- Katılım
- 1 Ocak 2019
- Mesajlar
- 30
- Tepkime puanı
- 107
- Şehir
- Muğla
Selamlar
Son zamanlarda birtakım uyku sorunları yaşamamdan mütevellit biraz uyku hakkında konuşalım istedim.
Biliyoruz ki uyku vücut ve beyin için bir zorunluluk. Özellikle beyin için. Bu kadar çok ek uyarana maruz kaldığımız bir dönemde gece yattığımızda sağlam bir tarama ve ayıklama sürecinden geçmesi gerekiyor. Bunun için 8 saatlik bir uyku süresi öneriliyor fakat kendi üstümde uyguladığım uyku metotlarından gördüm ki bu süreyi daha aşağılara çekebiliyoruz fakat bunun hakkında şu kadar saat uyuyabiliriz diye bir şey söyleyemem. Çünkü insandan insana değişiklik gösteren bir şey, mesela ben uyku süremi sporu bırakarak 2.30 saate kadar indirdiğimde berbat bir hale gelmiştim bazı şeyleri algılamakta bile zorlanıyordum yine de beynin alışması için 21 gün süre verdim lakin durum iyileşmekten ziyade kötüye gidince bıraktım. Uyku hakkında 8 saatten fazlasını ziyan olarak görüyorum bu arada onu da söyleyeyim. Nerdeyse yaşamımızın üçte birini uykuda geçiriyoruz fakat neden uykuya ihtiyaç duyduğumuzu hala tam olarak bilemiyoruz, hele bir de işin içine rüya boyutu girince iyice karışıyor ortalık.
Bir de verimli saatler var akşam 10 dan gece 2 ye kadar ve ya öğlen 11 ile 14 arasının diğer saatlere göre katlarca değerli olduğu söyleniyor, katılmıyor değilim az uyku süreçlerimi bu saatlere denk gelecek şekilde dizayn ediyordum ve gerçekten kaliteli uyuduğumu hissediyordum.
İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre, güneş doğarken, batarken ve tam tepe noktasında iken uyursa, verimsiz ve gerçek manada dinlenmemiş oluyorlar. Güneşin, bu esnada uyuyan insanların beyni ve diğer biyolojik sistemleri üzerine olumsuz etkiler yaptığı biliniyor.
Kaliteli bir uyku uyumak için yatmadan 1.30 saat önce yeme içmeyi kesmek ve telefon bilgisayar vs. Mavi ışık yayan cihazlardan uzaklaşmamız gerekiyor, bunu yaptığınızda gerçekten de kendinizi iyi hissedeceksiniz. Düzenli egzersiz de önemli, ayrıca odanızın zifiri karanlık olmasına dikkat edin bu özellikle epifiz bezi için önemli salgıladığı melatonin hormonu uykuyu düzenler ve ışıktan muazzam derecede etkilenir. Öyle ki 3. Göz olarak da anılır. Ayrıca Descartes epifiz bezinin bulunduğu bölge icin ruh ve bedenin kesişim noktası demiştir. Üstüne çok fazla teori olan bir mesele mutlaka araştırın. Özellikle de florürün bu epifiz bezini kireçlendirdiği ve burdan salgılanan hormonları negatif etkilediği bilinmekte. Bu hususta diş macunundan tut yediğimiz içtiğimiz ürünlerde bile fazlasıyla bulunmakta. Florürün ilk kullanımı Nazi Almanyasına dayanıyor. Askerlerin içme suyuna florür katılıyor ve bunun sonucunda askerlerin daha itaatkar olduğu gözleniyor. Anladınız sanırım
Her neyse daha fazla metafiziğe kaymadan olayı bitirelim.
Bu arada şunu da söyleyeyim bizzat tecrübeme dayanarak söylüyorum biyolojik uyku saatlerinizi bulmak ve buna göre yatıp kalkmak istiyorsanız kampa gidin. Evet tamamen doğayla iç içe olmanız önemli. Hiç bir teknolojik alet yok. 3 gün içerisinde düzeliyorsunuz. Şehre döndüğünüzde uyuduğunuz saatlere çok şaşıracaksınız tabii şehir hayatı bunu devam ettirmenize çok izin vermeyecek...
Arkadaşlar ufak ufak bir çok konuya değindik bunlar hakkında yorumlarınızı bekliyorum okuduğunuz için teşekkürler
Son zamanlarda birtakım uyku sorunları yaşamamdan mütevellit biraz uyku hakkında konuşalım istedim.
Biliyoruz ki uyku vücut ve beyin için bir zorunluluk. Özellikle beyin için. Bu kadar çok ek uyarana maruz kaldığımız bir dönemde gece yattığımızda sağlam bir tarama ve ayıklama sürecinden geçmesi gerekiyor. Bunun için 8 saatlik bir uyku süresi öneriliyor fakat kendi üstümde uyguladığım uyku metotlarından gördüm ki bu süreyi daha aşağılara çekebiliyoruz fakat bunun hakkında şu kadar saat uyuyabiliriz diye bir şey söyleyemem. Çünkü insandan insana değişiklik gösteren bir şey, mesela ben uyku süremi sporu bırakarak 2.30 saate kadar indirdiğimde berbat bir hale gelmiştim bazı şeyleri algılamakta bile zorlanıyordum yine de beynin alışması için 21 gün süre verdim lakin durum iyileşmekten ziyade kötüye gidince bıraktım. Uyku hakkında 8 saatten fazlasını ziyan olarak görüyorum bu arada onu da söyleyeyim. Nerdeyse yaşamımızın üçte birini uykuda geçiriyoruz fakat neden uykuya ihtiyaç duyduğumuzu hala tam olarak bilemiyoruz, hele bir de işin içine rüya boyutu girince iyice karışıyor ortalık.
Bir de verimli saatler var akşam 10 dan gece 2 ye kadar ve ya öğlen 11 ile 14 arasının diğer saatlere göre katlarca değerli olduğu söyleniyor, katılmıyor değilim az uyku süreçlerimi bu saatlere denk gelecek şekilde dizayn ediyordum ve gerçekten kaliteli uyuduğumu hissediyordum.
İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre, güneş doğarken, batarken ve tam tepe noktasında iken uyursa, verimsiz ve gerçek manada dinlenmemiş oluyorlar. Güneşin, bu esnada uyuyan insanların beyni ve diğer biyolojik sistemleri üzerine olumsuz etkiler yaptığı biliniyor.
Kaliteli bir uyku uyumak için yatmadan 1.30 saat önce yeme içmeyi kesmek ve telefon bilgisayar vs. Mavi ışık yayan cihazlardan uzaklaşmamız gerekiyor, bunu yaptığınızda gerçekten de kendinizi iyi hissedeceksiniz. Düzenli egzersiz de önemli, ayrıca odanızın zifiri karanlık olmasına dikkat edin bu özellikle epifiz bezi için önemli salgıladığı melatonin hormonu uykuyu düzenler ve ışıktan muazzam derecede etkilenir. Öyle ki 3. Göz olarak da anılır. Ayrıca Descartes epifiz bezinin bulunduğu bölge icin ruh ve bedenin kesişim noktası demiştir. Üstüne çok fazla teori olan bir mesele mutlaka araştırın. Özellikle de florürün bu epifiz bezini kireçlendirdiği ve burdan salgılanan hormonları negatif etkilediği bilinmekte. Bu hususta diş macunundan tut yediğimiz içtiğimiz ürünlerde bile fazlasıyla bulunmakta. Florürün ilk kullanımı Nazi Almanyasına dayanıyor. Askerlerin içme suyuna florür katılıyor ve bunun sonucunda askerlerin daha itaatkar olduğu gözleniyor. Anladınız sanırım
Her neyse daha fazla metafiziğe kaymadan olayı bitirelim.
Bu arada şunu da söyleyeyim bizzat tecrübeme dayanarak söylüyorum biyolojik uyku saatlerinizi bulmak ve buna göre yatıp kalkmak istiyorsanız kampa gidin. Evet tamamen doğayla iç içe olmanız önemli. Hiç bir teknolojik alet yok. 3 gün içerisinde düzeliyorsunuz. Şehre döndüğünüzde uyuduğunuz saatlere çok şaşıracaksınız tabii şehir hayatı bunu devam ettirmenize çok izin vermeyecek...
Arkadaşlar ufak ufak bir çok konuya değindik bunlar hakkında yorumlarınızı bekliyorum okuduğunuz için teşekkürler