Lise birdeyken sosyal değeri çok düşük olan biriydim, özgüvenim çok düşüktü bu yüzden kendime itiraf edemesem de sosyal değerimi artırmak, sevilen ve saygı duyulan biri olmak istiyordum. Sbs den düşük puan aldığım için eline kitap almamış, araştırmayan, öğrenmeyen, amaçsız insanların içine düşmüştüm. Erkekler kavgada iyi olan adama ve çevresi olan adama saygı duyuyordu o kadar seviyesiz bir ortamdaydım yani. Tabii ben de kısa boylu ve cılızdım ve beni hanzo tipler ezmeye çalışırdı. Ben de hep fiziksel gücü olan adam hayatta en çok saygı duyulan adamdır düşüncesine kapıldım. Ücretsiz olan dövüş sporlarına gitmeye başladım, çünkü bilinçaltım güçlü olamam gerektiğini söylüyordu. Dokuzuncu sınıf bitti ve ben başka düşük puanlı bir liseye geçiş yaptım, burada biraz da olsa sosyal değerim artmıştı, çünkü tanıdığım çok insan vardı, hala özgüvenim çok azdı ama geçen seneye nispeten daha iyiydi. Yine seviyesiz bir ortam var, kavgacı olana saygı duyuluyor... Üç ay sonra şans yüzüme güldü güzel Anadolu liselerinde kontenjan açıldı ve düşük puanlarla o liselerden birine yerleştim, ama pek bir fark olmadı yine seviyesiz ortam vardı ama en azından burdaki ortam daha iyiydi, kavga çok az olurdu, çok daha fazla süt çocuğu vardı. Bu sırada ben de dövüş sporunda bayaa ilerlemeye başladım. Onuncu sınıfta bitti ve on birinci sınıfa geçtiğimde artık iyi bir dövüşçü olarak bakıyordum kendime. Bakışlarım bile çok sertti ve insanlar göz göze gelmeye bile çekiniyorlardı. Neredeyse herkese üstünlük taslıyordum, kavga ediyordum. Halbuki beni sevsinler bana saygı duysunlar diye yapıyordum tüm bunları ama çevremde neredeyse kimse kalmamıştı bunları yaparak. Tabii bunların hiçbirini bilinçli yapmıyorum. Yapayalnız kalmıştım. Kendimi kitaplara ve derslere verdim, okul birincisi bile oluyordum deneme sınavlarında... Bu sayede Dokuz Eylül Üniversitesinin güzel bir bölümüne yerleştim. Üniversitenin başlamasına bir hafta kalmıştı ve ben kitapçıda dolanırken Neuro Aşk diye bir kitaba takıldı gözüm. Aldım okudum ve insan ilişkileri hakkında bir sürü yeni şeyler öğrendim, bunları bilerek üniversiteye başladım ve harika bir ortam kurdum kendime, sınıfın en göze batan çocuğu bendim, her şey harikaydı. Gücün çevrendeki insanlarla paralel olduğunu anlamaya başladım. Yani tanınırlık, fiziksel güçten çok çok daha güçlüyüdü, sevildiğimi ve saygı duyulan biri olduğumu düşünmeye başladım. Lakin bir yıl önce okuduğum Mevlana nın hikayesinden ders çıkarmam gerekiyormuş. Bir gün Mevlana ağacın altında otururken yanına dergahtan bir arkadaşı gelmiş ve yatan köpekleri gösterip baksana şunlara ne de güzel uzanmışlar ne kadar iyi dostlar... Demiş. Mevlana da demiş ki sen araya bir kemik at da gör kardeşliği!! Sınıf arkadaşlarımın bazılaruyla aram bozuldu çünkü aramıza kız geldiğinde birbirimize üstünlük sağlamaya çalışıyorduk, bu yüzden sert bir tartışma geçti aramızda ve görüşmüyoruz şimdi ama onları kaybetmem hiç sorun değil çünkü artık bir sürü arkadaşım var ve her geçen gün sayısı artıyor, bu son olaydan da ders çıkardım ve insan ilişkileri üzerinde çok araştırma yaptım. Artık her geçen gün insan ilişkilerim iyiye gidiyor. Kısacası seviyesiz bir ortamdaysanız fiziksel gücü her şey sanmayın. Artık fiziksel güç sosyal değer yaratmıyor, sevilen insan olun, insanlarla uyum yakalamaya çalışın, ve en önemlisi üstünlük sağlamaya çalışmayın. Ve eğer birisiyle arkadaşlığınızı bitirmek istiyorsanız ona karşı üstünlük kurmaya çalışın emin olun bitecektir Eğer insan ilişkilerinde iyi olmazsanız, insanları etkileyemiyorsanız güçsüz kalmaya mahkumsunuz!!

Üslubum emrivaki oldu, eğer rahatsız olduysanız ve başka bir hatam varsa affola, kendinize çok iyi bakın, bu hayatta sizden daha değerli hiç kimse yok, kendinize değer katın

Aynen öyle dostum dostunu zor gününde gör demişler genelde hep kız yüzünden oluyor üniverstedeki dostluklar çıkar ama insanla alakalı birşey aslında konussan da konusmasanda hep arkadan birsey diyenler olacak

Özellikle yakışıklı ve zeki adamlar varsa feci kıskanılıyorlar.Kıskanmayın nimetlerinden yararlanın.Alın yanınıza toplayın kızları/ ilgiyi saygıyı

Ünide sağlam bir arkadas cevresi kurun ve o cevreyi mumkun oldugunca korumaya calisin.
Not: Mevlanaya inanmayın o tur seyler kafanizi bulandirir.