Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Mutluluk hedefe ulaşmak değil,yolun kendisidir

Katılım
21 Aralık 2018
Mesajlar
68
Tepkime puanı
84
Yaş
27
Şehir
İzmir
Dünyadaki en büyük problem "hayatı ciddiye almak" okadar ciddisinizki insanları nesneleri sorunları gözünüzde okadar büyütüyorsunuzki yanında küçüçük kalıp eziliyorsunuz teletabileri izlerken tinki minki po derken daha mutluydunuz 😄 ve dünyadaki en boş insanlardandınız ama şuankinden daha mutluydunuz.. Sebebi "hiçbirşey gözünüzde büyük değildi abur cuburdan başka siz büyümediniz içinizdeki çocuğu öldürdünüz hepsi bu..

Paraya tapar kadınlara başarmaya sorunları çözmeye tapar oldunuz...

Sorunları çözmekte değil mutluluk asıl mutluluk sorunları çözdüğünüz süreçte,asıl mutluluk gözünüzde büyüttüğünüz o sorun varken mutlu olmak o sorun aklınızdayken onunla mutlu olmayı başarmak birtürlü çözemediğiniz o sorunu çözmek için çabalamak asıl mutluluk,mutluluk hedefe çözüme ulaşmak değildir,mutluluk gidilen yolun kendisidir! Ve bu yolda çabalarken hayatı kaçırmamak o sorun hayatımızda varken eğlenmeyi bilmektir..


Sadece kendinizi gözünüzde büyütün,sorunları nesneleri insanlarï değil! Bunu yaptığınız zaman canınız asla yanmayacak çünkü canınızın yanması bile canınızı yakmayacak :)


Bu yazdıklarım kendinizi tamamen salın demek değil sorunlarınızın çözümleri için çabalarken hayatı kaçırıp kendinizi yıpratmayın hem eğlenin hem gelişin ikisinide yapabiliyorsanız ne âlâ...


BEN HAYATIMIN HİÇBİR ANINDA KARAMSARLIK NEDİR TANIMADIM...

-M.kemal atatürk
 
Haklısın dostum,bunu başarabilsek hayatımızda ne stres,ne öfke ne de tereddüt diye bir şey kalır. Ama biz ne yapıyoruz? Sonuç odaklı davranıyoruz. Ve odak noktamız da olumlu değil sürekli olumsuz yönde. Hadi olumlu yönde olsa gene anlarım. Ondan sonra her tarafımızı korku ve stres sarmaya başlayıp vazgeçiyoruz yapmaktan. Eve varınca da keşke yapsaydım,ben ne beceriksizim iç savaşları...

En basit örneklerinden biri: Ders çalışmak, birçoğumuz ders çalışmak isteriz ama bir türlü masanın başına geçmeyiz. Neden? Çünkü birçoğumuz şöyle düşünürüz: Ya başarısız olursam, ya bu kadar zaman boşa giderse,ya... Halbuki sonumuzu düşünmesek sadece ders çalışmanın verdiği duyguyu,başarı hissini kavrasak,o duyguları tatsak zaten başarılı oluruz. Başarılı olamasak da EN KÖTÜ ihtimalle bize TECRÜBE olur. Kız tavlama da böyledir. Kızın biriyle tanışmak isteriz. Ya sevgilisi varsa, ya bağırırsa, ya millet bize ''abaza'' damgası vurursa,ya kızı tavlayamazsam... Oysa o kadar çok araştırma,makale,kitap okuduk ki kız tavlama hakkında %99'un bilmediği şeyleri biliyoruz. Orada sonuca yani kız tavlamaya,dayak yemeye vs. odaklanmak yerine o yaşadığımız ana o duyguya odaklansak gerisini de beynimize bıraksak eminim %99.9 ihtimalle başarılı oluruz. Daha demin dediğim gibi EN KÖTÜ TECRÜBE olur bize. Boşuna sonunu düşünen kahraman olamaz dememişler.

Zamanında Atatürk savaşa girerken davasına sahip çıkarken ''Ya padişah beni öldürürse, ya savaşırken düşman askeri beni vurursa, ya Lozan'ı kaybedersek, ya halk cumhuriyetten dolayı beni linç etmeye kalkarsa..'' diye düşünseydi sizce bugün Atatürk bu kadar kahraman olabilir miydi? Daha doğrusu bugün TÜRK olabilir miydik? Adam ne yaptı? Yaşadığı ana odaklandı. Eminim bir insan olarak onun da aklına olumsuz ihtimaller gelmiştir ama o hiçe saydı. ''Bir şey olursa olsun, o zaman düşünürüm'' mantığı ile hareket ettiği için bugün dünya tarafından saygı duyuluyor :)
 
Güzel motive edici bir yazı, ikiniz de haklısınız bunlar doğru şeyler ancak uygulaması da bir o kadar zor şeyler. Umarım hepimiz bu düşünce tarzı ile yaşamaya başlayabiliriz en kısa sürede
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst