- Katılım
- 9 Nisan 2018
- Mesajlar
- 361
- Tepkime puanı
- 3,201
- Şehir
- Antalya
Sen, evet sen! Hedefleri olmayan, hayatta bir amacı olmayan, sorumlulukları olmayan, öyle Afrika steplerinde yayılıp yatan hayvan gibi yaşayan kardeşim, sana sesleniyorum.
Gerçi o Afrika steplerindeki hayvanın bile bir amacı var, hiç olmazsa yaşamak için mücadele ediyor ve içgüdülerinde yatan her ne ise onu gerçekleştirmeye çalışıyor da, neyse...
Ne kadar var bu duruşsuz erkeklerden, değil mi ? Hayatında en son ne zaman eline bir kitap aldı mesela bu adam ? Ne zaman profesörlerin, bilim adamlarının katıldığı bir sohbet dinledi ? Mesela ne zaman kendisi için bir şeyler yaptı ? Ne zaman oturup "benim amacım ne ? hedefim ne ? beni diğerlerinden ayıran ne ?" diye sordu kendine ? Hiçbir zaman! İşte bu adam duruşu olmayan adamdır. Duruşu olmadığı için de çok kolay eğip bükerler bu adamı.
Gerek kızlar olsun, gerek ailesi olsun, gerek siyasetçiler olsun... Herkes eğip büker bu adamı.
Oysa ki, tarih dediğimiz kavram duruşu olan insanların yazdığı bir kitap değil midir esasında ? Başarı dediğimiz kavram duruşu olanların gerçekleştirdiği bir şey değil midir ? Büyük insanlar duruşu olan insanlar değil midir ? Tarih bir su gibi bulunduğu kaba giren adamı mı yazacak yoksa "gelin gelin hepiniz gelin" deyip gerektiğinde tüm dünyaya bile korkusuzca meydan okuyabilen adamı mı yazacak ?
Ha, tarih duruşsuz adamı da yazar kuşkusuz, ama bir Nasrettin Hoca fıkrası kadar bile kıymet-i harbiyesi olmaz gelecek nesillerin gözünde.
Kuşkusuz, Allah nasip ederse birçoğumuz baba olacağız, dede olacağız hatta vakti gelince. Peki ne anlatacağız bizden sonraki nesillere ? Cidden hiç düşündük mü bunu acaba ?
+Dede sen gençken napıyordun ?
-İnstagram'dan saat başı seksi fotoğraflar atıyordum evladım, Starbucks'a gidip Latte içiyordum, arabada son sesi fulleyip camları açıp kızların bana "aman tanrımm ne kadar da sesi fulleyip camı açan bir erkek" demelerini bekliyordum, bilgisayar başında sabahlıyordum...
+Senin gibi dedenin amk...
Şaka bir yana, cidden böyle bir geleceği mi umuyoruz kendimiz için ? Mesela, neden benim kullanıcı adımın Kuşçubaşı olduğunu merak ediyor birçoğunuz. Kuşçubaşı isminin aslı Eşref Sencer Kuşçubaşı'dır. Profil resmimdeki kişi de kendisidir ve Türk tarihinin gördüğü en büyük Türk istihbaratçılardan biridir. Ömrünü Arap çöllerinde geçirmiş, o kadar fazla ama o kadar fazla mücadele etmiştir ki, Araplar tarafından kendisine "Hızır" lakabı takılmıştır çünkü her an her yerde olabilecek, her taşın altından çıkabilecek ve İngilizleri illallah ettirecek kadar vatanperver ve çalışkan bir şahsiyetti.
Ve ben bu şahsiyetin 4.kuşak torunuyum. Kendisi benim büyük büyük dedemdir.
Bu adamın, Eşref beyin bir duruşu vardı, yeri geldi vatanı için gece gündüz Arap çöllerinde at koşturdu, yeri geldi en zor görevlerde hiç düşünmeden ölüme atladı. Duruşu olan bir adamdı. Ve eminim birçoğunuzun dedeleri de böyleydi. Bakın, biz bu insanları saygı ve minnetle anıyoruz. Tarih bu insanları saygı ve minnetle anıyor. İşte bizim layık olmamız gereken insanlar bunlardır beyler. Ya bırak kardeşim, bırak o kız seni sevmesin belki de onu umursamadığın için, ya da bırak o çevre seni sevmesin onlar gibi düşünmediğin için. Sen onlara mı layık olmaya çalışıyorsun yoksa geçmişine ve geleceğine mi layık olmaya çalışıyorsun ? Sen o kızı memnun etmek için şekilden şekle girersin belki, o çevrenin aptalca yaşamına uyum sağlayabilmek için onlar gibi davranırsın belki ve belki de arkadan "iyi çocuk yahu" derler, neden ?
Çünkü onların dediği gibi oldun ve seni de basit, sıradan yaşamlarının içine karıştırıp içindeki potansiyeli yok ettiler. Üzüm üzüme baka baka kararır, kararmayan üzümü de herkes kıskanır da o yüzden. Duruşunu başkaları için değiştirirsen yalnızca "iyi çocuk" der geçerler, oysa ki sen hedeflerine, amaçlarına ve sorumluluklarına odaklandığın zaman isterse dünya düşsün peşine, kaç yazar kardeşim ?
Bakın, kimse için ama kimse için kendinizi eğip bükmeyin. Ve kendinizi eğip bükmek istemiyorsanız da bir yolunuz olsun ve o yoldan asla ne bir kimse için ne de herhangi bir şey için vazgeçmeyin.
Yoksa, duruşu olan bir ecdadın eğilip bükülen torunları olursa bunu biz umursamasak bile gelecek nesiller hem umursar hem de affetmez. Torunlarımıza, evlatlarımıza, ailemize, milletimize ve tüm insanlığa kayda değer bir şeyler bırakıp göçmeliyiz bu dünyadan. Yoksa, sadece ne olur biliyor musunuz ?
Doğdu
Büyüdü
Öldü
Ve nüfus kaydında yalnızca bir sayı eksildi...
NOKTA!
Gerçi o Afrika steplerindeki hayvanın bile bir amacı var, hiç olmazsa yaşamak için mücadele ediyor ve içgüdülerinde yatan her ne ise onu gerçekleştirmeye çalışıyor da, neyse...
Ne kadar var bu duruşsuz erkeklerden, değil mi ? Hayatında en son ne zaman eline bir kitap aldı mesela bu adam ? Ne zaman profesörlerin, bilim adamlarının katıldığı bir sohbet dinledi ? Mesela ne zaman kendisi için bir şeyler yaptı ? Ne zaman oturup "benim amacım ne ? hedefim ne ? beni diğerlerinden ayıran ne ?" diye sordu kendine ? Hiçbir zaman! İşte bu adam duruşu olmayan adamdır. Duruşu olmadığı için de çok kolay eğip bükerler bu adamı.
Gerek kızlar olsun, gerek ailesi olsun, gerek siyasetçiler olsun... Herkes eğip büker bu adamı.
Oysa ki, tarih dediğimiz kavram duruşu olan insanların yazdığı bir kitap değil midir esasında ? Başarı dediğimiz kavram duruşu olanların gerçekleştirdiği bir şey değil midir ? Büyük insanlar duruşu olan insanlar değil midir ? Tarih bir su gibi bulunduğu kaba giren adamı mı yazacak yoksa "gelin gelin hepiniz gelin" deyip gerektiğinde tüm dünyaya bile korkusuzca meydan okuyabilen adamı mı yazacak ?
Ha, tarih duruşsuz adamı da yazar kuşkusuz, ama bir Nasrettin Hoca fıkrası kadar bile kıymet-i harbiyesi olmaz gelecek nesillerin gözünde.
Kuşkusuz, Allah nasip ederse birçoğumuz baba olacağız, dede olacağız hatta vakti gelince. Peki ne anlatacağız bizden sonraki nesillere ? Cidden hiç düşündük mü bunu acaba ?
+Dede sen gençken napıyordun ?
-İnstagram'dan saat başı seksi fotoğraflar atıyordum evladım, Starbucks'a gidip Latte içiyordum, arabada son sesi fulleyip camları açıp kızların bana "aman tanrımm ne kadar da sesi fulleyip camı açan bir erkek" demelerini bekliyordum, bilgisayar başında sabahlıyordum...
+Senin gibi dedenin amk...
Şaka bir yana, cidden böyle bir geleceği mi umuyoruz kendimiz için ? Mesela, neden benim kullanıcı adımın Kuşçubaşı olduğunu merak ediyor birçoğunuz. Kuşçubaşı isminin aslı Eşref Sencer Kuşçubaşı'dır. Profil resmimdeki kişi de kendisidir ve Türk tarihinin gördüğü en büyük Türk istihbaratçılardan biridir. Ömrünü Arap çöllerinde geçirmiş, o kadar fazla ama o kadar fazla mücadele etmiştir ki, Araplar tarafından kendisine "Hızır" lakabı takılmıştır çünkü her an her yerde olabilecek, her taşın altından çıkabilecek ve İngilizleri illallah ettirecek kadar vatanperver ve çalışkan bir şahsiyetti.
Ve ben bu şahsiyetin 4.kuşak torunuyum. Kendisi benim büyük büyük dedemdir.
Bu adamın, Eşref beyin bir duruşu vardı, yeri geldi vatanı için gece gündüz Arap çöllerinde at koşturdu, yeri geldi en zor görevlerde hiç düşünmeden ölüme atladı. Duruşu olan bir adamdı. Ve eminim birçoğunuzun dedeleri de böyleydi. Bakın, biz bu insanları saygı ve minnetle anıyoruz. Tarih bu insanları saygı ve minnetle anıyor. İşte bizim layık olmamız gereken insanlar bunlardır beyler. Ya bırak kardeşim, bırak o kız seni sevmesin belki de onu umursamadığın için, ya da bırak o çevre seni sevmesin onlar gibi düşünmediğin için. Sen onlara mı layık olmaya çalışıyorsun yoksa geçmişine ve geleceğine mi layık olmaya çalışıyorsun ? Sen o kızı memnun etmek için şekilden şekle girersin belki, o çevrenin aptalca yaşamına uyum sağlayabilmek için onlar gibi davranırsın belki ve belki de arkadan "iyi çocuk yahu" derler, neden ?
Çünkü onların dediği gibi oldun ve seni de basit, sıradan yaşamlarının içine karıştırıp içindeki potansiyeli yok ettiler. Üzüm üzüme baka baka kararır, kararmayan üzümü de herkes kıskanır da o yüzden. Duruşunu başkaları için değiştirirsen yalnızca "iyi çocuk" der geçerler, oysa ki sen hedeflerine, amaçlarına ve sorumluluklarına odaklandığın zaman isterse dünya düşsün peşine, kaç yazar kardeşim ?
Bakın, kimse için ama kimse için kendinizi eğip bükmeyin. Ve kendinizi eğip bükmek istemiyorsanız da bir yolunuz olsun ve o yoldan asla ne bir kimse için ne de herhangi bir şey için vazgeçmeyin.
Yoksa, duruşu olan bir ecdadın eğilip bükülen torunları olursa bunu biz umursamasak bile gelecek nesiller hem umursar hem de affetmez. Torunlarımıza, evlatlarımıza, ailemize, milletimize ve tüm insanlığa kayda değer bir şeyler bırakıp göçmeliyiz bu dünyadan. Yoksa, sadece ne olur biliyor musunuz ?
Doğdu
Büyüdü
Öldü
Ve nüfus kaydında yalnızca bir sayı eksildi...
NOKTA!