Kadın güç sahibi erkeğe gider. Evlenirken güçlü erkek bir nevi kadının doğurganlığını satın alır. 20 yıl sonra kadının doğurganlığından eser kalmaz ama erkek hayır kurumu gibi kadına kaynak sağlamaya devam eder. Evlenince erkek ve kadının haklarının eşitlenip erkeğin sorumluluklarının 2 katına çıkması yetmiyormuş gibi.
- Minnet duygusu diye bir şey var be slk s.s.
Evet, kadınların utandırma taktiklerinden biri. Minnet duygusu! Minnet duyması gereken varsa kadındır.
Bir kadının ezik erkeğe bakmaması doğal karşılanır. Bir kadının gücünü, maskülenliğini kaybeden kocasından soğuması da doğal karşılanır. Peki ya erkek feminenliğini kaybeden kadına bakmak zorunda mı? Bakın "bakmak" diyorum. Yukarıda ne dedim?
"Evlenince erkek ve kadının haklarının eşitlenir, erkeğin sorumlulukları 2 katına çıkar." Minnet duyması gereken varsa kadındır. Ve kadınların ezik, feminen erkeklerin peşinde koşturması ne kadar mantık dışıysa tek eşlilik de erkek için mantık dışıdır.
Keza çok eşlilik kadın cinsinin de yararınadır. Kadın %99luk erkeğin tek eşi olmaktansa %20lik erkeğin 4. eşi olmayı tercih eder. Günümüzde etmemeleri konusunda kültür de büyük rol oynuyor tabii. Doğada kadın evdedir, kaynağı erkek sağlar. Günümüzde durumlar her ne kadar değişiklik gösterse de halâ kaynağın çoğunu erkek sağlıyor. Sağlamadığı zaman ilişki kötüye gidiyor. Akrabalarınız dedikodu yaparken duymuşsunuzdur: Kocasından fazla kazanmaya başlayan kadın sürekli kocasının başına kakar. Hipergami yaşıyor. Ve böyle bir durumda tek eşlilik sebebiyle kendine ev bulamayan kadınlar çoğalıyor. Aynı zaman tek eşlilik sebebiyle erkekler de cinsel güdülerini bastırmak zorunda kalıyorlar. Sonuç: Fahişelik. Eski çok eşli toplumlarda da fahişelik olabilir ama soyunu devam ettirmeye layık kadınlar kadınlar kendilerine bir ev, koca bulup soylarını devam ettirebiliyorlardı.
Söyleyeceklerim bu kadar. Görüşünüz varsa yazın. Karşıt fikirlere düşman değilim.