Alfaloji Forum

Sitemizde şu anda bakım yapılmaktadır. Üyelik istekleri ve konular bakım sonrasında onaylanacaktır.

THICK-BLACK SALLAMASI VE BİRKAÇ BAŞLIK DAHA

Katılım
15 Ekim 2019
Mesajlar
145
Tepkime puanı
191
Şehir
Ankara
Öncelikle arkadaşlar, Thick-Black Theory o kadar tecrübesizce hazırlanmış ve o kadar gerçekten uzak bir kitap ki, asıl kısmın bile üçte ikisini çevirene kadar canım çıktı. Size verdiğim sözden dönmek istemezdim ama ancak kendine saygısı olmayan birisi 100 sayfayı da çevirir. Yine de çevirdiğim 40 sayfayı sizinle paylaşma kararı aldım ve sizin kendi fikrinizi oluşturmanıza fırsat vermek istedim. Ayrı olarak bu konunun altında bahsedeceğim şeyler var, çay kahvenizi hazırlayıp gelin lütfen.

LINK: İndir LİPTONSALLAMAÇAY pdf

Söyleyeceğim şeyleri planlamadım, karışık olabilir.
Öncelikle söylemek istiyorum ki, öğrendiğiniz çoğu şey, tamamen işe yaramaz. Bu tür sitelerden öğrendiğim neredeyse hiçbir şey beni bir adım ileriye taşımadı. Sadece bana ne kadar ezik olduğumu hatırlatıp, bir köpek yavrusu gibi ensemden tutarak başladığım yere geri koydu. Tek bir şey hariç. Buna sonra değineceğim. Önce biriktirdiğim nefreti kusayım.

BİR NUMARA: GİYİM
Arkadaşlar, cidden, lütfen bana siyah tayt ve beyaz çarşaf üstüne annanemin yorganından çarpma siyah ceket giyince tüm kızların size uçarak vereceğini düşündüğünüzü söylemeyin. Kendinizi nasıl rahat hissediyorsanız, öyle giyinin. Laga luga etmenin anlamı yok. Ben rahatsam, bu kıyafeti giydiğim için yarın utanç duymayacaksam, bu kıyafet bana yakışmıştır. Aksini iddia edeni yan taraftaki kum havuzunda çüküyle oynamasını önererek devam ediyorum.

İKİ NUMARA: UTANÇ
Yukarıda utanmaktan bahsettim. Bu, aslında yenmeniz gereken bir olgudur. Yok etmeden, içinizde tutmayı öğreneceksiniz. Eğer, yaptığınız şeyden utanmıyorsanız, kimse, kimse, kimse, size ne yapacağınızı söyleyerek düzeltemez. Kendimden örnek vereceğim, çünkü bu sitede potansiyeli olan çok kişi var.
Örneğin ben, ortamda sürekli kendimi ezerdim. Kimse bir şey demeden kendimi dünyanın en salak insanı gibi gösterirdim. Neredeyse hiç utanç duymazdım. Sonra ne mi oldu? Kendime baktım. Asla utanmayan, ezik, kendini belli etmeye korkan, aptal, korunmasız, kendi başına adım atamayan, tuhaf bir insan. Utanmanız gerek arkadaşlar. Ben, o gün çok utandım. Hala utanç krizlerimle boğuşuyorum. Ne zaman aklıma utanç veren bir şey yaptığım gelse, o şey için kendimi kibritle yakarım. Düzeltmek için. Aynı tekniği uygulayanlar olmuş. Gösterdiği etkiler gerçek arkadaşlar. Kimse kimseyi kandırmaya gelmedi. Ne kadar utanırsanız, yaptığınız şeylerin yerinde olmadığını ne zaman düşünürseniz, o zaman bir adım atarsınız. ASLA AMA ASLA yazı okuyarak, kız tavlama videosu izleyerek, arkadaşlar yapamadım konusu açarak ilerleyemezsiniz. İsterseniz forumdaki tüm konuları okuyun. Bir günlük tecrübenizle boy ölçüşemez bile. Eğer, eğer, kalkıp biraz tecrübe edinemeyecek kadar korkaksanız bu sitede dolaşmanızın hiçbir anlamı yok. Lütfen terk edin.
Konuya geri dönelim. Yaptığınız -veya yapamadığınız şeylerden utanın arkadaşlar. Kendiniz için utanın, başkaları adına utanın. Kendiniz ve çevrenizdeki herkesin iyiiliği veya siz her ne istiyorsanız onun için utanın.

ÜÇ NUMARA: DÜŞÜNMEK
Yukarıda düşünmekten bahsettim. Beyninize ihtiyacınız var arkadaşlar. Stratejiye ihtiyacınız var. Düşünmeye ihtiyacınız var. Nasıl ki sağlıklı yaşamak için spor yapmak bir ihtiyaçsa, sağlıklı düşünmek için de beyin egzersizleri bir ihtiyaçtır. Beyniniz de geliştirillmeyi hak eder arkadaşlar. Koca bir kas yığını olabilirsiniz ancak başkaları için yaşayan bir s*ks robotundan başka bir şey olamazsınız. Beyninizi geliştirmek başkalarının sizin için yaşayan s*ks robotu olmasını sağlar. Ama sizin böyle şeylere ilginizin beyninizin gelişmesiyle orantılı olarak azalacağını söyleyeyim.
Çoğu şey düşünme gerektirir. Geri kalanında ise içgüdülerinizi dinlemelisiniz. Düşünmenin kapladığı bu kocaman yeri çürük tahtayla doldurursanız, ayağa kalkamadan çökersiniz.
-Yanlış oranda düşünürseniz, çökersiniz.
-Birini o kişinin kendini düşündüğünden daha fazla düşünürseniz, çökersiniz.
-Birini az düşünürseniz, yine çökersiniz.
-Bir şeyin gerçekleşme ihtimali olmadığını düşünürseniz, çökersiniz.
-Herkesin düşündüğü gibi düşünürseniz, çökersiniz.
-İyi de düşünseniz, kötü de düşünseniz, çökersiniz.
-İleriyi düşünmezseniz, çökersiniz.
-Hep ileriyi düşünürseniz, yine çökersiniz.
Anlayacağınız, her şeyin arasında bir denge var ve bu dengeyi kurma oranınız sizin kişiliğinizi belirler.

DÖRT NUMARA: SAYGI
Bu konuda hepimiz hemfikiriz galiba. Kendinize saygı duyun.
Ama neden?
Ben, kendimle çikolatalı pasta şeklinde bir bok kütlesi olduğum için gurur duyup, kendime saygı mı göstermeliyim?

HAYIR. Lütfen, kendine saygı duyma. Sen, gerçekten bok kütlesinden farklı olduğun zaman, yavaşça saygı duymaya başlayacaksın.
Herkes, bu dünyaya bir saygı kutusuyla gelir. Bu kutu iki şekilde dolar.
1-Başkalarının sana duyduğu saygı
2-Kendi değerine oranla kendine duyduğun saygı.
Ben bunu yazarak kendi değerimi arttırıyorum. Sen, bunu okuyarak kendi değerini arttırıyorsun. Saygınlığın artıyor, arttıkça yapmak istediğin şeyleri yapma gücü buluyorsun, yapıyorsun. iPhone 11 alan bir kağıt toplayıcısı ve iPhone 11 alan şirket sahibi gibi düşünebilirsin. Aradaki ilişki tam olarak böyle.
Başkalarına da bu parametreye uyarak saygı duyarsın. Bir büyüğüne saygı duyman, onun sana hayat vermesinden kaynaklıdır. Bir akrabana saygı duyman, örneğin teyzene, onun da sana hayat veren kişiyle yani annenle aynı kişiden hayatını almış olmasıdır. Bu böyle işler.

BEŞ NUMARA: KUVVET
Kutunu dolduran en önemli şeylerden biri kuvvettir. Kısaca, hayatta kalma kuvveti diyeceğim, yorumu sen yapacaksın. Düşünme babında.
Burada değinmek istediğim en önemli şey, acımadır. Acıyın, merhamet edin. Bazen de asla merhamet etmeyin. Aradaki dengeyi sağlamak yine size düşüyor.
Sanıyor musunuz ki otobüste bir yaşlıya yer vermediğinizde kuvvetleniyorsunuz? Onlar aciz arkadaşlar. Ayakta durmaya gücü olmayan insanlar. Siz ise kuvvetli, dipdiri genç erkeklersiniz. Hamile bir kadın, çocuklu biri ya da vücudu artık tersine işlemeye başlamış yorgun hücreler topluluğu değilsiniz. Erkeksiniz. Kuvvetlisiniz. Onlar yerine siz oturduğunuzda, kendinizi bu sıfatlardan soyutluyorsunuz.
Böyle basit ve ince davranışlar saygı kutunuzu doldurur. Kendinize ne olduğunuzu hatırlatır. Ayrıca, sadece am peşinde koşan puştlara sesleniyorum, kızlar en çok ince davranışlardan hoşlandığını söylüyor. Düşünüyor musunuz ki bir kıza tekme tokat girip ben kötüyüm imajı sağladığınızda kız açıp peşinizden koşturacak? Tecrübe, arkadaşlar. Tecrübe.

ALTI NUMARA: ÖZGÜVEN
En boktan konuya geldik. Bu konuda uzun uzun konuşmak istemiyorum, sinirlerim tepeme zıplıyor.
EGO VE ÖZGÜVENİ LÜTFEN AYIRT EDİN VE ONA GÖRE DAVRANIN.
Bu ayrımı yapmanın kolay bir yöntemini vereceğim.
Önünüze bir şey geldi. Bu oyunda bir bölümü geçmek ya da patronunuzun verdiği bir pazarlama işi gibi düşünün.
Eğer: Ben bu işi yaparım diyorsanız, özgüven.
Eğer: Ben bu işi yapabilir durumda olmalıyım, çünkü alfayım, cak, cuk diyorsanız, ego.
Kendinizi kandırmayın arkadaşlar. Beyniniz sizden daha zeki ve bunlara inanmaz. Bir yerde cortlar yarılır kalırsınız. Aynı yukarıda saygı başlığında belirttiğim gibi.
Nasıl artar?
Konfor alanından çıkarak. Tek ve garanti yol.

YEDİ NUMARA: SAĞLAMLIK
Bu başlık kendi kendini açıklıyor. Kısaca, badass yazıp aratın. Ve aralarından kötü görünenleri, utanç duyduklarınızı, saçma olduğunu düşündüklerinizi, saygısız bulduklarınızı, güçsüz görünenleri, kaçmaya yer arar gibi yazılan şeyleri siktir edin (örn. fuck off yazılı orta bannaklı duvar kağıtları). Kendinize benim dediğimden başka kriterler edinin ve onun doğrultusunda ilerieyin.
İnandığınız yolda gidecek kadar sağlam olun.

TAVSİYELER
-Gözlem yapın
-Dışarıdan kendinize baktığınızı düşünün.
-Gumball izleyin. Ne kadar kabul etmek istemeseniz de gumball gerçek bir alfa arkadaşlar. Ne kadar zeki olduğunu konuşmasından, yaptığı şeylerden de inandığı şeylerin peşinden nasıl gittiğine bakarak anlarsınız. İzleyip ders çıkarın. Kendine saygısı ne kadar fazlaysa gururu o kadar az. Sevdikleri için her şeyini ortaya koymaktan çekinmiyor ancak sevdiği kişilerden değilseniz siz yokmuşsunuz gibi davranıyor. Ve gumball ile aramda bir şey yok.
-Akrabalarınızla yakınlaşın. emin olun ki onların tecrübeleriyle beslendikçe ve çevrenizi genişlettikçe önünde durulmaz bir taşak tankeri olup çıkacaksınız.
-Salak salak konuşmayın, tuhaf hareketler yapmayın. Madıköy tayva olmayın yani. Kendinize hayatta olduğunuz için saygı duyun. Yoksa sizi bulup boğarım.
-Her şeyde izin almayıverin. Bazı şeylerinizi tahmin edemesinler. O kadar da açık salmayın.
-Eşsiz olun, yalnız kalma pahasına bile. Ama unutmayın, akrabalarınız sizi var olduğunuz için sever. Yukarıda sebebini anlatmıştım.
-Şekerden ve abur cuburdan, gazlı içeceklerden uzak durun.
-Utanmayacağınız şekilde istediğiniz her şeyi yapın.
-Kendi kriterlerinizi belirleyin.
-İnandığınız şeylerin peşinden ne pahasına olursa olsun gidin. En azından evde pineklerken ölmezsiniz de inandığınız yolda ölmenin mutluluğunu yaşarsınız.
-Son olarak, şu saf özgüven için 30 gün yazımı lütfen dikkate alın ve uygulayın. Beni ileri götüren tek şey bu oldu. 30 gün sonunda sizinle günlüğümü de paylaşacağım. Sakın sakın, konfor alanınızda oynamaya alıştığınız için 5. günde bırakıp bana ve yazılarıma bok atmaya kalkmayın, polise şikayet ederim.
-mariload'ın "her şey burada biter" başlığı da sanki anlaşıp yazmışız gibi olmuş. Onu da içerik bakımından beğendim. Demek ki bir şeyler doğru gidiyor.
-Siz gazla çalışan amcık mıknatısları değilsiniz. Erkeksiniz. Unutmadan söyleyeyim.
Önemli değil.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst