- Katılım
- 16 Eylül 2018
- Mesajlar
- 157
- Tepkime puanı
- 1,228
- Yaş
- 23
- Şehir
- İzmir
Merhabalar,
Bana sorarsanız ''konu bulamıyorum'' bahanesi kabul edilemez. Konu çok,sen görmek istemiyorsun. Sürekli kendine ''ya bunu dersem kız ne düşünür,sıkıcı mı olur,böyle mi alfa olurum, alfa bunları der mi, ama şu makalede böyle soru sormayın diyordu'' diyerek kendini engelliyorsun farkında olmadan. İşte bir kez daha sürekli okumanın,sosyalleşmenin ve arkadaş çevresi edinmenin önemini görüyoruz. Ağzı iyi laf yapan arkadaşlar vardır onlarla konuşurken sıkılmazsınız hatta o adamlar konuşmanıza fırsat bile tanımaz bazen. Bir konudan diğer konuya atlar dururlar.
Siz de bir kar tanesinden muhabbet açıp kocaman bir kar topuna çevirebilirsiniz. Konuları birbirine bağlamayı öğrenirseniz gerisi kolay. Ne kadar çok okursanız o kadar çok bilirsiniz ve ne kadar çok bilirseniz o kadar konuşma potansiyeliniz artar.
Mesela,
+Kedi mi köpek mi?
-Köpek
+Bence de köpek. İnsanların en eski hayvan dostunun köpek olduğunu biliyor muydun?
-Hadi ya öyle miymiş?
+Evet. Hatta bak şöyle başlamış bu dostluk... (sallamasyon mod: on. Gerisi size ve hayal gücünüze kalmış. İsterseniz mistik şeylerden bahsedin oradan fala ve burca atlayın, isterseniz mitolojiden bahsedin.)
Diyelim söyleyecek sözünüz kalmadı ya da havanızda değilsiniz enerjiniz düşük. Neyse ki bu durumdan basit bir dil hilesiyle kurtulabilirsiniz: Karşınızdakinin söylediği son birkaç kelimeyi tekrar edin. Böylece dinliyormuş ve hatta ilgi gösteriyormuş gibi bir izlenim vereceksiniz. Bunun harika yan etkileri de olacak. Örneğin,
+Dün karnım ağrıyana kadar elma yedim
-Karnın ağrıyana kadar mı?
+Evet daha önce hiç bu kadar elma yememiştim
+Geçenlerde ilkokul arkadaşımı gördüm
-İlkokul arkadaşını?
+Evet, küçükken benden uzundu şimdi ufacık kalmış
-Önceden ufak olan sendin o zaman?
Gibi gibi. Gördünüz mü ne kadar kolay? (Son teknik Henrik Fexeus'tan araklandı)
A presto amici!
Bana sorarsanız ''konu bulamıyorum'' bahanesi kabul edilemez. Konu çok,sen görmek istemiyorsun. Sürekli kendine ''ya bunu dersem kız ne düşünür,sıkıcı mı olur,böyle mi alfa olurum, alfa bunları der mi, ama şu makalede böyle soru sormayın diyordu'' diyerek kendini engelliyorsun farkında olmadan. İşte bir kez daha sürekli okumanın,sosyalleşmenin ve arkadaş çevresi edinmenin önemini görüyoruz. Ağzı iyi laf yapan arkadaşlar vardır onlarla konuşurken sıkılmazsınız hatta o adamlar konuşmanıza fırsat bile tanımaz bazen. Bir konudan diğer konuya atlar dururlar.
Siz de bir kar tanesinden muhabbet açıp kocaman bir kar topuna çevirebilirsiniz. Konuları birbirine bağlamayı öğrenirseniz gerisi kolay. Ne kadar çok okursanız o kadar çok bilirsiniz ve ne kadar çok bilirseniz o kadar konuşma potansiyeliniz artar.
Mesela,
+Kedi mi köpek mi?
-Köpek
+Bence de köpek. İnsanların en eski hayvan dostunun köpek olduğunu biliyor muydun?
-Hadi ya öyle miymiş?
+Evet. Hatta bak şöyle başlamış bu dostluk... (sallamasyon mod: on. Gerisi size ve hayal gücünüze kalmış. İsterseniz mistik şeylerden bahsedin oradan fala ve burca atlayın, isterseniz mitolojiden bahsedin.)
Diyelim söyleyecek sözünüz kalmadı ya da havanızda değilsiniz enerjiniz düşük. Neyse ki bu durumdan basit bir dil hilesiyle kurtulabilirsiniz: Karşınızdakinin söylediği son birkaç kelimeyi tekrar edin. Böylece dinliyormuş ve hatta ilgi gösteriyormuş gibi bir izlenim vereceksiniz. Bunun harika yan etkileri de olacak. Örneğin,
+Dün karnım ağrıyana kadar elma yedim
-Karnın ağrıyana kadar mı?
+Evet daha önce hiç bu kadar elma yememiştim
+Geçenlerde ilkokul arkadaşımı gördüm
-İlkokul arkadaşını?
+Evet, küçükken benden uzundu şimdi ufacık kalmış
-Önceden ufak olan sendin o zaman?
Gibi gibi. Gördünüz mü ne kadar kolay? (Son teknik Henrik Fexeus'tan araklandı)
A presto amici!
Son düzenleme: