Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Büyüteç Etkisi

Kuşçubaşı

Blog Yazarı
Yönetici
Süper Moderatör
Katılım
9 Nisan 2018
Mesajlar
361
Tepkime puanı
3,201
Şehir
Antalya
Büyüteç Etkisi Nedir?

Küçükken büyüteç kullanarak kuru yaprak yığınını ya da bir kağıdı yakmaya çalışmayanımız var mıdır aramızda ? Bence yok denecek kadar azdır diye tahmin ediyorum. Küçüklüğümüzün eğlenceli deneylerinden birisidir bu ve aynı zamanda da bir o kadar önemli ve bilgilendiricidir.

Peki nasıl oluyor da bir büyüteç aracılığıyla herhangi bir şeyi yakabiliyoruz ? Aslında, bunu çoğunuzun da bildiği üzere o kuru yaprak yığınını ya da kağıdı yakan şey büyütecin kendisi değil, büyütecin bir araya topladığı güneş ışınları.

Yani, büyütecin tek yaptığı etraftaki güneş ışınlarını tek bir noktada toplamak ve bunu da bir noktaya yönlendirmek. İşin güzel yanı da şu ki; o Güneş ışınları tek bir noktaya toplanmamış haldeyken hiçbir yakıcı özellikleri bulunmuyordu ve zararsız haldelerdi: ta ki o büyüteç hepsini bir noktaya toplayana kadar.

İşte, ben beynimizi bu büyütece ve odağımızı da güneş ışınlarına benzetiyorum, o kuru yaprak yığını ise bizim hedeflerimiz ve sorumluluklarımızdır. Eğer beynimizi kullanarak odağımızı tek bir noktaya yöneltmeyi başarabilirsek, o alanda hiç de ufak görünmeyecek başarılar elde etmemiz kaçınılmaz olacaktır.

Çünkü beynin çalışma yapısı tam olarak bu şekildedir. Yapılan araştırmalara göre beynimiz birden fazla şeye odaklanmak yerine, tek bir konuya odaklanarak çalışabilen bir organdır.

Ve yine yapılan araştırmalar gösteriyor ki, aslında biz aynı anda birden fazla şeye odaklanabildiğimizi sansak bile tek yaptığımız uğraştığımız konular arasında odağımızı sürekli değiştirmekten ibaret. Yani aynı anda iki konuyla birden uğraşıyorsanız, mesela hem telefonla konuşuyor hem de yemek hazırlıyorsanız bu demek değildir ki iki işe de aynı anda odaklanıyorsunuz. Yaptığınız tek şey siz fark etmeksizin beyninizin bazı süreler konuşmaya ve bazı süreler de yemek yapmaya odaklanması ve ikisini aynı anda götürmeye çalışması. Bu da esasında beyninize oldukça zarar veren bir alışkanlık türüdür.

İngilizce’de buna “Multitasking” deniyor ve bunu “Çoklu Görev” olarak çevirebiliriz Türkçe’ye. Siz bunu yaptıkça, yani aynı anda birden çok göreve odaklanmaya çalıştıkça bu durum beyninizin tek bir konuya odaklanma performansını sekteye uğratıyor, üstelik de bu alışkanlığınıza devam ederek bu durumu sürekli ve daha ağır sonuçları olacak bir çıkmaza doğru sürüklüyorsunuz.

Unuttunuz mu ? Farklı yerlere dağılmış güneş ışınları ile hiçbir yere varamazsınız. Eğer bir şeyleri yakmak istiyorsanız, güneş ışınlarını tek bir noktaya toplamak mecburiyetindesiniz.

Tıpkı başarılı olmak için aynen bunu yapmanız gerektiği gibi.

Hayatınızdaki hedefleriniz, amaçlarınız ya da sorumluluklarınız nedir bilmiyorum ama sizden istediğim bunları bir liste haline getirmeniz ve ilk sıradaki kendinize belirlediğiniz göreviniz ne ise yalnızca ama yalnızca ona odaklanmanızdır. O bitene kadar da sıradakine atlamak yok!

Ve böylece her seferinde tek bir görevi bitirerek hem beyninize bir şeyler başarmaya başladığınız hissini aşılayacaksınız ki bu durum bilinçaltınızı bu yönde programlayacak, hem beyninizdeki mutluluk hormonlarını devreye sokacaksınız bu sayede, hem de beyninizin odaklanma yeteneğinin tekrardan eski gücüne kavuştuğunu görmeye başlayacaksınız.

İşte ben buna “Büyüteç Etkisi” adını veriyorum. Tek bir konuya odaklanın ve tüm dikkatinizi o konuya verin. Böylece beyninizin o konuyu bitirmek için canla başla mücadele ettiğini, üstelik o konuyu belki de beklediğiniz performansın çok yukarısında ve hızlıca bitirdiğinizi fark edeceksiniz.

Bunda şaşılacak bir yan yok, nihayetinde beynimizi fabrika ayarlarına geri döndürüyoruz bunu yaparak.

Üstelik, şöyle bir tarihe baktığınız zaman meşhur bilim insanlarının, liderlerin ve diğer başarılı insanların neredeyse tamamına yakının güçlü bir odaklanma yeteneğine sahip olduğu gerçeği ile karşılaşacaksınız. Mesela meşhur bir ressam, mucit ve mühendis olan Leonardo Da Vinci’nin öyle zamanları olurdu ki, yaptığı işe öylesine odaklanırdı ki bazen etrafındaki sesleri bile duymayacak duruma gelirdi, yalnızca ve yalnızca yaptığı iş ve kendisi vardı o an için dünya üzerinde. Sizce böyle bir odaklanma gücünün bu kadar harika eserler meydana getirmemesi olanağı var mıdır ? Hiç sanmıyorum. Mustafa Kemal Atatürk, bazen saatlerce okuduğu kitaba odaklanmış bir durumda olurdu ve o kitap bitinceye kadar yerinden kalkmazdı. Böyle geçirdiği çoğu gecelerde gözü yorulduğu zamanlarda ıslak bir tülbentle gözlerini biraz siler ve kaldığı yerden okumaya devam ederdi. Neden mi ? Çünkü odaklanmış bir beyindeki şevk ve motivasyon hiçbir yerde bulunamaz nitelikte bir güçtür. İşte bu tam olarak odaklanmış bir beynin Büyüteç Etkisidir.

Esasında odaklanmanın bu gücünün hepimiz farkındayız, fakat 21.yüzyılın bu devasa keşmekeşinin ortasında kalmış insanlar olarak ne yazıktır ki bu gücü kullanabilmekten mahrum ediyoruz kendimizi. Çünkü ilgimizi çekebilecek o kadar çok tuzak, o kadar çok engel var ki…

Ve bilmiyorum belki de bana “ne biçim bir paranoyaksın sen” diyeceksiniz ama ben birileri tarafından bu tuzakların ve engellerin bazılarının bilerek önümüze koyulduğunu hissediyorum. Çünkü şurası bir gerçek ki, televizyona-bilgisayara-internete ve sosyal medyaya harcadığı vakti ve odağı insanoğlu eğer kendi amaçlarına, hedeflerine ve sorumluluklarına adasaydı belki de şu an gayet iyi konumda olan bazı insanların bu konumları büyük sarsıntılar yaşayabilirdi.

Bu yüzden onların tek istediği güneş ışınlarının tek bir noktaya toplanmasını engellemek.

O yüzden onlar diyor ki: “Aa bak! Burada şöyle bir şey varmış şuna baksana, ona bakarken şuna da bir göz at hatta şunu da bir izle, ondan sonra şunu da ve bunu da…”

Ve böylece zekice bir şekilde kendilerine gelecek tehlikeleri, yani sizlerin başarısını elimine etmiş oluyorlar.

Bilmiyorum acaba bu konuda bana katılıyor musunuz ? Eğer katılıyorsanız sizce de artık bu zinciri kırmanın zamanı gelmedi mi ? Eğer geldiyse, o halde beyninizin bu gücünü kullanmaya başlayın.

Bundan sonra sizden yalnızca tek bir şey istiyorum: birim zamanda birim işe odaklanın. Başladığınız iş neyse sadece onu yapın, düşündüğünüz şey neyse yalnızca onu düşünün. Beyninizin bir maymun gibi daldan dala atlamasına müsaade etmeyin ve güneş ışınlarının tek bir noktaya odaklanmasını sağlayın, böylece o yakıcı gücü beyninizin ve kalbinizin en derinlerinde hissetmeniz kaçınılmaz olacaktır.

Ve konumuzu meşhur devlet adamı George Clemenceau’nun şu sözleri ile kapayalım:

“Başarımın sırrı, saçlarımı tararken saçlarımdan başka bir şey düşünmememdedir..”


İYİ FORUMLAR!
 
Güzel bir yazi, farkındalığım arttı.
Ayrıca odak dağıtma konusunda, kasmadan odağın dağıtıldığını düşünüyorum. Demek istediğim, gücü elinde bulunduran kesim daha fazlası için sürekli yeni projeler yapıp, reklam falan yapıyor ve insanların odağı dağılıyor. Reklamın amacı yönlendirme olsada özellikle "İnsanlar odaklanıp başaralı olamasın." diyen birileri yoktur diye düşünüyorum çünkü bunu demeye kalmadan insanlar odaklarını dağıtıyor.
 
Güzel yazı teşekkürler fakat benim şöyle bir sıkıntım var bi hedefe amaca odaklanıyorum üniversite sınavına örneğin 3-5 gün güzel çalışıyorum sonra bi salma isteği geliyor salınca bir daha kendimi toparlayamıyorum ne yapabilirim sence?
 
Yani sürekli bu kısır döngünün içine giriyorum planımı yapıyorum biraz pc oyunu oynayayım diyorum sonra toparlayamıyorum iradem zayıf bu yönde
 
Yoğurt yerken telefona bakıyordum, artık bakmıyorum. Teşekkürler Kuşçubaşı.
 
Bundan sonra tek bir şeye odaklanacağım , bu odak problemi zamanla kendiliğinden çözülür mü ?
 
Az önce odaklanarak bir işe girdim ve daha önce bu işi bu kadar etkili yapmamıştım.Yine çok güzel bir konuyu el almışsın,teşekkürler
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst