Kendine yapabileceğin en büyük kötülük olur bu. Aynı şeyi yaptım lise 4'te ders çalışırım diye memleketime Manisa'nın köyüne gittim. Her gün servisle ilçeye gidip geliyordum ve tek kelimeyle berbattı. İkna olman açısından tek kelimeyle bırakmayacağım.
Söylediklerinin hepsini İstanbul gibi bir yerde çok rahat yapabilirsin. Aile durumun nasıl önce ondan bahset bana.
Eğer annen baban ayrı ve biri Bitlis diğeri İstanbul'da ise kurulu düzenin neredeyse orada kalmanı öneriyorum.
Benim Malatya'da annemle beraber kurulu bir düzenimiz vardı onu bırakıp babamın yanına yerleştim. Babam mesleğinden dolayı haftada 1 gün eve uğruyordu. Doğalgaz, kalorifer henüz o taraflara ulaşmadığından dolayı her gün sobayla uğraşmak durumundaydım. Tabi sadece soba ile bitmiyor. Odunu ayrı dert, yemeği ayrı dert, çamaşırı ayrı, ütüsü ayrı her şeyi ayrı bir dert kısacası.
İstanbul da insanlar biraz daha sorumluluk bilincindedir. Benim memleketimde ders çalışan kimse yoktu. Ders çalışma umuduyla gittiğim köyümde evde her gün bir sürü kişi toplanıyordu. Kuzenler, arkadaşlar, komşular... Yani ders çalışmak mümkün değil. Tabi bunlar sadece bahsettiğim şeyler. Psikolojim bozulmuştu orada tam anlamıyla. Bakımsızlıktan sürekli ayılıp bayılıyordum.
Tabi ben bunları yaşadım diye illa sen de yaşayacaksın diye bir şey yok.
Sadece senin kurulu düzenin neredeyse orada olman gerekiyor. Kurulu düzenin olmayan yere gidersen hayatı çok iyi tecrübe edersin. Ders konusunda hiçbir faydası olmaz ama hayat konusunda çok faydası olur. Kendi başına yetebilmek didinmek seni her açıdan yıpratsa da uzun vadede geliştirir.
Bozma düzenini her şey daha kötü olabilir.