- Katılım
- 11 Ağustos 2018
- Mesajlar
- 1,115
- Tepkime puanı
- 1,678
- Şehir
- İstanbul
Selam millet.
Bugün, bu sabah, sizlere hayatımı anlatacağım. Sizlere hayatı ve sizi anlatacağım.
Kiminiz duygulanabilir, kiminiz hiçbir şey anlamadan hayatına devam edebilir. Benim için hiçbir değer arz etmiyor bunlar. Benim için değer arz eden şey bu yazıyı yazmam ve kendi düşüncelerimi tanımam.
Buraya yazdığım hiçbir şey ne sizin için, ne de bir başkası için. Sadece kendim için ! Eğer ki buraya bu yazıları yazmasaydım, kendime düşünmek için bir vakitte ayırmazdım yazacağım şeyi bilgisayarın başında bulmak için. Aslında bu site de bulunmamın en önemli sebebi de bu. Kendimi buluyorum. Yeni düşünceler katıyorum. Asla bir düşüncem varken konuyu aça tıklamadım. Bir duygu içerisindeyken sadece o butona tıkladım ve o an aklıma gelenleri yazdım; bir yazar gibi.
Sizlere çok şeyden bahsedeceğim. Bir bakmışsınız ölümden s*x'e, s*x'ten yaşamaya, yaşamaktan da yaşamamaya geçmişsiniz.
Karışık duygu durumlarına giriş yapacaksınız.
Bu konu için benim yararlandığım kaynaklar ve sizin yararlanacağınız kaynaklar aşağıdadır.
( Bunu dinleyerek okumanız çok önemli )
Selam millet.
Buraya, bu site de hepimizin bulunma amacımız aynı ya da farklı. Bunu sadece kendimiz bilebiliriz.
Fakat hedeflerimiz hepimizin yüksek. En azından bunu biliyoruz kendi aramızda.
Biliyorum. Hepimizin hayatı berbat ya da çok iyi olarak buraya başladı. Ama çoğumuz berbat bir haldeydik. Kimisi, sevgilisi tarafından aldatılmış. Kimisi sevdiğine ulaşmamış. Kimisi ise; hayatı aramak ve gerçeği görmek için.
Dediğim gibi hepimizin amaçları yüksek ve ulaşması da zor.
Cesaretimiz. Bizi asıl hedefe ulaştıracak duygumuzdur. Belki de en önemli duygumuz budur.
Nereye ulaşacağız ha ? Bir artist olup tüm kızları sikmek mi ? Asıl sevgiyi bize yaşatabilecek kızı bulmak mı? Yoksa gerçek bir erkek olmayı mı? Ya da hiçbiri sadece hayatı öğrenmek.
Biliyorsunuz ki bunu ev de hikaye okuyarak gerçekleştiremeyiz. Kendimizi anlık duygu durumlarına sokarak yapamayız. En azından belli bir kesim harici. Yaşamamız gerekiyor arkadaşlarım. Yaşamamız ve acıyı tatmamız gerekiyor.
Joker; hayattaki en aklı başında adamı deliliğe indirgemek için sadece tek bir kötü gün yeterli.
Biz bunu; hayatta ki hedefimize ulaşmak için o an'a varmak olarak değiştirebiliriz ve bizi, biz yapacak o olayları yaşamak için yorumlayabiliriz.
Gerçekten de; tek kötü bir gün geçerli. Hayatta yokmuşuz gibi hissedilmek insanı bitiren sebeptir. Herkes var olduğunu hissetmek gibi duygu görmek ve hissetmek ister. Bir ressam resmini sergiye sunup övgüleri görmek ister. Bir anne yaptığı yemekleri misafirlerine tattırarak o övgüler ile hazza varmak ister.
Biz ise; okuduklarımızı sergileyip değişimi kendi gözlerimiz ile görüp, gerçek ve doğru olan o yaşama varmak isteriz.
Burada ki erkeklerin amacı; önüne gelen güzel her kızı devirmek istermiş gibi görünüyor. Fakat öyle olmaması gerek. Arkadaşlarım bakın bana. Bunu bir arkadaşıma da söylemiştim.
Hayattan o kadar bıkmış ki, siktiği karıdan bile zevk almadığını söylüyor bana.
Ona hangi kızı siktiğini sordum. Tabi ki de kerhane de dedi. Arkadaşlar düşünün ki; lise yılların da hoşlandığınız bir kız ile mesajlaşmak bile oldukça fazla haz veriyordu. Kerhane de sikeceğiniz kadından daha fazla. Bir de böyle düşünün; onun yanında oturuyorsunuz ve sohbet ediyorsunuz. Onun vücudu size değiyor. Aldığını hazı hatırlıyor musunuz? İşte amacınız bence bir kızdan fazlası olmalı. Size sevgiye kavuşturabileceğini düşündüğünüz bir şey. Kimisi için gerçek bir kız. Kimisi için mesleği. Kimisi için de ( ölüm gerçeği )
Evet. Ölümden bahsettim az önce ve yeni bir konuya geçiş bu saniye de başlıyor.
Ölüm. Ölüm. Evet biliyorum kabullenmesi gerçekten zor bir şey. İnsanlar ölümü kendilerinde görüyorlar. Ciltlerinin nasıl çirkinleştiğini ve buruştuğunu görerek yavaş yavaş gününün geldiğini hissediyorlar. Böylelikle korku basıyor ve yaşlanma karşıtı neler neler. Estetikler, makyajlar, yalanlar dolanlarr !!!!!!!!!!!
Fakat kendilerini de gerçekten kandırdıklarını da biliyorlar.
Arkadaşlarım, kardeşlerim. Siz de biliyorsunuz. Ölüm haktır ve gerçektir. Ölüm varoluşun bir amacıdır.
- Hayat, ölüm için doğmuştur. Varoluşun gerçeği ölümden geçer. Ölüm, yeni bir hayata açılan bir yoldur, bir kapıdır.
İnsanlar kendilerini o kadar kandırmaya ve düz bir çerçeve de yaşamaya o kadar mahkum etmişler ki, gerçeği unutmuşlar.
Tyler ; Bir gün öleceğinden kormak yerine, işe bu gerçeği kabullenerek başlayabilirsin.
Evet, filmler !
Filmler bize çok fazla ders verir. Yaşayarak alacağımız bir tecrübeyi bir cümleden almak nasıl bir ironi farkında mısınız?
Ölümü kabullenmek demek, huzura, mutluluğa ve hakikatı öğrenmekle eşdeğerdir.
Bana nasıl bu kadar mutlu ve huzurlu olduğumu sormuşlardı.
Ben cevap vermemiştim. Cevap veremezdim. Bunu cevaplamak o kadar da basit bir şey değil. Bunu hissetmek gerek. Bu duyguyu bilmek ve yaşamak gerek.
Tekrardan ölüp dirilmek gerek bunu cevaplamak, bilmek için.
Ben. Ne bir sevgi buldum şu ana kadar, ne bir mutluluk. Hayatım hep bir bataklıktan geçti. Hayatım hep bir yokuş üzerine kurulu. Fakat ben o yokuşun en üst tepesine vardım ve artık korkmuyorum.
Ben öldüğüm için mutluyum dostlarım. Cevap sadece ve sadece budur. Ölmek gerçek huzurdur. Ölmek korkusuzların yoludur.
İstediklerinizi yapamamanın en büyük zorluğu ölüm korkusu, zarar görme korkusundan dolayıdır.
Bir amacınızı gerçekleştirmek için heyecan duymanız ve korkmanızın sebebi kesinlikle budur. Size diyorum ki; ölümü kabul edin ve onu sevin.
Yaşamak istiyorsanız önce ölünüz.
OSHO; Ölmeden önce ölünüz.
Siz ne sanırsınız filozoflar onca dehalar nasıl bunca akıl ermeyen araştırmalara sahiplik ediyorlar? Bunca düşünceye isimlerini yazdırıyorlar?
Siz bunların doğru dürüst hayat yaşadığını sanıyor musunuz gerçekten?
Onlar ölüyor ve o şekil hayatlarını sürdürüyorlar.
Ölüm nedir biliyorlar.
Öldüler ve o huzurlu ruhları ile bir amaca bağlıyorlar kendilerini.
Düşünün; osho, nasıl o düşüncelere öncülük ediyor. Şu an ki insanların bile evrimin son raddesine yaklaşmış insanların bile o düşüncelere kendi düşünceleriyle sahip olamayacaklarına sahip olmuşlar.
Sözün sahibi osho. Bunu kendisi belirtiyor. Ölünüz ! Ölünüz ! Ölünüz !
Ben de size diyorum ki; ölmeden önce gerçekten ölünüz.
Mutlu olmak için ölünüz.
Yaşamak size hiçbir şey ifade etmiyor biliyorum. Çünkü henüz ölümü tatmadınız. Onun o hoş sesini, onun o hoş kokusu tatmadınız.
Bizler bedenlerimize sıkışmış ruhlarız dostlarım. Sizler o demirlere rağmen oradan çıkmaya çalışırsanız başarırsınız. Fakat o andan itibaren pes ederseniz; ölmeyi dahi kabullenemezsiniz.
Matrixte neo soruyor çocuğa; bu kaşığı nasıl büke biliyorsun?
Çocuk ise; aslında orada o kaşık yok. O kaşık sensin !
Arkadaşlar, o parmaklık, o demirler sizsiniz. Eğer ki, onun orada olmadığını düşünüp hareket ederseniz özgür kalırsınız.
Size bu son uyarım; Eğer ki o evinden(bedeninden) çıkmaz ve dışarıya(ruhunuz) çıkmaz iseniz; o hapishane de mahkum olur ve daima hayata gözlerinizi yumarsınız.
ÖLMEYİ Mİ TERCİH EDERSİN YOKSA YAŞAMAYI MI?
TERCİH SENİN !
Düzenleme; Bir Rüya İçin Ağıt , The fountain, donnie darko, Zindan adası, Başlangıç izleyiniz.
Bugün, bu sabah, sizlere hayatımı anlatacağım. Sizlere hayatı ve sizi anlatacağım.
Kiminiz duygulanabilir, kiminiz hiçbir şey anlamadan hayatına devam edebilir. Benim için hiçbir değer arz etmiyor bunlar. Benim için değer arz eden şey bu yazıyı yazmam ve kendi düşüncelerimi tanımam.
Buraya yazdığım hiçbir şey ne sizin için, ne de bir başkası için. Sadece kendim için ! Eğer ki buraya bu yazıları yazmasaydım, kendime düşünmek için bir vakitte ayırmazdım yazacağım şeyi bilgisayarın başında bulmak için. Aslında bu site de bulunmamın en önemli sebebi de bu. Kendimi buluyorum. Yeni düşünceler katıyorum. Asla bir düşüncem varken konuyu aça tıklamadım. Bir duygu içerisindeyken sadece o butona tıkladım ve o an aklıma gelenleri yazdım; bir yazar gibi.
Sizlere çok şeyden bahsedeceğim. Bir bakmışsınız ölümden s*x'e, s*x'ten yaşamaya, yaşamaktan da yaşamamaya geçmişsiniz.
Karışık duygu durumlarına giriş yapacaksınız.
Bu konu için benim yararlandığım kaynaklar ve sizin yararlanacağınız kaynaklar aşağıdadır.
( Bunu dinleyerek okumanız çok önemli )
Selam millet.
Buraya, bu site de hepimizin bulunma amacımız aynı ya da farklı. Bunu sadece kendimiz bilebiliriz.
Fakat hedeflerimiz hepimizin yüksek. En azından bunu biliyoruz kendi aramızda.
Biliyorum. Hepimizin hayatı berbat ya da çok iyi olarak buraya başladı. Ama çoğumuz berbat bir haldeydik. Kimisi, sevgilisi tarafından aldatılmış. Kimisi sevdiğine ulaşmamış. Kimisi ise; hayatı aramak ve gerçeği görmek için.
Dediğim gibi hepimizin amaçları yüksek ve ulaşması da zor.
Cesaretimiz. Bizi asıl hedefe ulaştıracak duygumuzdur. Belki de en önemli duygumuz budur.
Nereye ulaşacağız ha ? Bir artist olup tüm kızları sikmek mi ? Asıl sevgiyi bize yaşatabilecek kızı bulmak mı? Yoksa gerçek bir erkek olmayı mı? Ya da hiçbiri sadece hayatı öğrenmek.
Biliyorsunuz ki bunu ev de hikaye okuyarak gerçekleştiremeyiz. Kendimizi anlık duygu durumlarına sokarak yapamayız. En azından belli bir kesim harici. Yaşamamız gerekiyor arkadaşlarım. Yaşamamız ve acıyı tatmamız gerekiyor.
Joker; hayattaki en aklı başında adamı deliliğe indirgemek için sadece tek bir kötü gün yeterli.
Biz bunu; hayatta ki hedefimize ulaşmak için o an'a varmak olarak değiştirebiliriz ve bizi, biz yapacak o olayları yaşamak için yorumlayabiliriz.
Gerçekten de; tek kötü bir gün geçerli. Hayatta yokmuşuz gibi hissedilmek insanı bitiren sebeptir. Herkes var olduğunu hissetmek gibi duygu görmek ve hissetmek ister. Bir ressam resmini sergiye sunup övgüleri görmek ister. Bir anne yaptığı yemekleri misafirlerine tattırarak o övgüler ile hazza varmak ister.
Biz ise; okuduklarımızı sergileyip değişimi kendi gözlerimiz ile görüp, gerçek ve doğru olan o yaşama varmak isteriz.
Burada ki erkeklerin amacı; önüne gelen güzel her kızı devirmek istermiş gibi görünüyor. Fakat öyle olmaması gerek. Arkadaşlarım bakın bana. Bunu bir arkadaşıma da söylemiştim.
Hayattan o kadar bıkmış ki, siktiği karıdan bile zevk almadığını söylüyor bana.
Ona hangi kızı siktiğini sordum. Tabi ki de kerhane de dedi. Arkadaşlar düşünün ki; lise yılların da hoşlandığınız bir kız ile mesajlaşmak bile oldukça fazla haz veriyordu. Kerhane de sikeceğiniz kadından daha fazla. Bir de böyle düşünün; onun yanında oturuyorsunuz ve sohbet ediyorsunuz. Onun vücudu size değiyor. Aldığını hazı hatırlıyor musunuz? İşte amacınız bence bir kızdan fazlası olmalı. Size sevgiye kavuşturabileceğini düşündüğünüz bir şey. Kimisi için gerçek bir kız. Kimisi için mesleği. Kimisi için de ( ölüm gerçeği )
Evet. Ölümden bahsettim az önce ve yeni bir konuya geçiş bu saniye de başlıyor.
Ölüm. Ölüm. Evet biliyorum kabullenmesi gerçekten zor bir şey. İnsanlar ölümü kendilerinde görüyorlar. Ciltlerinin nasıl çirkinleştiğini ve buruştuğunu görerek yavaş yavaş gününün geldiğini hissediyorlar. Böylelikle korku basıyor ve yaşlanma karşıtı neler neler. Estetikler, makyajlar, yalanlar dolanlarr !!!!!!!!!!!
Fakat kendilerini de gerçekten kandırdıklarını da biliyorlar.
Arkadaşlarım, kardeşlerim. Siz de biliyorsunuz. Ölüm haktır ve gerçektir. Ölüm varoluşun bir amacıdır.
- Hayat, ölüm için doğmuştur. Varoluşun gerçeği ölümden geçer. Ölüm, yeni bir hayata açılan bir yoldur, bir kapıdır.
İnsanlar kendilerini o kadar kandırmaya ve düz bir çerçeve de yaşamaya o kadar mahkum etmişler ki, gerçeği unutmuşlar.
Tyler ; Bir gün öleceğinden kormak yerine, işe bu gerçeği kabullenerek başlayabilirsin.
Evet, filmler !
Filmler bize çok fazla ders verir. Yaşayarak alacağımız bir tecrübeyi bir cümleden almak nasıl bir ironi farkında mısınız?
Ölümü kabullenmek demek, huzura, mutluluğa ve hakikatı öğrenmekle eşdeğerdir.
Bana nasıl bu kadar mutlu ve huzurlu olduğumu sormuşlardı.
Ben cevap vermemiştim. Cevap veremezdim. Bunu cevaplamak o kadar da basit bir şey değil. Bunu hissetmek gerek. Bu duyguyu bilmek ve yaşamak gerek.
Tekrardan ölüp dirilmek gerek bunu cevaplamak, bilmek için.
Ben. Ne bir sevgi buldum şu ana kadar, ne bir mutluluk. Hayatım hep bir bataklıktan geçti. Hayatım hep bir yokuş üzerine kurulu. Fakat ben o yokuşun en üst tepesine vardım ve artık korkmuyorum.
Ben öldüğüm için mutluyum dostlarım. Cevap sadece ve sadece budur. Ölmek gerçek huzurdur. Ölmek korkusuzların yoludur.
İstediklerinizi yapamamanın en büyük zorluğu ölüm korkusu, zarar görme korkusundan dolayıdır.
Bir amacınızı gerçekleştirmek için heyecan duymanız ve korkmanızın sebebi kesinlikle budur. Size diyorum ki; ölümü kabul edin ve onu sevin.
Yaşamak istiyorsanız önce ölünüz.
OSHO; Ölmeden önce ölünüz.
Siz ne sanırsınız filozoflar onca dehalar nasıl bunca akıl ermeyen araştırmalara sahiplik ediyorlar? Bunca düşünceye isimlerini yazdırıyorlar?
Siz bunların doğru dürüst hayat yaşadığını sanıyor musunuz gerçekten?
Onlar ölüyor ve o şekil hayatlarını sürdürüyorlar.
Ölüm nedir biliyorlar.
Öldüler ve o huzurlu ruhları ile bir amaca bağlıyorlar kendilerini.
Düşünün; osho, nasıl o düşüncelere öncülük ediyor. Şu an ki insanların bile evrimin son raddesine yaklaşmış insanların bile o düşüncelere kendi düşünceleriyle sahip olamayacaklarına sahip olmuşlar.
Sözün sahibi osho. Bunu kendisi belirtiyor. Ölünüz ! Ölünüz ! Ölünüz !
Ben de size diyorum ki; ölmeden önce gerçekten ölünüz.
Mutlu olmak için ölünüz.
Yaşamak size hiçbir şey ifade etmiyor biliyorum. Çünkü henüz ölümü tatmadınız. Onun o hoş sesini, onun o hoş kokusu tatmadınız.
Bizler bedenlerimize sıkışmış ruhlarız dostlarım. Sizler o demirlere rağmen oradan çıkmaya çalışırsanız başarırsınız. Fakat o andan itibaren pes ederseniz; ölmeyi dahi kabullenemezsiniz.
Matrixte neo soruyor çocuğa; bu kaşığı nasıl büke biliyorsun?
Çocuk ise; aslında orada o kaşık yok. O kaşık sensin !
Arkadaşlar, o parmaklık, o demirler sizsiniz. Eğer ki, onun orada olmadığını düşünüp hareket ederseniz özgür kalırsınız.
Size bu son uyarım; Eğer ki o evinden(bedeninden) çıkmaz ve dışarıya(ruhunuz) çıkmaz iseniz; o hapishane de mahkum olur ve daima hayata gözlerinizi yumarsınız.
ÖLMEYİ Mİ TERCİH EDERSİN YOKSA YAŞAMAYI MI?
TERCİH SENİN !
Düzenleme; Bir Rüya İçin Ağıt , The fountain, donnie darko, Zindan adası, Başlangıç izleyiniz.
Son düzenleme: