Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Boynuzun Kulağı Geçtiğini Hissettirmeyin

Godless Alpha

Mekanın Sahibi
Yönetici
Katılım
28 Mart 2018
Mesajlar
432
Tepkime puanı
1,626
Şehir
Antalya
Selamlar beyler. Bu yazıyı dün yazacaktım aslında ama yeni fırsatım oluyor.
Malatya'da bu yıl 8.si düzenlenen film festivali dolayısıyla birçok ünlü oyuncuyu misafir ediyoruz. (Ediyormuşuz geç öğrendim.)

Özellikle şeref konukları olarak Şener Şen ve Perran Kutman geldi. Buna ek olarak Cem Yılmaz, Ezgi Mola ve daha birçok tanınmış yüz burada.
Dün sinema seanslarına bakmaya gittim avmye. O sırada liseden bir arkadaşıma rastladım, başka bir arkadaşını ikna etmeye çalışıyordu. Kulak misafiri oldum ister istemez. "Oyuncular konuşma yapıyorlar şu an yetişirsek fotoğraf çekilebiliriz belki" diyordu. Öbür elemanı ikna edemedi bir türlü. Ben de oldum olası severim Cem Yılmaz'ı belki fotoğraf çekilebiliriz diye düşündüm. "Hadi beraber gidelim" deyip plansızca yola koyulduk.

Oraya vardığımızda ödül töreni yapılıyordu. Davetiyesiz alınmıyormuş içeriye. Bizim de haberimiz yoktu davetiye olayından. Ne yapsak da girsek diye düşünürken başka arkadaşı gördüm. Gidip selam verdim. Arkadaşım da belediyede çalışıyor. Ben sizi içeriye sokarım, dedi. Birkaç dakika uğraştıktan sonra içeri aldırdı bizi de.

Malatya birçok ünlü sanatçının doğup yetiştiği memlekettir. İz bırakmış siyasetçilerin birçoğu buralıdır. Son yıllarda aldığı göçlerden ötürü bozulmuş bir memleket burası. Yoksa eskiden insanı aydın, yeniliğe açıkmış. Sonradan memleket bozulunca yeni sanatçılar, iz bırakan kişiler de yetişmemiş hayliyle. Pek ünlü de gelip gitmez bu yüzden.

Varmak istediğim nokta pek ünlü görmeyiz ve görünce de doğal olarak heyecanlanırız. Cem Yılmaz olunca insan daha da heyecanlanıyor. Tabi benim diğerlerinden haberim yoktu, oraya gidince öğreniyorum. Oraya gidip gördüğümde gerçekten kaliteli yönetmenler, ünlü oyuncular oradaydı. En çok dikkatimi çeken 3 isimi konunun başında söylemiştim.

Her oyuncuya ödülleri verilirken filmlerinden kısa kesitlerin olduğu video izlettiler. Kemal Sunal'ı gördüklerinde Şener Şen ve Perran Kutman'ın gözleri doldu. Bizim de öyle. Düşünsenize aynı durumda siz olduğunuzu. O kadar samimiyetin olan insanı sadece video olarak izleyebildiğinizi... Zor bir durum.

Perran Kutman, Şener Şen sahneye çıktıklarında pek kuvvetli alkış çalınmadı. Cem Yılmaz çıkınca herkes alkışa yüklendi. Cem Yılmaz yine espri yapar diye bekledi herkes. O yapmadı. Mükemmel ötesi bir konuşma yaptı, Şener Şen'in, Perran Kutman'ın kendisinin ustaları olduğunu söyledi.

Konuyu yazma sebebim tam da bu aslında. Cem Yılmaz ön plana çıkabilirdi, buna çok müsaitti ama yapmadı.

Şener Şen ve Perran Kutman da komedyenler sonuçta, her ne kadar film oyuncusu olsalar da komedi filmlerinde ön plana çıktılar. Onlar kendi çağının en etkili isimleriydi. Unutulmaz eserler bıraktılar, hafızamıza kazındılar. 7'den 70'e hepimiz biliyoruz filmlerini.

Cem Yılmaz ise günümüzün en çok ön planda olan ismi. Kendisini oldukça yetiştirmiş ve mizahın markası haline gelmiş bir isim. Orada ön plana çıkmak istese çok rahat çıkabilirdi. Yapmadı. Hatta tören biter bitmez hızlıca arka kapıdan çıktı, fotoğraf çektirmedi kimseyle.

Bu davranışıyla takdirimi kazandı. Bilinçli olan herkesin takdirini, boş insanların ise antipatisini kazandı.

Boynuz kulağı geçer sözünün manasını hepiniz az çok biliyorsunuz.

Hikayesi var mıdır bu sözün gerçekten bilmiyorum ama Erzurum'lulara göre bunun hikayesi şudur:

"Zamanın birinde Erzurum’da sıcak bir yaz günü ünlü bir usta ile çırağı minare yapımına başlamışlar. Harıl harıl biri bir minareyi diğeri bir minareyi örüyormuş. Usta bir minareye başlamış, çırağı ötekine.

Günler geçtikçe minareler de yükselirmiş. Ne var ki, çırağın yaptığı minare, ustanın yaptığından daha güzel, daha göz alıcı olmuş.
Usta bunun farkına varmış ama ağzını açıp tek kelime söylemeyi de gururuna yedirememiş. Çırak ise, ustasını geçtiğine inanmış. O da anlayamadığı bir gurura, bir büyüklüğe kapılmış.

Bir ara çırak dayanamamış, alnındaki terleri silerek, öteki minarede çalışan ustasına seslenmiş:
- Usta, bana bir su getir!

Bunu duyan ustanın elinden malası düşüvermiş. Gururu incinmiş, gönül kâsesi çatlamış, gözleri bulanmış:
“Usta idim oldum çırak,
At kendini aşağı bırak!”
Diyerek, kendisini aşağı bırakıvermiş.

Bu durumu görüp hatasını fark eden çırak pişman olmuş ve çok üzülmüş. Ustasının arkasından o da kendini minareden aşağıya atmış.
“Çırak iken oldum üstat,
Ne durursun kendini at!”
Diyerek, o da kendini aşağı bırakıvermiş.

Her ikisi de oracıkta can vermişler.
Çalışan işçiler bu olaya çok üzülmüşler ve işi yarım bırakarak gitmişler. Gel gör ki, minareler yarım kalmış. O günden bugüne tamamlanmamıştır. "

Velhasılı kelam dostlar Cem Yılmaz orada ön plana çıkmış olsaydı saygısızlık etmiş olacak ve o güzel insanları üzecekti. Her 3 isim de işinin en iyileriydi fakat çağ meselesi. Çağ değiştikçe insanların anlayışları değişiyor. Günümüzdeki insanları Cem Yılmaz daha çok etkiliyor.

Hepsi bunların farkında ama insanlar değil. Bu yüzden Cem Yılmaz en doğru olanı yaptı ve geri planda durdu. Saygıda kusur etmedi, onlar da aynı şekilde mütevazı davrandı. Sonra da sessiz sedasız ayrıldı oracıktan. En güzelini yaptı.

Bu olayı ders almanız açısından anlatıyorum aslında. Saygı her şeydir. Kibir her şeyi bitirir.

Olayın özü arkadaşlar ne yaparsanız yapın, elinizden gelenin en iyisini yapın. Ustalardan ders alın ama kibirlenip saygısızlık yapmayın. Kendini kanıtlamış insanların davranışlarını inceleyin fırsat buldukça. Mutlaka bir şeyler kaparsınız.
 
Robert greene gücün 48 kuralı, kural 1: "never outshine the master."
Çok haklı bir konu eline sağlık
 
Mevlana'ya sormuşlar;
- O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin?
Mevlana şu cevabı vermiş;
- Haddimi bilirim.

Bizler kendimizi çok yüceltiyoruz. Oysa ki diyor ya Yunus Emre " İlim kendin(i) bilmektir."

Bir çoğumuzun zihni yıkandı, kızlar ile olan ilişkilerimizden ve öğrendiğimiz bir kaç bilgiden sonra açıkçası benim egom çok yükselmişti. Zaten nefsim ile olan bir savaşım vardı alfa-beta erkek kavramları ile bu nefsim iyice kullandı beni.

Artık doğru olan şeyin, insanların gönlünü almak olduğunu düşünüyorum.

Yüzyıllar boyunca dünyaya yol vermişiz, isterseniz Büyük Hun İmparatorluğu'nu örnek gösterin, isterseniz çok daha eskilere gidip Kimmerler'i örnek gösterin bizler tüm Dünya'ya yol vermiş en köklü Devletiz.

Tekrar tekrar görüyorum ki, öyle gençler, öyle zihinler harcanıyor ki kendi kendime bazen dertleniyorum.

Bu sözlerin bir çoğu havada kalacak biliyorum fakat umudumu asla yitirmeyeceğim. Dünyadaki tüm hazlardan daha ötededir vatanının ve milletinin Dünya'ya yön vermesi, hem de kimin sayesinde biliyor musunuz? Bizlerin!!!

Çalışan kişilere selam olsun, hayatını boş yere harcayan kişilere de Allah akıl fikir versin.

Hz.Ali demiş ki "Bana bir harf öğretenen kırk yıl kölesi olurum."
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst