidelim diyorlar. Gelir mi o kurtarıcı bilmem. Atatürk'ün bir sözü var: "Hala bir kurtarıcı bekliyorsanız, size hiçbir şey öğretememişim demektir." Ne kadar da güzel söylemiş. Belki o kurtarıcı sizsinizdir, belki benimdir. Denemeden bilemeyiz. İlk adımı atmadan bilemeyiz. Madem geçmişimizle bu kadar övünüyoruz gelecek neslin de bizimle övünmesi gerekiyor. Tepkimizi göstermemiz gerekiyor. 10 Kasım'da eskiden farklı farklı yerlerde halka açık anma törenleri olurdu. Sadece 10 Kasım değil diğer önemli günlerde de öyle. Sonrasında yavaş yavaş o gösterileri, törenleri azalttılar ve kimse ses çıkartmadı. Kimse dönüp ne oluyor demedi. 10 Kasım günü sokağa çıktım, bulunduğum şehrin kalabalık yerlerine gittim ama hiçbir anma törenine rastlamadım. Derken bir ortaokulun önünden geçerken sesler duydum ve gidip baktığımda tören yapıyorlardı. Okulun bahçesine geçip ben de törene katıldım. İstiklal Marşı'nı okudum çocuklarla birlikte, saygı duruşunda bekledim. Tören bitince de eve döndüm. İmkan bu kadardı ve buna katılım sağlayabildim sadece ama eyleme geçtim meselenin özü bu. Sadece sanal ile olmuyor. Tamam sanal günümüzde önemli bir yere sahip ama yeterli değil. Sanalın yeterli olmadığını 16 yıldır anlayamadınız mı? Sanal yeterli olsaydı her seçimde sosyal medyada diğer partilerin çok oy alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Lakin yine de aynı parti kazanıyor her sene. Bu sosyal medyanın yetersiz olduğunun kanıtıdır. Sosyal medyanın dışında da hayat var. O hayata dahil olmazsanız hiçbir anlamı olmaz.
Gezi Parkı olaylarına katılanlara eskiden terörist gözüyle bakıyordum. Okumaz, araştırmaz, empati kuramaz cahil cühela biriyken yani. Şimdilerde ise tepki göstermenin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorum. Hükumet gidici devlet kalıcı. Biz devletimize sahip çıkamazsak her gelen hükumet bunlar nasılsa ses çıkarmıyor deyip halkı s*kecekler. Kusura bakmayın ağır tabir kullanıyorum ama kullandığım tabirin ne önemi var? Böyle tepki gösterince insanlar bana kızıyor. Düzgün konuş diyorlar ) Ulan senin oyunla başa geçenler seni yıllar yılı s*kiyorlar ben bunu dile getirince mi suçlu oluyorum. Hak ediyoruz yaşadıklarımızı sonuna kadar. Bu yüzden kimseyi de suçlayamıyorum.
Son olarak siyasi olarak hiçbir görüşü desteklemiyorum. Gün oluyor CHP'den birisinin sözlerini destekliyorum, gün oluyor AKP'den gün oluyor diğer partilerden. Ülke yararına hangisi konuşuyorsa o sözlerini destekliyorum sadece.
Ne diyelim umarım bu Fransa'dan ders alırız da biz de bir gün akıllanırız, çok geç olmadan.
İki gündür haberleri takip ediyorum. Belki bilenleriniz vardır belki şimdi öğreneceksiniz. Petrole yapılan zamdan sonra Fransızlar ayaklandılar. Şu an bilinen rakam olarak 23.000 protestocu varmış ve sürekli artıyormuş. Protestocular her yeri yakıp yıkıyor ve Macron'u istifaya davet ediyorlar. İstifa etmeden eylemleri bitirmeyeceklerini söylüyorlar.
Sizin bu olaylara bakışınız nedir bilmiyorum ama ben sonuna kadar destekliyorum. Biz Türk milleti olarak öğütüldük. Eskiden en ufak bir olayda, şehit haberinde sokağa dökülür tepkimizi dile getirirdik. Şimdi herkesin bir twitter hesabı var herkes twitterden sallıyor ve başka bir şey yapılmıyor. Farkında mısınız bilmiyorum ama son 2-3 yılımızda bizi tamamen sindirdiler. Hiçbir şeye tepki veremez olduk. Korkar olduk. Türklüğümüzle gurur duyup tepkimizi sadece sanaldan gösterir olduk. Geçmişimizle övünüp geleceğimizi unuttuk.
Türkiye'nin ekonomisi inanın bana çok berbat durumda. Tahminen 2020 yılına kalmadan ekonomik kriz olacak ve sefalet içerisinde yaşayacağız. Şu anki durumumuzu mumla arar hale geleceğiz. Üretim yok, ihracat yok, tüketim çok. Klasik gelecek söylediklerim ama fabrikalarımız satıldı üretim azaldı. Çiftçi ürünlerinden kazanç sağlayamadığı için çiftçiliği bıraktı. Sadece tarımla ilerlemiş olsak bile şimdiye süper güç denen ülkeler arasında yerimizi alabilirdik. Tarım deyince insanlar küçümsüyor ama küçümsenecek kadar önemsiz bir konu değil. İnsanlar beslenmek zorunda. Uzaya bile çıksak beslenmekten mahrum kalamayız. O yüzden sırf tarım sektörünü elimizde tutsak dünyayı yönetenlerin arasında yerimizi alırdık. Tabi biz ne yaptık? Tohum yasağı, kota yasağı, üretim yasağı koyduk ve dışa bağlı kaldık. Farkında değilsiniz belki ama ülke bitiyor. Son demlerini yaşıyor ve düzeltmek için hiçbir önlem alınmıyor.
İşte Fransızların bu duruma düşmemesi açısından yaptıkları eylem önemli. Bu gösterilerin arkasında ABD'nin olduğu söyleniyor ama ben destekliyorum eylemlerini. Şimdi tepkilerini dile getirmezlerse yıllar boyu azar azar yükseltecek ve sonunda bizim durumumuza düşecekler. Bugün anladım her gelen siyasetçinin bizi s*kmesinin asıl nedenini. Biz s*kilmeyi seviyoruz. Tepki göstermiyorsan bu durumu seviyorsun demektir. Biz zamanında tepkimizi dile getirseydik ülkenin başındakiler bir hamle yaparken daha fazla düşüneceklerdi. Fabrikaları satarken korkacaklardı, toprakları parsel parsel satarken korkacaklardı, yabancı firmalara köprü vs. yaptırırken korkacaklardı. Biz ne yaptık? Hiç sesimizi çıkartmadık anca sanaldan salladık o kadar. Bizi s*kmekte sonuna kadar haklılar.
Bana kalırsa herkes bir kurtarıcı bekliyor. Birisi gelsin bir eylem başlatsın biz de onun arkasından gidelim diyorlar. Gelir mi o kurtarıcı bilmem. Atatürk'ün bir sözü var: "Hala bir kurtarıcı bekliyorsanız, size hiçbir şey öğretememişim demektir." Ne kadar da güzel söylemiş. Belki o kurtarıcı sizsinizdir, belki benimdir. Denemeden bilemeyiz. İlk adımı atmadan bilemeyiz. Madem geçmişimizle bu kadar övünüyoruz gelecek neslin de bizimle övünmesi gerekiyor. Tepkimizi göstermemiz gerekiyor. 10 Kasım'da eskiden farklı farklı yerlerde halka açık anma törenleri olurdu. Sadece 10 Kasım değil diğer önemli günlerde de öyle. Sonrasında yavaş yavaş o gösterileri, törenleri azalttılar ve kimse ses çıkartmadı. Kimse dönüp ne oluyor demedi. 10 Kasım günü sokağa çıktım, bulunduğum şehrin kalabalık yerlerine gittim ama hiçbir anma törenine rastlamadım. Derken bir ortaokulun önünden geçerken sesler duydum ve gidip baktığımda tören yapıyorlardı. Okulun bahçesine geçip ben de törene katıldım. İstiklal Marşı'nı okudum çocuklarla birlikte, saygı duruşunda bekledim. Tören bitince de eve döndüm. İmkan bu kadardı ve buna katılım sağlayabildim sadece ama eyleme geçtim meselenin özü bu. Sadece sanal ile olmuyor. Tamam sanal günümüzde önemli bir yere sahip ama yeterli değil. Sanalın yeterli olmadığını 16 yıldır anlayamadınız mı? Sanal yeterli olsaydı her seçimde sosyal medyada diğer partilerin çok oy alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Lakin yine de aynı parti kazanıyor her sene. Bu sosyal medyanın yetersiz olduğunun kanıtıdır. Sosyal medyanın dışında da hayat var. O hayata dahil olmazsanız hiçbir anlamı olmaz.
Gezi Parkı olaylarına katılanlara eskiden terörist gözüyle bakıyordum. Okumaz, araştırmaz, empati kuramaz cahil cühela biriyken yani. Şimdilerde ise tepki göstermenin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorum. Hükumet gidici devlet kalıcı. Biz devletimize sahip çıkamazsak her gelen hükumet bunlar nasılsa ses çıkarmıyor deyip halkı s*kecekler. Kusura bakmayın ağır tabir kullanıyorum ama kullandığım tabirin ne önemi var? Böyle tepki gösterince insanlar bana kızıyor. Düzgün konuş diyorlar ) Ulan senin oyunla başa geçenler seni yıllar yılı s*kiyorlar ben bunu dile getirince mi suçlu oluyorum. Hak ediyoruz yaşadıklarımızı sonuna kadar. Bu yüzden kimseyi de suçlayamıyorum.
Son olarak siyasi olarak hiçbir görüşü desteklemiyorum. Gün oluyor CHP'den birisinin sözlerini destekliyorum, gün oluyor AKP'den gün oluyor diğer partilerden. Ülke yararına hangisi konuşuyorsa o sözlerini destekliyorum sadece.
Ne diyelim umarım bu Fransa'dan ders alırız da biz de bir gün akıllanırız, çok geç olmadan.