Apollo
It's all about power.
- Katılım
- 7 Haziran 2018
- Mesajlar
- 96
- Tepkime puanı
- 261
- Şehir
- Bilecik
Selam dostlarım, nasılsınız iyi misiniz? Bu konuyu açmak için uzun zamandır düşünüyordum (yaklaşık bir saattir) ve harekete geçme vakti geldi. Şimdi başlıktan da anlaşılacağı üzere buraya bir ton öğreti yığacağım. Size bir şeyler aktarmadan önce kendi adıma neler yapıyorum onlardan bahsedeyim. Haftada en az üç gün düzenli olarak ağırlık kaldırıyorum. Günde en az 100 sayfa kitap okumaya özen gösteriyorum. Şu anda Udemy adlı siteden Piano eğitimi satın aldım ve Piano öğreniyorum. Haftaya sonunda yazılabildiğim ehliyet kursum var ve ona gideceğim. Aynı zamanda makaleler, araştırmalar okuyorum. Videolar izliyorum ve not alıyorum ki size de bir şeyler katabileyim. Ancak şu anda yaptığım en iyi proje bu ve üstüne gideceğim.
Peki bunu neden yapıyorum? Basit bir sebebi var.
Gerek bu forumun blog sitesinden, gerek farklı sitelerden, gerek TCMA yazılarından vs. bir ton şey okuduğunuzu biliyorum ancak ne yazık ki sadece okuyorsunuz. Hatta durum daha vahim, çoğu zaman ya okuduğunuzu anlamıyor ya da yanlış anlıyorsunuz ki sonuç hüsran oluyor. Odak noktanızın -ne yazık ki- büyük bir çoğunluğunun kadınlar olduğunun farkındayım ama bu kafa yapısıyla böyle devam ederseniz istediğinizi elde edemeyeceksiniz. Buraya her Allah'ın günü bildiğim tek bir konuyu yazacak ve açıklayacağım, duruma göre size görevler vereceğim ve sizden bu görevleri yapmanızı isteyeceğim. Çoğu zaman da sorular soracağım ve cevaplarını isteyeceğim. Kısacası bu konu, öğreti zinciri, interaktif bir biçimde gerçekleşecek. Bu yönüyle kısmen TCMA yazılarına benzeyecek ama ben kimsenin anasına sövmem merak etmeyin (telkinciler çıldırıyor). Her gün bir konuya değineceğim ve ona göre yazacağım için bilgi bombardımanına tutulmamış olacaksınız ve bu da öğrettiklerimin sindirilmesini kolaylaştıracak.Sistem şu şekilde işleyecek, her yaptığım güncellemeyi yeni bir başlık halinde bu mesaja ekleyeceğim böylece yorum kalabalığı olmamış olur. Siz de herhangi bir konuda cevap verecekseniz veya verdiğim görevin raporunu yazacaksanız ilk yazdığınız yorumu "editleyerek" buraya ekleyeceksiniz. Örneğin NoFap konusunda görev verdiysem onun raporunu;
"NoFap Görevi Raporu: 1 haftalık NoFap görevini tamamladım ve şunları yaşadım..." şeklinde vereceksiniz. Bir sonraki görevi aynı formatta aynı yoruma ekleyeceksiniz vs. böyle devam edecek. Eğer mesajdaki karakter sayısını doldurduysanız (ki bana da aynısı olacak muhtemelen, sınır var mı yok mu emin değilim) başka yoruma geçip en başına "'Nickiniz' 2. Sayfa" şeklinde başlık atmanızı istiyorum. Aynı şeyi ben de yapacağım ki hem sizin hem de benim takip etmem kolay olsun. Ayrıca yeni mesaja geçip geçmediğimi konunun başlığında belirtmiş olacağım, şöyle yazacak örneğin : Apollo'nun Alfa Akademisi (5. Mesaj) Böylece kaçıncı mesajımdan devam etmeniz gerektiğini anlayabileceksiniz.
Buraya ekleyeceğim bilgiler daha önce okumuş olduğunu şeyler olabilir ki çoğu öyle olacak aslında. Yine de sindirerek, her bir kelimesini anlayarak okumaya devam edin. Hiç öğrenmediyseniz öğrenmiş olursunuz. Tekrar okuyorsanız pekiştirmiş olursunuz.
Son olarak, buradaki bilgiler herkese açıktır ancak referans belirtmeksizin kopyala yapıştır şeklinde alıntı yapılmasını istemiyorum, emeğe saygı.
Hazırsanız başlayalım..
1. Bölüm: Konfor Alanı
Birinci bölüm kesinlikle ve kesinlikle konfor alanı ile başlamalıydı, çünkü diğer bölümlerde ele alınacak bir çok eylem konfor alanının dışına geçmekle gerçekleşebilir ancak. Şimdi kısaca size konfor alanının ne olduğundan bahsedeyim. Konfor alanı, beynimizin vücudumuza verdiği uyarılarla veya oynadığı oyunlarla bizi içinde tutmaya çalıştığı bir 'kolaycılık' alanıdır. Bu tanımdan ne olduğunu tam anlamamış olabilirsiniz, basit örnekler vermeme izin verin. Hani ertesi gün çok önemli bir sınavınız olmasına rağmen sizi masanın başından alıkoyan o tembellik duygusu var ya, işte o bir konfor alanıdır. Hani spora gitmeniz gerektiğini bilmenize rağmen kıçınızı o sıcak yatağınızdan çıkartamıyorsunuz ya, işte o bir konfor alanıdır. Hatta Bench Press yaparken 10. tekrarda aklınıza gelen "Artık tükendin, bir tekrar daha çıkaramazsın, zorlama kendini." şeklindeki düşünce var ya, ve bu düşünceye mukabil olarak ortaya çıkan kol ağrısı..İşte bunlar hem konfor alanı hem de beynimizin bize oynadığı bir oyun. Yani beynimiz bizi konfor alanı içerisinde tutmak istiyor, peki neden?
Aslında güzel amaçlar uğruna. Hala taş devrindeki atalarımızdan miras kalan 'temel genler' ile yaşadığımız için beynimiz bizi korumaya çalışıyor. Bunu da açıklamama izin verin, beyin gün içerisinde aldığınız kalorilerin %20'sini kullanır. Bu kalori canavarı organ, herkesin bildiği üzere bedenimizin yöneticisidir. Yolunda gitmeyen şeyler için uyarılar verirken yolunda giden şeyler için ise zevk duyguları yaratır ve mutlu olmamızı sağlar. Şimdi temel sorun tam olarak şu ki, beyin vücudumuzun daima energy saving modunda çalışmasını ister. Kıtlık zamanları için vücutta yağ depolamayı isteyen beynimiz, daha fazla yemek yememiz için ve mevcut depoları harcamamamız için spor yapmamızı istemez örneğin. Vay efendim kas gelişecekmiş de kızlar gelecekmiş de vs. bunlarla hiç mi hiç ilgilenmez. Beynimiz bizi hala evrimleşmenin ilk zamanlarında öğrettiği güdülerle yönetmektedir.
Buraya kadar her şey tamamsa devam ediyorum, beynimizin bize dayattığı uyarılara rağmen onun istediklerini yapmama olayına irade diyoruz. "Yatak sıcacık, gelsene." söylemlerine aldırmayıp her Allah'ın günü o salona giderseniz kas geliştirirsiniz. "Amaan, zaten bu zamana kadar adam gibi çalışmadın bile, şimdi ne kasacaksın beni boşa yorma." söylemlerini dinlemezseniz sınavdan yüksek not alacaksınız. "Kız falan tavlamaya ne gerek var, aç bir p*rno videosu başla aşağı yukarı yapmaya." söylemlerini dinlemezseniz hormon düzeyinizi ve beyin sağlığınızı düzeltecek ve böylece daha çekici bir hal alacaksınız. Bu yazdıklarımda eğer ki fark ettiyseniz tek bir ortak nokta var, KONFOR ALANI DIŞINA ÇIKTIĞINIZ HER EYLEM AYNI ZAMANDA SİZİ GELİŞTİREN EYLEMLERDİR! Bu söylediğim cümleyi tekrar tekrar okuyun, gelişmek için konfor alanınızın dışına çıkmak zorundasınız. Beyninizden gelen sinyalleri dinlemeyip ( bu tabii ki beyniniz size aksini bağırırken otobana atlamak değil ama zeki adamlarsınız anlamışsınızdır ) kendinizi geliştirecek şekilde her ne konuda olursa olsun çalışırsanız hem beyniniz hem vücudunuz buna adapte olmak zorunda kalır. Ancak beyin sinsidir, en ufak zayıflığınızda sizi yaptığınız işi bırakmanız için daima tekrar ve tekrar yoklayacaktır, uyanık olmalısınız.
Bir çoğunuzdan "Oo çok iyiymiş ya, yarın başlarım konfor alanımın dışına çıkmaya." söylendiğini duyar gibiyim, SAKIN. Bu alanı delip geçmek ve gerçek bir Alfa olmak adına ilk adımınızı atmak istiyorsanız, bu işe tam şu anda başlamak zorundasınız. Artık tembellik etmek yok, artık bahane üretmek yok, yapmanız gereken neyse onu yapacaksınız. Spora mı gitmeniz gerekiyor, gideceksiniz. Yeni bir dil mi öğrenmek istiyordunuz, hemen başlayın çalışmaya. Anneniz çöpü atmanızı istedi ama siz tam 3 saattir erteliyor musunuz(evet bir zamanlar ben de böyleydim ve çoğunuz hala böylesiniz), gidin atın o çöpü.
"Peki Apollo, bizi geride tutan bu hissi yenmek için kolay bir yol yok mu?" İrade gücünü sınayacak ama evet, var! Aynı zamanda bu sizin ilk göreviniz olacak.
1. Görev: 3,2,1 Taktiği:
Görevimiz son derece basit dostlarım. Yapmanız gereken şeyleri biliyor ama üşeniyorsunuz, bunu 3,2,1 taktiği ile kıracağız. Örneğin çöpü atmayı planlıyordunuz ama sabahtan beri forumda takılmaktan erteleyip durdunuz. Şimdi yapmanız gereken üçten geriye saymak ve 1'e geldikten sonra o an yaptığınız işi bırakıp yapmanız gereken işi yapmak. Yani üçten geriye sayıp biter bitmez kalkıyor ve çöpü atmaya gidiyorsunuz. Sonra eve geliyorsunuz, o gün gitar çalışmayı planlamıştınız ama çöpü bile atmadığınız için gitar da çalışmadınız. Hemen üçten geriye sayıyor ve oturuyorsunuz gitar akorlarının başına.
Bu gerçekten işe yarıyor mu? EVET. Buradaki olay beyni şartlandırmak aslında, bir nevi trick(numara). Ne kadar ufak olursa olsun, tamamladığınız her eylem beyninizdeki mutluluk mekanizmasını (ödül mekanizmasından kaynaklı olarak) tetikliyor ve iyi hissediyorsunuz. Gece yatmadan dişlerini fırçalamaya üşenen adamlar biliyorum ben. Şimdi sevgili dostum, üşenmiyor ve yapman gerekenleri üçten geriye sayıp yapmaya başlıyorsun. İşin güzel kısmı, bunu yaptıkça daha az zorlanmaya başlamanız, yani işler gittikçe kolaylaşacak ve tembellikten/ataletten kurtulacaksınız.
Şu andan başlamak üzere yarın 19:00'a kadar bunu uygulayın ve tamamladığınız işlemleri (çok özel olmadığı müddetçe ) be hislerinizi buraya rapor halinde yazın. Sakın üşenmeyin, Alfa adamlar yapmaları gereken şeyleri yaparlar unutmayın. Yarın yeni bölümde görüşmek üzere dostlarım.
Peki bunu neden yapıyorum? Basit bir sebebi var.
Gerek bu forumun blog sitesinden, gerek farklı sitelerden, gerek TCMA yazılarından vs. bir ton şey okuduğunuzu biliyorum ancak ne yazık ki sadece okuyorsunuz. Hatta durum daha vahim, çoğu zaman ya okuduğunuzu anlamıyor ya da yanlış anlıyorsunuz ki sonuç hüsran oluyor. Odak noktanızın -ne yazık ki- büyük bir çoğunluğunun kadınlar olduğunun farkındayım ama bu kafa yapısıyla böyle devam ederseniz istediğinizi elde edemeyeceksiniz. Buraya her Allah'ın günü bildiğim tek bir konuyu yazacak ve açıklayacağım, duruma göre size görevler vereceğim ve sizden bu görevleri yapmanızı isteyeceğim. Çoğu zaman da sorular soracağım ve cevaplarını isteyeceğim. Kısacası bu konu, öğreti zinciri, interaktif bir biçimde gerçekleşecek. Bu yönüyle kısmen TCMA yazılarına benzeyecek ama ben kimsenin anasına sövmem merak etmeyin (telkinciler çıldırıyor). Her gün bir konuya değineceğim ve ona göre yazacağım için bilgi bombardımanına tutulmamış olacaksınız ve bu da öğrettiklerimin sindirilmesini kolaylaştıracak.Sistem şu şekilde işleyecek, her yaptığım güncellemeyi yeni bir başlık halinde bu mesaja ekleyeceğim böylece yorum kalabalığı olmamış olur. Siz de herhangi bir konuda cevap verecekseniz veya verdiğim görevin raporunu yazacaksanız ilk yazdığınız yorumu "editleyerek" buraya ekleyeceksiniz. Örneğin NoFap konusunda görev verdiysem onun raporunu;
"NoFap Görevi Raporu: 1 haftalık NoFap görevini tamamladım ve şunları yaşadım..." şeklinde vereceksiniz. Bir sonraki görevi aynı formatta aynı yoruma ekleyeceksiniz vs. böyle devam edecek. Eğer mesajdaki karakter sayısını doldurduysanız (ki bana da aynısı olacak muhtemelen, sınır var mı yok mu emin değilim) başka yoruma geçip en başına "'Nickiniz' 2. Sayfa" şeklinde başlık atmanızı istiyorum. Aynı şeyi ben de yapacağım ki hem sizin hem de benim takip etmem kolay olsun. Ayrıca yeni mesaja geçip geçmediğimi konunun başlığında belirtmiş olacağım, şöyle yazacak örneğin : Apollo'nun Alfa Akademisi (5. Mesaj) Böylece kaçıncı mesajımdan devam etmeniz gerektiğini anlayabileceksiniz.
Buraya ekleyeceğim bilgiler daha önce okumuş olduğunu şeyler olabilir ki çoğu öyle olacak aslında. Yine de sindirerek, her bir kelimesini anlayarak okumaya devam edin. Hiç öğrenmediyseniz öğrenmiş olursunuz. Tekrar okuyorsanız pekiştirmiş olursunuz.
Son olarak, buradaki bilgiler herkese açıktır ancak referans belirtmeksizin kopyala yapıştır şeklinde alıntı yapılmasını istemiyorum, emeğe saygı.
Hazırsanız başlayalım..
1. Bölüm: Konfor Alanı
Birinci bölüm kesinlikle ve kesinlikle konfor alanı ile başlamalıydı, çünkü diğer bölümlerde ele alınacak bir çok eylem konfor alanının dışına geçmekle gerçekleşebilir ancak. Şimdi kısaca size konfor alanının ne olduğundan bahsedeyim. Konfor alanı, beynimizin vücudumuza verdiği uyarılarla veya oynadığı oyunlarla bizi içinde tutmaya çalıştığı bir 'kolaycılık' alanıdır. Bu tanımdan ne olduğunu tam anlamamış olabilirsiniz, basit örnekler vermeme izin verin. Hani ertesi gün çok önemli bir sınavınız olmasına rağmen sizi masanın başından alıkoyan o tembellik duygusu var ya, işte o bir konfor alanıdır. Hani spora gitmeniz gerektiğini bilmenize rağmen kıçınızı o sıcak yatağınızdan çıkartamıyorsunuz ya, işte o bir konfor alanıdır. Hatta Bench Press yaparken 10. tekrarda aklınıza gelen "Artık tükendin, bir tekrar daha çıkaramazsın, zorlama kendini." şeklindeki düşünce var ya, ve bu düşünceye mukabil olarak ortaya çıkan kol ağrısı..İşte bunlar hem konfor alanı hem de beynimizin bize oynadığı bir oyun. Yani beynimiz bizi konfor alanı içerisinde tutmak istiyor, peki neden?
Aslında güzel amaçlar uğruna. Hala taş devrindeki atalarımızdan miras kalan 'temel genler' ile yaşadığımız için beynimiz bizi korumaya çalışıyor. Bunu da açıklamama izin verin, beyin gün içerisinde aldığınız kalorilerin %20'sini kullanır. Bu kalori canavarı organ, herkesin bildiği üzere bedenimizin yöneticisidir. Yolunda gitmeyen şeyler için uyarılar verirken yolunda giden şeyler için ise zevk duyguları yaratır ve mutlu olmamızı sağlar. Şimdi temel sorun tam olarak şu ki, beyin vücudumuzun daima energy saving modunda çalışmasını ister. Kıtlık zamanları için vücutta yağ depolamayı isteyen beynimiz, daha fazla yemek yememiz için ve mevcut depoları harcamamamız için spor yapmamızı istemez örneğin. Vay efendim kas gelişecekmiş de kızlar gelecekmiş de vs. bunlarla hiç mi hiç ilgilenmez. Beynimiz bizi hala evrimleşmenin ilk zamanlarında öğrettiği güdülerle yönetmektedir.
Buraya kadar her şey tamamsa devam ediyorum, beynimizin bize dayattığı uyarılara rağmen onun istediklerini yapmama olayına irade diyoruz. "Yatak sıcacık, gelsene." söylemlerine aldırmayıp her Allah'ın günü o salona giderseniz kas geliştirirsiniz. "Amaan, zaten bu zamana kadar adam gibi çalışmadın bile, şimdi ne kasacaksın beni boşa yorma." söylemlerini dinlemezseniz sınavdan yüksek not alacaksınız. "Kız falan tavlamaya ne gerek var, aç bir p*rno videosu başla aşağı yukarı yapmaya." söylemlerini dinlemezseniz hormon düzeyinizi ve beyin sağlığınızı düzeltecek ve böylece daha çekici bir hal alacaksınız. Bu yazdıklarımda eğer ki fark ettiyseniz tek bir ortak nokta var, KONFOR ALANI DIŞINA ÇIKTIĞINIZ HER EYLEM AYNI ZAMANDA SİZİ GELİŞTİREN EYLEMLERDİR! Bu söylediğim cümleyi tekrar tekrar okuyun, gelişmek için konfor alanınızın dışına çıkmak zorundasınız. Beyninizden gelen sinyalleri dinlemeyip ( bu tabii ki beyniniz size aksini bağırırken otobana atlamak değil ama zeki adamlarsınız anlamışsınızdır ) kendinizi geliştirecek şekilde her ne konuda olursa olsun çalışırsanız hem beyniniz hem vücudunuz buna adapte olmak zorunda kalır. Ancak beyin sinsidir, en ufak zayıflığınızda sizi yaptığınız işi bırakmanız için daima tekrar ve tekrar yoklayacaktır, uyanık olmalısınız.
Bir çoğunuzdan "Oo çok iyiymiş ya, yarın başlarım konfor alanımın dışına çıkmaya." söylendiğini duyar gibiyim, SAKIN. Bu alanı delip geçmek ve gerçek bir Alfa olmak adına ilk adımınızı atmak istiyorsanız, bu işe tam şu anda başlamak zorundasınız. Artık tembellik etmek yok, artık bahane üretmek yok, yapmanız gereken neyse onu yapacaksınız. Spora mı gitmeniz gerekiyor, gideceksiniz. Yeni bir dil mi öğrenmek istiyordunuz, hemen başlayın çalışmaya. Anneniz çöpü atmanızı istedi ama siz tam 3 saattir erteliyor musunuz(evet bir zamanlar ben de böyleydim ve çoğunuz hala böylesiniz), gidin atın o çöpü.
"Peki Apollo, bizi geride tutan bu hissi yenmek için kolay bir yol yok mu?" İrade gücünü sınayacak ama evet, var! Aynı zamanda bu sizin ilk göreviniz olacak.
1. Görev: 3,2,1 Taktiği:
Görevimiz son derece basit dostlarım. Yapmanız gereken şeyleri biliyor ama üşeniyorsunuz, bunu 3,2,1 taktiği ile kıracağız. Örneğin çöpü atmayı planlıyordunuz ama sabahtan beri forumda takılmaktan erteleyip durdunuz. Şimdi yapmanız gereken üçten geriye saymak ve 1'e geldikten sonra o an yaptığınız işi bırakıp yapmanız gereken işi yapmak. Yani üçten geriye sayıp biter bitmez kalkıyor ve çöpü atmaya gidiyorsunuz. Sonra eve geliyorsunuz, o gün gitar çalışmayı planlamıştınız ama çöpü bile atmadığınız için gitar da çalışmadınız. Hemen üçten geriye sayıyor ve oturuyorsunuz gitar akorlarının başına.
Bu gerçekten işe yarıyor mu? EVET. Buradaki olay beyni şartlandırmak aslında, bir nevi trick(numara). Ne kadar ufak olursa olsun, tamamladığınız her eylem beyninizdeki mutluluk mekanizmasını (ödül mekanizmasından kaynaklı olarak) tetikliyor ve iyi hissediyorsunuz. Gece yatmadan dişlerini fırçalamaya üşenen adamlar biliyorum ben. Şimdi sevgili dostum, üşenmiyor ve yapman gerekenleri üçten geriye sayıp yapmaya başlıyorsun. İşin güzel kısmı, bunu yaptıkça daha az zorlanmaya başlamanız, yani işler gittikçe kolaylaşacak ve tembellikten/ataletten kurtulacaksınız.
Şu andan başlamak üzere yarın 19:00'a kadar bunu uygulayın ve tamamladığınız işlemleri (çok özel olmadığı müddetçe ) be hislerinizi buraya rapor halinde yazın. Sakın üşenmeyin, Alfa adamlar yapmaları gereken şeyleri yaparlar unutmayın. Yarın yeni bölümde görüşmek üzere dostlarım.