- Katılım
- 20 Mayıs 2019
- Mesajlar
- 219
- Tepkime puanı
- 745
- Şehir
- İzmir
Northwestern Üniversitesi Business School’da iş idaresi master öğrencileri ile “Zaman Yönetimi” dersi profesörü arasında geçen gerçek hikaye.
Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, “Bugün zaman yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi. Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı.
Ardından kavanozu büyük kaya parçaları ile doldurup ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar… Öğrenciler, hep bir ağızdan kavanozun dolduğunu söylerler…
Bu sefer profesör içi çakıl taşı dolu olan bir torba çıkarır ve torbanın içindeki tüm çakıl taşlarını kavanoza döker…
Sonra çalkalayarak taşların kaya parçalarının arasındaki boşluklara yerleşmesini sağlar.
Öğrencilerine tekrar sorar;
“Kavanoz doldu mu çocuklar?”
Öğrenciler yine “evet doldu” diye yanıtlarlar.
Profesör bu defa içi kum dolu bir torba çıkarır ve torbanın içindeki tüm kumu kavanozun içine boşaltır.
Onu çalkalar ve kumların, kaya parçaları ve çakıl taşı dolu olan kavanoza yerleşmesini sağlar.
Bir defa daha sorar öğrencilerine;
Öğrenciler bir kez daha yanıtlar;
Öğrencisinin elinden kahveleri alan profesör bu defa bu kahveleri kavanozun içine döker ve çalkalar.
Sınıfa dönüp son kez sorar;
Bunun üzerine profesör içi kaya parçaları, çakıl taşı, kum ve kahve dolu kavanozu iki eli ile kaldırarak sınıfa gösterir ve şöyle der;
Bu kavanoz sizin hayatınızı simgeler… Bu kaya parçaları hayatınızdaki önemli şeylerdir… Aileniz, çocuklarınız, sağlığınız arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeyler… Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur… Çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeyleri temsil eder.
İşiniz, eviniz, arabanız vs… Kum ise geriye kalan ufak şeylerdir…
Şayet kavanoza önce kum doldurursanız çakıl taşlarına ve özellikle de kaya parçalarına yeterli yer kalmaz…
Aynı şey hayatımız için de geçerlidir… Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır…
Dikkatinizi mutluluğunuz için değer taşıyan önceliklerinize çevirin… Ailenize zaman ayırın… Çocuklarınızla oynayın… Sağlığınıza dikkat edin… Eşinizle yemeğe çıkın… Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın…
Yani öncelikle kaya parçalarını kavanoza yerleştirin…
Önceliklerinizi, sıraya dizmeyi iyi bilin… Gerisi hep kumdur…
Tam bu esnada bir öğrenci sorar;
Eğer böyle yapmazsak, hayatımızı diğer önemsiz şeylerle uğraşarak kaçırmış olacağız.
Eğer küçük şeylere öncelik verirsek, (çakıl, kum), hayatımız önemsiz şeylerle dolup geçecek, bizim için daha önemli olan şeylere az zaman kalacak veya hiç zaman kalmayacak. Bu nedenle, kendi kendinize şu soruyu sormayı hiçbir zaman unutmayın, “Senin hayatının büyük taşları ne?” Bunu belirledikten sonra hayat kavanozunuza önce onları koyduğunuzdan emin olun!
Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, “Bugün zaman yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi. Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı.
Ardından kavanozu büyük kaya parçaları ile doldurup ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar… Öğrenciler, hep bir ağızdan kavanozun dolduğunu söylerler…
Bu sefer profesör içi çakıl taşı dolu olan bir torba çıkarır ve torbanın içindeki tüm çakıl taşlarını kavanoza döker…
Sonra çalkalayarak taşların kaya parçalarının arasındaki boşluklara yerleşmesini sağlar.
Öğrencilerine tekrar sorar;
“Kavanoz doldu mu çocuklar?”
Öğrenciler yine “evet doldu” diye yanıtlarlar.
Profesör bu defa içi kum dolu bir torba çıkarır ve torbanın içindeki tüm kumu kavanozun içine boşaltır.
Onu çalkalar ve kumların, kaya parçaları ve çakıl taşı dolu olan kavanoza yerleşmesini sağlar.
Bir defa daha sorar öğrencilerine;
“Kavanoz doldu mu çocuklar?..”
Öğrenciler bir kez daha yanıtlar;
Bu sefer profesör bir öğrencisini kantine gönderip iki fincan kahve almasını rica eder. Gönüllü bir öğrenci koşarak sınıftan çıkar ve kısa bir süre sonra iki fincan kahve ile geri döner.“Evet, doldu…”
Öğrencisinin elinden kahveleri alan profesör bu defa bu kahveleri kavanozun içine döker ve çalkalar.
Sınıfa dönüp son kez sorar;
Öğrenciler biraz şaşkın dördüncü defa “evet doldu” diye cevap vermek zorunda kalırlar.“Kavanoz doldu mu arkadaşlar?”
Bunun üzerine profesör içi kaya parçaları, çakıl taşı, kum ve kahve dolu kavanozu iki eli ile kaldırarak sınıfa gösterir ve şöyle der;
Bu kavanoz sizin hayatınızı simgeler… Bu kaya parçaları hayatınızdaki önemli şeylerdir… Aileniz, çocuklarınız, sağlığınız arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeyler… Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur… Çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeyleri temsil eder.
İşiniz, eviniz, arabanız vs… Kum ise geriye kalan ufak şeylerdir…
Şayet kavanoza önce kum doldurursanız çakıl taşlarına ve özellikle de kaya parçalarına yeterli yer kalmaz…
Aynı şey hayatımız için de geçerlidir… Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır…
Dikkatinizi mutluluğunuz için değer taşıyan önceliklerinize çevirin… Ailenize zaman ayırın… Çocuklarınızla oynayın… Sağlığınıza dikkat edin… Eşinizle yemeğe çıkın… Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın…
Yani öncelikle kaya parçalarını kavanoza yerleştirin…
Önceliklerinizi, sıraya dizmeyi iyi bilin… Gerisi hep kumdur…
Tam bu esnada bir öğrenci sorar;
Profesör gülerek yanıtlar:“Peki, o iki fincan kahve neydi hocam?”
Hayatımızda yer alması gereken büyük taşların ne olduğunu unutmamalıyız.“Bu soruyu bekliyordum… Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle birer fincan kahve içecek kadar yeriniz vardır… O iki fincan dostlarınızla keyifle içeceğiniz kahvedir!..”
Eğer böyle yapmazsak, hayatımızı diğer önemsiz şeylerle uğraşarak kaçırmış olacağız.
Eğer küçük şeylere öncelik verirsek, (çakıl, kum), hayatımız önemsiz şeylerle dolup geçecek, bizim için daha önemli olan şeylere az zaman kalacak veya hiç zaman kalmayacak. Bu nedenle, kendi kendinize şu soruyu sormayı hiçbir zaman unutmayın, “Senin hayatının büyük taşları ne?” Bunu belirledikten sonra hayat kavanozunuza önce onları koyduğunuzdan emin olun!