- Katılım
- 11 Ağustos 2018
- Mesajlar
- 1,115
- Tepkime puanı
- 1,678
- Şehir
- İstanbul
Merhaba beyler. Dinimi uzun yıllardır yaşıyorum. Fakat bilgili olarak değil. Son bir kaç senedir araştırıyorum ve daha çok kendimi aydınlanmış buluyorum inancımda.
Allah'a şükürler olsun ki, beni bir kitleden ayırıp, başka bir kitleye soktuğu için.
Size neden islamiyeti seçtiğimi en basit bir dille anlatacağım ve neyi ve nasıl tercih ettiğimi de anlatacağım.
Size bir odada bebek örneği falan vermeyeceğim.
10 Dk da ateist bir genci müslüman yaptım videoları çekip atmayacağım.
Sadece size düşünmenizi sağlayacağım ve bazı şeylerin gerçekten mantık dışı olduğunu kavramanızı sağlayacağım.
En azından, kültür olarak yaşadığınız dini, bir gerçek olarak yaşamanıza katkı sağlarsam ne mutlu bana ve size.
Ateistlerin de bu konu da objektif olup, beni tamamen ön yargısız dinlemesini kalpten istiyorum.
Benim kanımca dini inançlar ilk başta korkudan başlar. İnsanlar bir şeylere ihtiyaç duyarlar ve o isteğini kendinden daha yüce olan bir kişiden isterler. Örneğin bir yaratıcı.
Her nasılsa kendi başına dünyaya gelemeyeceğini düşünüp nasıl bir anne arayışına girersin; bu dünyayı kim doğurdu düşüncesiyle de farklı bakamazsın.
Bunların hepsine geleceğim beyler. Bana bigbanglarla gelmeyin, evin içinde terlik aratmayın bana şimdi.
Bilgisizlik insanı her zaman farklı yerlere sürükler. Her zaman gördüğü ilk karmaşıklığı yanlış yorumlar ve gördüğü tek o karmaşıklıktan tüm varoluşu reddeder.
Örneğin; ateist arkadaşların bir kaç ayetin farklı çevrilmesi sonucu ayetler de saçmalık bulup din de bir açık araması gibi.
Allah'ın yaptırdığı ve yaşattırdığı olaylar da; kendi kafasıyla kusur araması gibi.
Biliyorsunuz ki, bu çevirileri diyanet yönetiyor. Sonuç olarak bu çeviri bir insan eliyle çıkıyor. Buna şaşmaz diyebilir miyiz? Diyemeyiz ! Asla !
Bir ayetin Türkçesine, başka bir ayetin de Arapçasına bakmanızı öneririm. Apayrı anlamlar içerir.
Veya; tek bir kelime '' ol dedi ve o oldu ''diye evrimle çelişir falan deyip islamı silmeye çalışırlar. Halbuki tamamen diyanetin yanlış çevirisinden kaynaklanan sorundan dolayıdır.
Bunun asıl olayı; gerçek çevirisi '' ol der ve o da olur. '' ( Olur; aşamalı bir durumdur. )
İslamiyeti eğer ki diyanetten ve hocalardan öğrenecekseniz, hiç öğrenmeyin daha iyidir. İslamiyet sadece kurandan öğrenilir.
Ne bir sünnet, ne de başka bir şey.
Ne şeyhlere, ne alimlere ne de hocalara inanın !
Diyanetler ve hocalar yahudiler ile masonlar ile dolmuş taşmış. Dini içerden bitirmeye çalışıyorlar.
Hani şey vardı; Hahambaşı Hayım Naum !
Lozan görüşmeleri tıkanır hale geldiği zamanlar ingilizlerin kralarının yanına gidip ( Lord gurzon ) bir çift laf söylemiştir ; "Siz savaşarak bunları alt edemediniz, edemezsiniz de. Siz Türklerin istiklalini tanıyın, ben size onların dinlerinden ve kültürlerinden kopacağını garanti ediyorum. Onları içlerinden biriyle vuralım".
Ve böylelikle Lord gurzon bazı tavizler şartlandırarak lozanı imzalar ve barış sağlanır.
İşte bulunduğumuz durum da tam aynı bu şekil işliyor. Dinimizi, kültürümüzü aynı bu şekil yıkıyorlar.
İçeriden, sinsice, yavaşça.
Eskiden insanımız giydiğimiz elbiseye dahi karışırken, eşcinsellik dahi ülke de yokken; şimdi ise, insanlar kültürümüze tamamiyle ters düşen davranışlara ve şeylere tamamiyle normal gözüyle bakıyor.
Kırmızı yazı da ki sözü anımasadınız mı? İşte tam olarakta yapmaya çalıştıkları bu ve tam olarakta başarıyorlar.
Artık camiler de dahi diyanetin süslü, ülkenin popülarite haline gelmiş hadisleri ve sorunları okunuyor.
Allahın sözü ve kelamından bahsedilmiyor bile.
Diyaneti kuran Atatürk. Sırf kur-an Türkçeye çevrilsin ve insanlar neye ibadet ettiklerini anlasınlar diye böyle bir girişimde bulundu. En azından doğru yapsınlar ne yapacaklarsa diye. Fakat Atatürk'ün bunu yapması onu müslüman yapmaz unutmayın. Fakat başka bir şey de yapmaz, ne olduğunu bilemeyiz tam olarak. Neye inandığını fakat, Atatürk'ün insanları bölenin dinler ve inançlar olduğuna tam inanç duyduğunu ve bundan nefret duyduğunu da bilmenizi isterim.
Yukarı da bahsettiğim haham gibi kişilerden amacını belirtmemek için, belli etmemek için her şeyi gizli saklı yapmaya başladı ve ayıya dayı dedi bir zamana kadar.
10 ekim 1935 tbmm mustafa kemal mason localarını kapatmak için meclise başvuruyor. şükrü kaya ve ismet inönü karşı çıkıyor olmaz diyor.
4 saat sonra mason locaları (kendi kendilerini) kapatıyor.
13 ekim 1935 mason localarının kapatılması kanunu çıkıyor.
1948 oluyor masonların büyük oyunu israil kuruluyor.
israili ilk tanıyan müslüman devlet türkiye oluyor ve o zaman milli şef hala ülkeyi yönetiyor.
bir kaç ay sonra inönü mason localarını açıyor ve zamanında kanunla değil kendi kendilerini kapattıkları için bütün mal ve mülklerini geri veriyor.
Tesadüfe bak !
Atatürk ölüyor ve ismet inönü ardından cumhur başkanı oluyor. Mason localarının kapanmasını istemeyen ismet inönü de, tekrardan mason localarını açıyor.
Ayrıca ismet inönünün mason ittihat terakkiye üye olması.
Amerikan yanlısı siyaset izlemesi ve atatürke ait her şeyi yok etme çabası (atatürk resimlerini kaldırıp kendi resimlerini paraya koymak,atatürke memleket rakı sofrasından değil adam gibi idare edilir demek, atatürk ölünce işte gitti paşanız şimdi yola deva demesi) bu iddiayı güçlendirir.
Atatürkün nasıl öldüğüne gelirsek, Atatürk araştırmalarıma göre ölmedi. Öldürüldü !
Atatürk aslında siroz değil de, sıtma nedeniyle hastalandı. Anofel cinsi bir sivrisinekte bulunan bir parazitin Atatürk'ü ısırması ve o paraziti ona geçirmesi.
Daha sonra Atatürk'ün doktorunun yanlış tedavi yapıp, Atatürk'ün ölmesi.
Atatürk ise fazla alkol ve sigara kullanıyor diye gençlere örnek olsun diye sigara ve alkolden öldü (sıtma) onlara ders olur diye öyle teşhis koymaları.
Halbuki Atatürk'ün durumu daha önce kötü değildi. Onlar öldürdü Atatürk'ü; delillerim. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından doktor mim kemal'dir.
ÖLÜMÜYLE ALAKALI ÇELİŞKİLER
Din adamlarının nereden geldiğini falan araştırın beyler. Özellikle ailelerini araştırın.
Kurana ters düşen bir sürü hadis ve sözleri vardır hepsinin.
Benim arapçam yok. Ben doğrusunu internetten bulamıyorum açıkçası. Onlar ne olarak görmemi istiyorlarsa, ben de aynen o şekil görüyorum.
Bunları da bildiğim için artık o kadar kasmıyorum. Rabbimin bana emrettiğini yapmaya çalışıyorum sadece o.
Bunun için kendinizi suçlamanız ve yiyip bitirmenize, dinden soğumanıza gerek yok.
Kitabı anlayabileceğiniz şekilde araştırın ve okuyun yeter.
Kelime farklılıkları, çeviri hataları var diye; tamamen yanlış anlaşılacak diye bir şey yok.
Yeter ki, huzurlu olduğunuz zaman ve gerçekten içinizden geldiği zaman okumaya bakın.
En önemlisi ise objektif okuyun !
Pekala size bu soruları sormak istiyorum. Bir düşünmenizi istediğim kısım burası arkadaşlar.
Din ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutun. Allah affetsin, kitapları da, peygamberleri de, tüm bunları bir anlığına çıkarın zihninizden, tüm dini görüşünüzü de bir anlığına kenara bırakın ve sadece şunları düşünün: "Evrendeki ilk madde nasıl oluştu? Neden oluştu? Ben nasıl "ben" olduğumu hissedebiliyorum? Neden aşk, kıskançlık, sevgi, korku gibi hislere sahibim? Nasıl his, duygu ve can sahibi olabiliyorum? Bu atomlar ve moleküller neye göre bu şekilde bir araya geliyorlar? Atom nereden biliyor h2o şeklinde birleşmesi gerektiğini?"
Pekala tamam. Her şey yoktan var oldu okey !
Fiziğin en temel prensibi "Enerji yoktan var, vardan yok edilemez"i söylediler.
"Lan şimdi atom bombası diye bir şey var, çekirdek tepkimeye giriyor, müthiş etkili bir enerji açığa çıkıyor. İyi de evrende sonsuz tane atom var, her şey atomlardan oluşuyor. Öyleyse bu kadar enerji yoktan mı var oldu?"
Birazcık şu yobaz damgasını unutup, biraz düşünerek bakın. Şu kibrinizi bırakarak.!
Lütfen ön yargısız biraz düşünün.
Bu din uğruna ne kanlar döküldü, ne savaşlar verildi. Hiçbir şey boş yere değildir arkadaşlar. Bir etrafınıza bakın, güzellikleri görün. Hiçbir şey boş yere değildir.
Her şeyin bir amacı vardır !
Bu insanlar boşuna bir inancı yıkmaya çalışmıyorlar.
Boşuna demiyorlar, bunları içinden yıkmamız lazım diye.
İyi düşünün ve gerçeği yaşayın. Her bir ayeti dikkatlice okuyun. Okuyanlardan feyz alın.
Selametle kalın !
Hocaların, din tüccarlarının, tasavvufcuların, cemaatcilerin, şeyhlerin, mezhepcilerin, sünnetcileri, ocuların, bucuların oyununa gelmeyin.
Tek gerçek kuran !
Allah size boşuna, sadece kurandan hesaba çekeceğini söylemedi değil mi?
Huzur içinde uyu atam.
Mekanın cennet olsun ! Asla bir daha senin gibi lider gelmez !
Allah'a şükürler olsun ki, beni bir kitleden ayırıp, başka bir kitleye soktuğu için.
Size neden islamiyeti seçtiğimi en basit bir dille anlatacağım ve neyi ve nasıl tercih ettiğimi de anlatacağım.
Size bir odada bebek örneği falan vermeyeceğim.
10 Dk da ateist bir genci müslüman yaptım videoları çekip atmayacağım.
Sadece size düşünmenizi sağlayacağım ve bazı şeylerin gerçekten mantık dışı olduğunu kavramanızı sağlayacağım.
En azından, kültür olarak yaşadığınız dini, bir gerçek olarak yaşamanıza katkı sağlarsam ne mutlu bana ve size.
Ateistlerin de bu konu da objektif olup, beni tamamen ön yargısız dinlemesini kalpten istiyorum.
Benim kanımca dini inançlar ilk başta korkudan başlar. İnsanlar bir şeylere ihtiyaç duyarlar ve o isteğini kendinden daha yüce olan bir kişiden isterler. Örneğin bir yaratıcı.
Her nasılsa kendi başına dünyaya gelemeyeceğini düşünüp nasıl bir anne arayışına girersin; bu dünyayı kim doğurdu düşüncesiyle de farklı bakamazsın.
Bunların hepsine geleceğim beyler. Bana bigbanglarla gelmeyin, evin içinde terlik aratmayın bana şimdi.
Bilgisizlik insanı her zaman farklı yerlere sürükler. Her zaman gördüğü ilk karmaşıklığı yanlış yorumlar ve gördüğü tek o karmaşıklıktan tüm varoluşu reddeder.
Örneğin; ateist arkadaşların bir kaç ayetin farklı çevrilmesi sonucu ayetler de saçmalık bulup din de bir açık araması gibi.
Allah'ın yaptırdığı ve yaşattırdığı olaylar da; kendi kafasıyla kusur araması gibi.
Biliyorsunuz ki, bu çevirileri diyanet yönetiyor. Sonuç olarak bu çeviri bir insan eliyle çıkıyor. Buna şaşmaz diyebilir miyiz? Diyemeyiz ! Asla !
Bir ayetin Türkçesine, başka bir ayetin de Arapçasına bakmanızı öneririm. Apayrı anlamlar içerir.
Veya; tek bir kelime '' ol dedi ve o oldu ''diye evrimle çelişir falan deyip islamı silmeye çalışırlar. Halbuki tamamen diyanetin yanlış çevirisinden kaynaklanan sorundan dolayıdır.
Bunun asıl olayı; gerçek çevirisi '' ol der ve o da olur. '' ( Olur; aşamalı bir durumdur. )
İslamiyeti eğer ki diyanetten ve hocalardan öğrenecekseniz, hiç öğrenmeyin daha iyidir. İslamiyet sadece kurandan öğrenilir.
Ne bir sünnet, ne de başka bir şey.
Ne şeyhlere, ne alimlere ne de hocalara inanın !
Diyanetler ve hocalar yahudiler ile masonlar ile dolmuş taşmış. Dini içerden bitirmeye çalışıyorlar.
Hani şey vardı; Hahambaşı Hayım Naum !
Lozan görüşmeleri tıkanır hale geldiği zamanlar ingilizlerin kralarının yanına gidip ( Lord gurzon ) bir çift laf söylemiştir ; "Siz savaşarak bunları alt edemediniz, edemezsiniz de. Siz Türklerin istiklalini tanıyın, ben size onların dinlerinden ve kültürlerinden kopacağını garanti ediyorum. Onları içlerinden biriyle vuralım".
Ve böylelikle Lord gurzon bazı tavizler şartlandırarak lozanı imzalar ve barış sağlanır.
İşte bulunduğumuz durum da tam aynı bu şekil işliyor. Dinimizi, kültürümüzü aynı bu şekil yıkıyorlar.
İçeriden, sinsice, yavaşça.
Eskiden insanımız giydiğimiz elbiseye dahi karışırken, eşcinsellik dahi ülke de yokken; şimdi ise, insanlar kültürümüze tamamiyle ters düşen davranışlara ve şeylere tamamiyle normal gözüyle bakıyor.
Kırmızı yazı da ki sözü anımasadınız mı? İşte tam olarakta yapmaya çalıştıkları bu ve tam olarakta başarıyorlar.
Artık camiler de dahi diyanetin süslü, ülkenin popülarite haline gelmiş hadisleri ve sorunları okunuyor.
Allahın sözü ve kelamından bahsedilmiyor bile.
Diyaneti kuran Atatürk. Sırf kur-an Türkçeye çevrilsin ve insanlar neye ibadet ettiklerini anlasınlar diye böyle bir girişimde bulundu. En azından doğru yapsınlar ne yapacaklarsa diye. Fakat Atatürk'ün bunu yapması onu müslüman yapmaz unutmayın. Fakat başka bir şey de yapmaz, ne olduğunu bilemeyiz tam olarak. Neye inandığını fakat, Atatürk'ün insanları bölenin dinler ve inançlar olduğuna tam inanç duyduğunu ve bundan nefret duyduğunu da bilmenizi isterim.
Yukarı da bahsettiğim haham gibi kişilerden amacını belirtmemek için, belli etmemek için her şeyi gizli saklı yapmaya başladı ve ayıya dayı dedi bir zamana kadar.
10 ekim 1935 tbmm mustafa kemal mason localarını kapatmak için meclise başvuruyor. şükrü kaya ve ismet inönü karşı çıkıyor olmaz diyor.
4 saat sonra mason locaları (kendi kendilerini) kapatıyor.
13 ekim 1935 mason localarının kapatılması kanunu çıkıyor.
1948 oluyor masonların büyük oyunu israil kuruluyor.
israili ilk tanıyan müslüman devlet türkiye oluyor ve o zaman milli şef hala ülkeyi yönetiyor.
bir kaç ay sonra inönü mason localarını açıyor ve zamanında kanunla değil kendi kendilerini kapattıkları için bütün mal ve mülklerini geri veriyor.
Tesadüfe bak !
Atatürk ölüyor ve ismet inönü ardından cumhur başkanı oluyor. Mason localarının kapanmasını istemeyen ismet inönü de, tekrardan mason localarını açıyor.
Ayrıca ismet inönünün mason ittihat terakkiye üye olması.
Amerikan yanlısı siyaset izlemesi ve atatürke ait her şeyi yok etme çabası (atatürk resimlerini kaldırıp kendi resimlerini paraya koymak,atatürke memleket rakı sofrasından değil adam gibi idare edilir demek, atatürk ölünce işte gitti paşanız şimdi yola deva demesi) bu iddiayı güçlendirir.
Atatürkün nasıl öldüğüne gelirsek, Atatürk araştırmalarıma göre ölmedi. Öldürüldü !
Atatürk aslında siroz değil de, sıtma nedeniyle hastalandı. Anofel cinsi bir sivrisinekte bulunan bir parazitin Atatürk'ü ısırması ve o paraziti ona geçirmesi.
Daha sonra Atatürk'ün doktorunun yanlış tedavi yapıp, Atatürk'ün ölmesi.
Atatürk ise fazla alkol ve sigara kullanıyor diye gençlere örnek olsun diye sigara ve alkolden öldü (sıtma) onlara ders olur diye öyle teşhis koymaları.
Halbuki Atatürk'ün durumu daha önce kötü değildi. Onlar öldürdü Atatürk'ü; delillerim. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından doktor mim kemal'dir.
ÖLÜMÜYLE ALAKALI ÇELİŞKİLER
- Atatürk’ün ölümünden sonra düzenlenen birinci raporda ölüm sebebi karın içinde asit toplanması olarak gösterilirken, ikinci raporda alkolle ilgili karaciğer iltihabı neden olarak gösterilmektedir. Yani raporlar arasında ciddi çelişkiler vardır. Evet, Atatürk alkol içen bir insandı; fakat bu demek değildir ki raporları keyfinize göre değiştirip, işinize gelen şekilde düzenleye bilesiniz…
- Atatürk’ün öldükten sonra otopsisi ya da biyopsisi yapılmamıştır. Üstelik büyük bir kesim bunu talep etmişti: “Paşa normalde iyileşiyordu, ne oldu da birden bire öldü?” diye soruluyordu.
Din adamlarının nereden geldiğini falan araştırın beyler. Özellikle ailelerini araştırın.
Kurana ters düşen bir sürü hadis ve sözleri vardır hepsinin.
Benim arapçam yok. Ben doğrusunu internetten bulamıyorum açıkçası. Onlar ne olarak görmemi istiyorlarsa, ben de aynen o şekil görüyorum.
Bunları da bildiğim için artık o kadar kasmıyorum. Rabbimin bana emrettiğini yapmaya çalışıyorum sadece o.
Bunun için kendinizi suçlamanız ve yiyip bitirmenize, dinden soğumanıza gerek yok.
Kitabı anlayabileceğiniz şekilde araştırın ve okuyun yeter.
Kelime farklılıkları, çeviri hataları var diye; tamamen yanlış anlaşılacak diye bir şey yok.
Yeter ki, huzurlu olduğunuz zaman ve gerçekten içinizden geldiği zaman okumaya bakın.
En önemlisi ise objektif okuyun !
Pekala size bu soruları sormak istiyorum. Bir düşünmenizi istediğim kısım burası arkadaşlar.
Din ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutun. Allah affetsin, kitapları da, peygamberleri de, tüm bunları bir anlığına çıkarın zihninizden, tüm dini görüşünüzü de bir anlığına kenara bırakın ve sadece şunları düşünün: "Evrendeki ilk madde nasıl oluştu? Neden oluştu? Ben nasıl "ben" olduğumu hissedebiliyorum? Neden aşk, kıskançlık, sevgi, korku gibi hislere sahibim? Nasıl his, duygu ve can sahibi olabiliyorum? Bu atomlar ve moleküller neye göre bu şekilde bir araya geliyorlar? Atom nereden biliyor h2o şeklinde birleşmesi gerektiğini?"
Pekala tamam. Her şey yoktan var oldu okey !
Fiziğin en temel prensibi "Enerji yoktan var, vardan yok edilemez"i söylediler.
"Lan şimdi atom bombası diye bir şey var, çekirdek tepkimeye giriyor, müthiş etkili bir enerji açığa çıkıyor. İyi de evrende sonsuz tane atom var, her şey atomlardan oluşuyor. Öyleyse bu kadar enerji yoktan mı var oldu?"
Birazcık şu yobaz damgasını unutup, biraz düşünerek bakın. Şu kibrinizi bırakarak.!
Lütfen ön yargısız biraz düşünün.
Bu din uğruna ne kanlar döküldü, ne savaşlar verildi. Hiçbir şey boş yere değildir arkadaşlar. Bir etrafınıza bakın, güzellikleri görün. Hiçbir şey boş yere değildir.
Her şeyin bir amacı vardır !
Bu insanlar boşuna bir inancı yıkmaya çalışmıyorlar.
Boşuna demiyorlar, bunları içinden yıkmamız lazım diye.
İyi düşünün ve gerçeği yaşayın. Her bir ayeti dikkatlice okuyun. Okuyanlardan feyz alın.
Selametle kalın !
Hocaların, din tüccarlarının, tasavvufcuların, cemaatcilerin, şeyhlerin, mezhepcilerin, sünnetcileri, ocuların, bucuların oyununa gelmeyin.
Tek gerçek kuran !
Allah size boşuna, sadece kurandan hesaba çekeceğini söylemedi değil mi?
Huzur içinde uyu atam.
Mekanın cennet olsun ! Asla bir daha senin gibi lider gelmez !
Son düzenleme: