Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Gelişimden kopmak durmak istiyorum

Katılım
21 Aralık 2018
Mesajlar
68
Tepkime puanı
84
Yaş
27
Şehir
İzmir
Kadınları çözdüğüm halde araştırmalarımı sonlandırmadım ticarette paranın içinde yüzdüğüm halde durmadım psikolojide edindiğim bilgiler yetmedi yeni bilgiler ürettim ilk başta güzeldi herşey beyler istediğim kadar kızla takılırdım hayatımı yaşardım ufak çaplı bir şirketimde var ama ben devam ettim araştırmaya mutlu olmayı başarmıştım taki bu yıla kadar...

Kadın erkek ilişkilerinin dnasına kadar indim kromozomlara kadar indim buda yetmez gibi her hareketin her durumun beynimizdeki oluşturğu tepkimelere nedenlerine baktım örneğin saat takan bir erkeği çekici bulmanın altında ne yatıyor neden çekici buluyor beyninde hangi tepkimeler oluşuyor onun çekici olduğuna doğuştanmı sonradanmı karar veriyor bir örnek daha vereyim sigara içen insanı neden havalı bulur bazı insanlar havalı bulma hissi nasıl beyninde gelişiyor birisiylemi bağdaştırıyor gerçekten çok derin konular var ve ardını kesemiyorum birşeyi tamamlamassam rahat edemiyorum ve beynim bana çok kazık sorular soruyor istemsizce

Herşeye bir algı olarak bakıyorum örneğin güzel dediğimiz birşeyden bile şüphe ediyorum bu sadece bir algı benim algıma göre güzel insanlara bir düşünce olarak bakıyorum bir beyin olarak görüyorum insanları bir fikir olarak görüyorum herkes boş bir beyinle doğdu ve neyi doğru dayattılarsa yetiştiği yerde ne duyduysa ne gördüyse onların bir bütünü olarak bakıyorum

Ticarette reklam yaparken reklam maliyetini kurtarmak için bir úrúnu ortalama kaç adet broşür dağıtıp satabildim buna bakıyorum ortalama kaç broşür dağıtılnca bir ürün satılmış oluyorsa örneğin onbeş adet brosur dagitinca bir musteri geliyor onbes brosur on lira yapıyor bu on lirayi ürün fiyatına ekleyip brosur maliyetini bedavaya getirmiş oluyorum ürün satılınca kendi reklam malitetini kendi kurtarmış oluyor

âcıkçası detaylarda boğuluyorum beyler abartıyorum sanırım çok büyük detaylara girip çıkmak için vakitlerimi harcıyorum birşeyin cevabını bulana kadarda rahat edemiyorum napıcam bilmiyorum aklımda iki zor soru daha var onları çözmeden hayata dönemiyorum benim gibi birisi vardır umarım yardım edebilecek fazlada gözüm yok ama hastalık olmuş sanırım herşeyi bilmek istiyorum.
 
Eğer fazla abartırsan her şeyi veri olarak görmeye başlarsan her şey gözünde sıradanlaşır ve varoluşsal krize girersin. Bunun dışında öğrenme dürtüsünün sağlıklı bir şey olduğunu düşünüyorum. Abartma sebebin hayatındaki bir boşluğu detaylı araştırmalar yaparak kapatmaya çalışıyor olman olabilir. Önce bir hayatını gözden geçir. Eksik ya da yanlış olan bir şey var mı? Genelde bu tür şeylere fazla içe kapanık insanlarda rastlanıyor...
 
Okyanusun yazısında değindiği gibi gerçekten cehalet mutluluktur. Ben de 16 yaşında düştüm bu her şeyi araştırma sorgulama işine. Şimdi 20 yaşındayım. Başlarda aşırı keyif alıyordum her şeyi öğrenmek didik didik en ince ayrıntısına kadar araştırmak. Fakat araştırdıkça sizinde söylediğiniz gibi her şey o kadar anlamsızlaşmaya başlıyor ki. Etrafımda yaşıtlarımın ilişkilerini yaptıklarını gözlemliyorum istemsiz kafamda sonuçlandırıyorum. Sonuçlandıramadığım bir şey olursa en ince noktasına kadar araştırmaya başlıyorum ki bu da benim yaşıtlarımlayken çoğu şeyden zevk almamı engelliyor.
Sürekli insanları manipüle edip neler yaptırabileceğimi test ediyorum , bazı insanları üzüntüye sürüklemek hoşuma bile gidiyor...
Arkadaş ortamlarında , çalıştığım iş yerinde , okulda kim benimle iletişim kursa direkt ne amacı olduğunu ne tür taktikler kullanarak beni etkilemek istediğini fark ediyorum. Ne kurduğum iletişimden zevk alabiliyorum ne de arkadaş ortamlarında boş yapıp eğlenmekten çünkü altında yatan sebepleri sürekli araştırıp anlamlandırıyorum. Etrafımda olan her şeye karşı duyarsızlaştım. İnsanların üzüntüleri , acıları o kadar boş ve anlamsız geliyor ki artık. Öyle boştan şeylere ağlayıp kendilerini yıpratan insanlar var ki. Hayat bu kadar anlamsız mı senin için bu kadar basit mi diye düşünmeden edemiyorum. Mesela insanlar bebekleri doğmadan önce engelli mi , çözülemeyecek bir hastalığı var mı bunların hepsini öğrenebiliyor. Ama göz göre göre engelli çocuğu doğurmaktan çekinmiyorlar. Sadece bir bebek istedikleri için hem doğan insana bir ömür sürecek bir eziyet , hem topluma hem de kendilerine zarar veriyorlar. Ufak bir evlat edinme dürtüsü yüzünden. Olmaz kürtaj günahtır insanın canını nasıl alabilirsin sadece allah alabilir diyenlerle zaten tartışmam bile burada. İnsanlar hayata çok gereksiz anlamlar yüklüyor çok değer veriyor.Hayatın aslında başka insanlar için üzülecek , onları kurtarmaya çalışırken kendi hayatından vazgeçilemeyecek kadar kısa olduğunun farkında bile değiller.

Yazıyı yazarken bi an durdum ve ben ne anlatıyorum lan dedim. Kafam karışık , içim dolu. Konudan kopmuşum.

Önümde her zaman iki yol olduğunu düşündüm. Birincisi çok sorgulamayan , normal bir işe girip evlenen tek gayesi çocukları ve bir ev araba almak olan ve hayatı basit döngüler içinde yaşayıp mutlu mesut hayatını sürdüren bir insan olmak.

İkincisiyse Hayata daha geniş bakıp her şeyi sorgulayan , evlilik çocuk gibi çok basit eylemlerin arasında sıkışmayan hayata bakışı ve vizyonu çok geniş birisi olabilmek. İkinci yolu tercih ettiğimde birincisi kadar asla mutlu olmayacağımı biliyordum. Çünkü hayat çok basit geliyor insana aslında yapılan her hareketin , eylemin çok eskilere çok basit genlere dayandığını gördükçe insan hayatı çok basite indirgeyebiliyor. Birde birinci yolun verdiği mutluluk olmasa bile o uzun araştırmalar sonucu edinilen bilginin hazzını aldıktan sonra insan asla bırakamıyor. Sürekli yeni şeyler öğrenmek istiyor. Her öğrendiği yeni bilgi başka bir bilginin kapısını açıyor artı kendi beyninin içinde konuşurken bulduğun yeni sorularda ekleniyor buna. Bilginin bedeli bu sanırım. Böyle basit sistemlerin arasında kaybolup hayatımı anlamsızlaştırmak istemiyorum. Hayatımı daha anlamlı kılmak için sürekli yeni şeyler öğrenmek sorgulamak için çabalıyorum. Fakat her öğrendiğim şeyden sonra hayatım iyice anlamsızlaşıyor.. Sürekli beynimin içinde sorduğum sorular arasında kayboluyorum.
 
Beyler umutsuzluğa kapılmak yok bilmemek mutluluk değildir herşeyi bilen mutlu olmayıda bilir mutlu olmayı bir sebebe bağlamamak mutluluktur bu durumdan çıkıcaz birşekilde bildiklerimizin en iyisini uyguluycaz şüphecide olsak pozitif olmak ve pes etmemek karamsar olmamak bildiklerimizin en iyisi ve bunlara tutunucaz herşeyin altındaki sebebi bilmesekte bunlar var yemek yemenin altında yatan mutluluğun dopamin olduğunu biliyoruz ama bunu bilmesekte olurdu bir fark olmazdı o yüzden herşeyi bilmek zorunda değiliz biz nasıl var olduk tanrı varmı bundanda emin olamıyoruz ama yinede yaşıyoruz herşeyi bilmek mutluluk değildir sıradan bir insan gibi yaşamalıyız şuan bilmiyoruz ama bunlar var birşekiolde birşeyler bize bazı hisleri hissettiriyor nasıl olduğunu yüzde yüz bilmesekte bunları yaşıyoruz ve var en azından zeki olmamızla mutlu olalım boş gelip boş giden birisi değiliz birşeylerin anlamını nedenini bilmek onu basitleştirmez aşk hormonların bir oyunu misal ama güzel bir his ve bu gerçek nedenini bilsende bu yaşanan gerçek bir his gözle gözükmese bile mutlu olmak için tonlarca neden var herşeyi bilmesekte bazı şeyleri detaylı bilsekte bir gercek var oda bu hisle4r var ve hayat güzel yine araştırmaya devam edicez cevabını bulmak o şeyi basitleşrmez ilk önce bu zehirli dusunceden kurtulucaz
 
Ben de senle aynı durumu yaşıyorum. Galiba tükenmişlik sendromu diyorlar. Her şeyi ve sonucunu bildiğin için hiçbir şey yapasın bile gelmiyor. Cahil ve abaza olduğum günleri bile özledim. Salakça da olsa amaçlarım vardı. Şimdi amacım kalmadı. Bu noktadan sonra attığım her adım lehime +1 karşı tarafın aleyhine -1 olarak geçecek de ben iyi biri olarak yetiştirildim. Kötülük genlerimde yok ama şu an bildiklerim beni buna itiyor. Ortak bi çözüm yolu geliştirip uygulama şansımız var mı beyler ?
 
Beyler umutsuzluğa kapılmak yok bilmemek mutluluk değildir herşeyi bilen mutlu olmayıda bilir mutlu olmayı bir sebebe bağlamamak mutluluktur bu durumdan çıkıcaz birşekilde bildiklerimizin en iyisini uyguluycaz şüphecide olsak pozitif olmak ve pes etmemek karamsar olmamak bildiklerimizin en iyisi ve bunlara tutunucaz herşeyin altındaki sebebi bilmesekte bunlar var yemek yemenin altında yatan mutluluğun dopamin olduğunu biliyoruz ama bunu bilmesekte olurdu bir fark olmazdı o yüzden herşeyi bilmek zorunda değiliz biz nasıl var olduk tanrı varmı bundanda emin olamıyoruz ama yinede yaşıyoruz herşeyi bilmek mutluluk değildir sıradan bir insan gibi yaşamalıyız şuan bilmiyoruz ama bunlar var birşekiolde birşeyler bize bazı hisleri hissettiriyor nasıl olduğunu yüzde yüz bilmesekte bunları yaşıyoruz ve var en azından zeki olmamızla mutlu olalım boş gelip boş giden birisi değiliz birşeylerin anlamını nedenini bilmek onu basitleştirmez aşk hormonların bir oyunu misal ama güzel bir his ve bu gerçek nedenini bilsende bu yaşanan gerçek bir his gözle gözükmese bile mutlu olmak için tonlarca neden var herşeyi bilmesekte bazı şeyleri detaylı bilsekte bir gercek var oda bu hisle4r var ve hayat güzel yine araştırmaya devam edicez cevabını bulmak o şeyi basitleşrmez ilk önce bu zehirli dusunceden kurtulucaz
Eline sağlık çok güzel yazmışsın. Ama sorun şu dostum , gerçekleri benimsersen hislerin hiç bir değeri kalmıyor ki genel olarak hissizleşiyorsun zaten.
 
Okyanusun yazısında değindiği gibi gerçekten cehalet mutluluktur. Ben de 16 yaşında düştüm bu her şeyi araştırma sorgulama işine. Şimdi 20 yaşındayım. Başlarda aşırı keyif alıyordum her şeyi öğrenmek didik didik en ince ayrıntısına kadar araştırmak. Fakat araştırdıkça sizinde söylediğiniz gibi her şey o kadar anlamsızlaşmaya başlıyor ki. Etrafımda yaşıtlarımın ilişkilerini yaptıklarını gözlemliyorum istemsiz kafamda sonuçlandırıyorum. Sonuçlandıramadığım bir şey olursa en ince noktasına kadar araştırmaya başlıyorum ki bu da benim yaşıtlarımlayken çoğu şeyden zevk almamı engelliyor.
Sürekli insanları manipüle edip neler yaptırabileceğimi test ediyorum , bazı insanları üzüntüye sürüklemek hoşuma bile gidiyor...
Arkadaş ortamlarında , çalıştığım iş yerinde , okulda kim benimle iletişim kursa direkt ne amacı olduğunu ne tür taktikler kullanarak beni etkilemek istediğini fark ediyorum. Ne kurduğum iletişimden zevk alabiliyorum ne de arkadaş ortamlarında boş yapıp eğlenmekten çünkü altında yatan sebepleri sürekli araştırıp anlamlandırıyorum. Etrafımda olan her şeye karşı duyarsızlaştım. İnsanların üzüntüleri , acıları o kadar boş ve anlamsız geliyor ki artık. Öyle boştan şeylere ağlayıp kendilerini yıpratan insanlar var ki. Hayat bu kadar anlamsız mı senin için bu kadar basit mi diye düşünmeden edemiyorum. Mesela insanlar bebekleri doğmadan önce engelli mi , çözülemeyecek bir hastalığı var mı bunların hepsini öğrenebiliyor. Ama göz göre göre engelli çocuğu doğurmaktan çekinmiyorlar. Sadece bir bebek istedikleri için hem doğan insana bir ömür sürecek bir eziyet , hem topluma hem de kendilerine zarar veriyorlar. Ufak bir evlat edinme dürtüsü yüzünden. Olmaz kürtaj günahtır insanın canını nasıl alabilirsin sadece allah alabilir diyenlerle zaten tartışmam bile burada. İnsanlar hayata çok gereksiz anlamlar yüklüyor çok değer veriyor.Hayatın aslında başka insanlar için üzülecek , onları kurtarmaya çalışırken kendi hayatından vazgeçilemeyecek kadar kısa olduğunun farkında bile değiller.

Yazıyı yazarken bi an durdum ve ben ne anlatıyorum lan dedim. Kafam karışık , içim dolu. Konudan kopmuşum.

Önümde her zaman iki yol olduğunu düşündüm. Birincisi çok sorgulamayan , normal bir işe girip evlenen tek gayesi çocukları ve bir ev araba almak olan ve hayatı basit döngüler içinde yaşayıp mutlu mesut hayatını sürdüren bir insan olmak.

İkincisiyse Hayata daha geniş bakıp her şeyi sorgulayan , evlilik çocuk gibi çok basit eylemlerin arasında sıkışmayan hayata bakışı ve vizyonu çok geniş birisi olabilmek. İkinci yolu tercih ettiğimde birincisi kadar asla mutlu olmayacağımı biliyordum. Çünkü hayat çok basit geliyor insana aslında yapılan her hareketin , eylemin çok eskilere çok basit genlere dayandığını gördükçe insan hayatı çok basite indirgeyebiliyor. Birde birinci yolun verdiği mutluluk olmasa bile o uzun araştırmalar sonucu edinilen bilginin hazzını aldıktan sonra insan asla bırakamıyor. Sürekli yeni şeyler öğrenmek istiyor. Her öğrendiği yeni bilgi başka bir bilginin kapısını açıyor artı kendi beyninin içinde konuşurken bulduğun yeni sorularda ekleniyor buna. Bilginin bedeli bu sanırım. Böyle basit sistemlerin arasında kaybolup hayatımı anlamsızlaştırmak istemiyorum. Hayatımı daha anlamlı kılmak için sürekli yeni şeyler öğrenmek sorgulamak için çabalıyorum. Fakat her öğrendiğim şeyden sonra hayatım iyice anlamsızlaşıyor.. Sürekli beynimin içinde sorduğum sorular arasında kayboluyorum.

Neden ölümsüzlük için uğraşmıyorsun? Bilim adamı ol demiyorum ama madem artık gündelik sorunlar sana basit geliyor neden ölümsüzlük üzerine, gen terapisi üzerine ve ya kuantum fiziği uzerine tanrisal deneyler yapmıyorsun? Aslına bakılırsa bir bilim adamından ne farkımız var üstüne üstelik bu kadar bilgi varken elimizin altında

Peki ya bahsettigin ölüm? Kaderimiz mi kader var mı? Ölümsüzlük tanrısal bir şey olarak geliyorsa suna ne dersin : "çocuk doğurmak başlı başına bir tanrisallik" sana önerim büyük sorunlara kafanı yor çünkü bu bahsettiğim konuların cevaplarına insanlık olarak çok Az süre kaldı

Ben de senin gibi düşünüyorum ve kurtuluşu tanrı olmakta buldum kaderi ve tanrıyı reddetdigin an tanrı olman için tek engel ölümsüzlük. Bunu benden daha iyi biliyirsundur
 
Beyler umutsuzluğa kapılmak yok bilmemek mutluluk değildir herşeyi bilen mutlu olmayıda bilir mutlu olmayı bir sebebe bağlamamak mutluluktur bu durumdan çıkıcaz birşekilde bildiklerimizin en iyisini uyguluycaz şüphecide olsak pozitif olmak ve pes etmemek karamsar olmamak bildiklerimizin en iyisi ve bunlara tutunucaz herşeyin altındaki sebebi bilmesekte bunlar var yemek yemenin altında yatan mutluluğun dopamin olduğunu biliyoruz ama bunu bilmesekte olurdu bir fark olmazdı o yüzden herşeyi bilmek zorunda değiliz biz nasıl var olduk tanrı varmı bundanda emin olamıyoruz ama yinede yaşıyoruz herşeyi bilmek mutluluk değildir sıradan bir insan gibi yaşamalıyız şuan bilmiyoruz ama bunlar var birşekiolde birşeyler bize bazı hisleri hissettiriyor nasıl olduğunu yüzde yüz bilmesekte bunları yaşıyoruz ve var en azından zeki olmamızla mutlu olalım boş gelip boş giden birisi değiliz birşeylerin anlamını nedenini bilmek onu basitleştirmez aşk hormonların bir oyunu misal ama güzel bir his ve bu gerçek nedenini bilsende bu yaşanan gerçek bir his gözle gözükmese bile mutlu olmak için tonlarca neden var herşeyi bilmesekte bazı şeyleri detaylı bilsekte bir gercek var oda bu hisle4r var ve hayat güzel yine araştırmaya devam edicez cevabını bulmak o şeyi basitleşrmez ilk önce bu zehirli dusunceden kurtulucaz

Son cümlen çok iyiydi

Bir şey bilmek onu basitleştirmez
 
Okyanusun yazısında değindiği gibi gerçekten cehalet mutluluktur. Ben de 16 yaşında düştüm bu her şeyi araştırma sorgulama işine. Şimdi 20 yaşındayım. Başlarda aşırı keyif alıyordum her şeyi öğrenmek didik didik en ince ayrıntısına kadar araştırmak. Fakat araştırdıkça sizinde söylediğiniz gibi her şey o kadar anlamsızlaşmaya başlıyor ki. Etrafımda yaşıtlarımın ilişkilerini yaptıklarını gözlemliyorum istemsiz kafamda sonuçlandırıyorum. Sonuçlandıramadığım bir şey olursa en ince noktasına kadar araştırmaya başlıyorum ki bu da benim yaşıtlarımlayken çoğu şeyden zevk almamı engelliyor.
Sürekli insanları manipüle edip neler yaptırabileceğimi test ediyorum , bazı insanları üzüntüye sürüklemek hoşuma bile gidiyor...
Arkadaş ortamlarında , çalıştığım iş yerinde , okulda kim benimle iletişim kursa direkt ne amacı olduğunu ne tür taktikler kullanarak beni etkilemek istediğini fark ediyorum. Ne kurduğum iletişimden zevk alabiliyorum ne de arkadaş ortamlarında boş yapıp eğlenmekten çünkü altında yatan sebepleri sürekli araştırıp anlamlandırıyorum. Etrafımda olan her şeye karşı duyarsızlaştım. İnsanların üzüntüleri , acıları o kadar boş ve anlamsız geliyor ki artık. Öyle boştan şeylere ağlayıp kendilerini yıpratan insanlar var ki. Hayat bu kadar anlamsız mı senin için bu kadar basit mi diye düşünmeden edemiyorum. Mesela insanlar bebekleri doğmadan önce engelli mi , çözülemeyecek bir hastalığı var mı bunların hepsini öğrenebiliyor. Ama göz göre göre engelli çocuğu doğurmaktan çekinmiyorlar. Sadece bir bebek istedikleri için hem doğan insana bir ömür sürecek bir eziyet , hem topluma hem de kendilerine zarar veriyorlar. Ufak bir evlat edinme dürtüsü yüzünden. Olmaz kürtaj günahtır insanın canını nasıl alabilirsin sadece allah alabilir diyenlerle zaten tartışmam bile burada. İnsanlar hayata çok gereksiz anlamlar yüklüyor çok değer veriyor.Hayatın aslında başka insanlar için üzülecek , onları kurtarmaya çalışırken kendi hayatından vazgeçilemeyecek kadar kısa olduğunun farkında bile değiller.

Yazıyı yazarken bi an durdum ve ben ne anlatıyorum lan dedim. Kafam karışık , içim dolu. Konudan kopmuşum.

Önümde her zaman iki yol olduğunu düşündüm. Birincisi çok sorgulamayan , normal bir işe girip evlenen tek gayesi çocukları ve bir ev araba almak olan ve hayatı basit döngüler içinde yaşayıp mutlu mesut hayatını sürdüren bir insan olmak.

İkincisiyse Hayata daha geniş bakıp her şeyi sorgulayan , evlilik çocuk gibi çok basit eylemlerin arasında sıkışmayan hayata bakışı ve vizyonu çok geniş birisi olabilmek. İkinci yolu tercih ettiğimde birincisi kadar asla mutlu olmayacağımı biliyordum. Çünkü hayat çok basit geliyor insana aslında yapılan her hareketin , eylemin çok eskilere çok basit genlere dayandığını gördükçe insan hayatı çok basite indirgeyebiliyor. Birde birinci yolun verdiği mutluluk olmasa bile o uzun araştırmalar sonucu edinilen bilginin hazzını aldıktan sonra insan asla bırakamıyor. Sürekli yeni şeyler öğrenmek istiyor. Her öğrendiği yeni bilgi başka bir bilginin kapısını açıyor artı kendi beyninin içinde konuşurken bulduğun yeni sorularda ekleniyor buna. Bilginin bedeli bu sanırım. Böyle basit sistemlerin arasında kaybolup hayatımı anlamsızlaştırmak istemiyorum. Hayatımı daha anlamlı kılmak için sürekli yeni şeyler öğrenmek sorgulamak için çabalıyorum. Fakat her öğrendiğim şeyden sonra hayatım iyice anlamsızlaşıyor.. Sürekli beynimin içinde sorduğum sorular arasında kayboluyorum.

Üstelik materyalist gibi geldin bana öyle misin
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst