Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

Nasıl Tanrı Olunur? P2(Psikoloji)

Katılım
4 Eylül 2018
Mesajlar
9
Tepkime puanı
131
Şehir
İzmir
Bu hayatta her an her şey olabilir. O yüzden kendini hazırlaman gerekiyor. Sürekli olarak zinde kalmalı henüz karşılaşmadığın ama bir gün şans eseri de olsa karşılaşacağın fırsatlar için plan yapman gerekiyor. Sana tüm samimiyetimle şunu söyleyebilirim ki; bugüne kadar karşına çıkan fırsatların farkında olmadın. Hazır değildin, bu da senin öyle bir fırsatın varolup olmadığı hakkındaki düşüncelerini ve görüşlerini şekillendirdi.

Direkt konuya gireceğim, bu hayattaki nihai amacımızı hiçbirimiz bilmiyoruz. Kendi yarattığımız sığ hedeflerden başka elimizde hiçbir şey yok. Hiçbir zaman bizleri ileri götürmeyecek, dünyayı olduğu gibi göstermeyecek şeylerle kendimizi meşgul ediyor ve doğamız gereği bunu çok iyi başarıyoruz.

Bu yazımda sadece telkin vermeyeceğim ya da sizleri psikolojik olarak hazır hale getirmeye çalışmayacağım.
Teknik de vereceğim ki, verdiğim teorik bilgilerin pratik anlamda ne denli güçlü etkiler yarattığını kendi gözlemlerinizle kavrayın.

İlk yazımda söylediğim gibi, bu işin sonunda isterseniz kadınlarla birlikte olacaksınız. Ama ben sizlere kadınlarda yüce başka bir şey sunacağım.

!SENİ!

Yıllar önce Marcus Aurelius şöyle demişti; "Ruhum kendini aşşağılıyorsun, kendine saygı duyan birisi değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin."

Tamam mutlu olmak mümkün değil, rasyonel bir çıkarımla bunu kabataslak ispatlayabiliyoruz. Ama olay emprik yaklaşıma gelince bilim bizlere şunu söylüyor; "Bazı hormonlar var ve bu hormonlar sizin ruh halinizi belirliyor."
Gerçeklerden kaçamayız, ne kadar mutluluk imkansız desek bile gün içinde kısa sürede olsa mutlu hissettiğimiz anlar oluyor. Ben bu yüzden sizlere bu yazı dizimde gerçek hayatla bizzat ilintili, süreklilik teşkil eden bir geçerliliği olmadığı halde, kısa zaman dilimlerinde var olan hissiyatlardan daha fazla bahsedeceğim.
Çünkü; uzun zaman diliminde öğrenilecek şeyleri kısa sürede bir kaç makale ile öğrenemezsin hem yaşaman hem okuman gerekiyor.

Tam şu anda şunu soruyor olmanız lazım, burası bir pua formu ve sen bize felsefe dersi vermeye kalkıyorsun. Bizler bunu isteseydik gider kitap okurduk, boş yapma, bizlere istediğimizi vermeyeceksen burada kalabalık etmenin lüzmu ne?

Sizleri çok iyi anlıyorum. Bende bu yollardan geçtim. Ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Eğer kendini geliştirmezsen ki bu felsefe,fizik,tarih,kimya gibi herhangi bi alan olabilir. Ömrün boyunca yalnızca kızların isteklerine göre yaşayan bir boşluk olacaksın. O yüzden trip atmadan biraz dinle. Hepimiz bu işten sadece kârla ayrılacağız.

Konuyu hem sizler hem de kendim için sıkmadan hemen kadınlara geçireyim.
Kendinize şunu sorun; Neden benim içimde onlara karşı bu kadar şiddetli bir istek var?
Ya da neden o kadar okuma yapmama rağmen güzel bir kız görünce bütün okuduklarım çöpe gidiyor ve içimde utangaçlık hissiyatını yaşıyorum?
Cevabı genleriniz. Kodlamayla alakalı. O yüzden o kadar okumadan sonra hâla karşılarında heyecanlanıyorsan bu senin suçun değil. Korkma bu herkesin başına geldi. Sadece alışman gerekecek. Ve sen alışacaksın.
İçindeki korkuyu hissedebiliyorum. Söylersem ne olur? Ya benim ona olan ilgimi anladığında başkalarına söyleyip dalga geçer mi?
Böyle bir şey yok!!!
Bak şunu aklına sok.
Kimsenin sikinde değilsin.
Herkesin hayatta uğraştığı binlerce problem var ve hiç kimse senin için saatlerce kafasını patlatmayacak. O yüzden içindeki şu aptal düşünceyi bir kenara koy ve her zaman şunu tekrarla. "Onların benden fazlası yok."
Yarın kimse seni hatırlamayacak ama sen gidip 2 dakikalık konuşma için günlerini harcayacaksın. Kusura bakma sen kendini değil karşındaki kişiyi düşünüyorsun. İşin garip tarafı kendinden başka kimseyi düşünme şansın yok.
Nietzsche'nin "İnsanın her eylemi kendine yöneliktir, başkalarını sevmemiz kendimizi sevmemizdir, başkalarına nefretimiz kendimize nefretimizdir." cümlesini hatırla. Kendinden bu kadar mı korkuyorsun!!

Kendini bunlara inandırman gerekiyor. Çünkü gerçek yalnızca sensin, düşün bir kere sen olmayınca bu hayatta ne olmayacak?
-HİÇBİR ŞEY!!!
Evren yok olacak. Varolan her şey önemini yitirecek. Megan Fox bile sikinde olmayacak. Çünkü öleceksin kardeşim. Ve sen ölünce ben de dahil herkes ölecek. Çok özel bir varlıksın hatırla!!
Peki bunları bildiğin halde hâla çekinecek misin? Eğer çekineceksin bir daha benim yazılarımı okuma. İstemiyorum. Sen haketmiyorsun.

Kendinizi sınırlayın. Disiplin özelliğinizi geliştirin.
Şekeri bırakın.
Spor yapın.
Meditasyon yapın.
Kitap okuyun.
Mastürbasyonu bırakın.
Herkesle konuşun.
Herkese dokunun çekinmeyin.
Günlük tutun. Yapılması gerekleri, öğrendiklerinizi oraya yazın.
İnsanların gözlerinin içine bakın.
Her gün farklı türde müzik dinleyin.
Rahatlayın, gevşeyin, kasmayın.
Adam gibi giyinin, paranız yoksa kazanmak için çaba sarfedin.
Yapabileceğin onlarca şey varken sen oturduğun yerden okuyup beş dakika sonra unutuyorsun.
Kendini hatırla. Telefonun ekran resmine hatırlaman gereken şeyleri anımsatacak bir şey koy. Ve hiç unutma.

Bugünlük bu kadarı yeter yoruldum. Biraz kişisel gelişim konuşması gibi oldu ama psikolojik olarak hazırlanman için bunlar gerekli.
Ek olarak geçen seferki yazımda sağ olsun arkadaşlar bana yazdıklarımın benim üstün olup sizlerin düşük olduğu algısını yansıttığı bi söylem içerisinde bulunduğunu söyledi, ki sonuna kadar haklılar, bu hatırlatma için kendilerine teşekkür ederim. Ama sizlere şunu söylemeliyim ki, bu gerekli. En çok satılan kitaplara ve filmlere bakın. Size olayı nasıl hissettiriyorlar. Benim de buradaki gözlemlerim, sizlerin empati yeteneğinin güçlülüğü hakkında bana bilgi verdi. Ve hepinizin empati algısı çok gelişmiş. Yoksa zaten burada olmazdınız, olmak istediğiniz kişi olurdunuz. Ben de bu taktiği kullanıyorum ki daha iyi anlatayım sizler de daha iyi anlayın diye. Yoksa o kadar üstün olmak gibi bir derdim yok.

Bu sefer bir başkasının sözü ile değilde kitabı ile bitireyim. Elinize geçen ilk fırsatta Marcus Aurelius'un Kendime Düşünceler kitabını okuyun. Hem kısa hem ucuz diye (d&r da en son 6 liraydı) sizlere bunu öneriyorum. Altını çizerek okuyun.

Ek olarak bir kaç gün yazamayacağım. Bu yüzden 2 makaleyi bulduğum ilk boş zamanda yazdım. Zaman bulduğumda geri gelirim. Sizler yazdıklarımı sindirin.
 
yazdıkların iyi ilerliyor, devamını bekliyorum.
 
Aralara çeşitli telkinler koyuyorsun, güzel bir şeyler çıkacak gibi. Umarım sonradan saçmalayıp tcma gibi insanları kandırmazsın.
 
Direkt konuya gireceğim, bu hayattaki nihai amacımızı hiçbirimiz bilmiyoruz. Kendi yarattığımız sığ hedeflerden başka elimizde hiçbir şey yok. Hiçbir zaman bizleri ileri götürmeyecek, dünyayı olduğu gibi göstermeyecek şeylerle kendimizi meşgul ediyor ve doğamız gereği bunu çok iyi başarıyoruz.
Tamam mutlu olmak mümkün değil, rasyonel bir çıkarımla bunu kabataslak ispatlayabiliyoruz. Ama olay emprik yaklaşıma gelince bilim bizlere şunu söylüyor; "Bazı hormonlar var ve bu hormonlar sizin ruh halinizi belirliyor."
Gerçeklerden kaçamayız, ne kadar mutluluk imkansız desek bile gün içinde kısa sürede olsa mutlu hissettiğimiz anlar oluyor. Ben bu yüzden sizlere bu yazı dizimde gerçek hayatla bizzat ilintili, süreklilik teşkil eden bir geçerliliği olmadığı halde, kısa zaman dilimlerinde var olan hissiyatlardan daha fazla bahsedeceğim.

işte bro ben burda patlıyorum bunları söylemen beni mutlu etti ama sen de gerçekliğin ve mutluuğun ulaşılmaz ve değiştirilemez olduğu gerçeğini kabul ederek yola çıkıyorsun burdan sonrası anlam ifade etmez

aynısını ben de yapıyorum anlamsız olmasına ve değiştirim gücü olmamasına rağmen her cumartesi sahaya akıyorum okuyorum vs vs.
 
Devamını istiyorum. Eline sağlık.
 
Kitap harikaymış herkese tavsiye ediyorum .
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst