- Katılım
- 9 Nisan 2018
- Mesajlar
- 361
- Tepkime puanı
- 3,201
- Şehir
- Antalya
"Davranışlarınızı yönetin, yoksa onlar sizi yönetir."/Çin Atasözü
Zen, kısaca; tek zamanda tek bir iş yap felsefesidir.
Kaçımız günlük hayatta yaptığımız şeyleri farkına vararak yapıyoruz ? Beynimizi otomatik pilota bağlamış durumdayız, her şeyi bizim adımıza o yönetiyor. Mesela, bu sabahtan itibaren şu an'a kadar neler yaptığınızı sorsam emin olun aranızdan cevaplayamayacak olanlarınız çıkacaktır. Çünkü birçoğumuz bilinçaltımızdan akıp gelen düşüncelerle uğraşmakla meşgulüz ve bu sırada da davranışlarımızı otomatik pilotta gerçekleştiriyoruz.
İşte, zen bu kısır döngüyü kırmak için vardır. Kişiye yalnızca o an'da ne yapıyorsa ona odaklanmasını öğütler.
Bir zamanlar diyarların birinde bir padişah varmış. Bu padişah halkın sorunlarını dinlemeye bayılırmış. Her gün uyanır uyanmaz halkı huzuruna davet eder ve gece uyuyana kadar halkın sorunları dinlermiş. Hatta halk o kadar saçma sorunlarla geliyormuş ki bazen, padişah bunları bile dinliyormuş; arkadaşıyla, sevgilisiyle küsüp padişaha şikayet edenler, padişahı halı saha maçına çağıranlar, okeye dördüncü arayanlar...
Tabi padişah gün boyunca halkı dinlediğinden dolayı ülkeyi padişahın vezir-i azamı yönetiyormuş.
E haliyle hem önemli sorunlar arada kaynıyormuş, hem de padişah sürekli dinlediği için hiç harekete geçecek vakti bulamıyormuş. Sonunda ne mi olmuş ? Padişah halkın sorunlarını dinleyedursun, bunu fırsat bilen düşman vezirle birlik olup padişahın ülkesini ele geçirmiş, padişahı ve ailesini yakalamış devamını da Brazzers'a koymuş.
Buradaki padişah kim, biliyor musunuz ? Sizsiniz. Halk kim ? Düşünceleriniz. Vezir kim ? Beyniniz.
Düşüncelerinize o kadar fazla boğuluyorsunuz, onları o kadar çok umursuyorsunuz ki bir noktadan sonra kendinizi unutuyor hale geliyorsunuz. Üstelik saçma sapan düşüncelere vakit ayırmaktan önemli olanları es geçiyorsunuz. Ve tabi bu sırada beyniniz sizin yerinize hayatınızı yönetiyor(batırıyor, rezil ediyor).
İşte zen, kişisel bir devrimi ve oto-kontrolü öğütler. Üstelik çok da basittir, zaten zen'in güzelliği de burada yatar.
Zen der ki; dinlenirken dinlen, su içerken su iç, çalışırken çalış, dinlerken dinle.
Her ne yapıyorsan sadece ona odaklan!
İşte bu kadar basit ve bu kadar zor. Basit, çünkü bu hayatın ta kendisi; zor çünkü yıllardır kendinizi otomatik pilotta idame ettiriyorsunuz, tüm yetkileri vezirinize vermişsiniz. İşte bu yüzden, siz her an'a odaklanmak istedikçe düşünceler zihninizi işgal etmeye çalışacaklar, ama devam eder ve odaklanmanın zevkini tadarsanız bunu aşacaksınız.
Ve zamanla daha zeki, daha sakin ve daha stabil bir hale geleceksiniz. Çünkü ; zihin dinginleştiğinde açılır.
Yani, bizim deyimimizle, eliniz işte gözünüz oynaşta olmasın
Bir sonraki konuda görüşmek üzere...
Zen, kısaca; tek zamanda tek bir iş yap felsefesidir.
Kaçımız günlük hayatta yaptığımız şeyleri farkına vararak yapıyoruz ? Beynimizi otomatik pilota bağlamış durumdayız, her şeyi bizim adımıza o yönetiyor. Mesela, bu sabahtan itibaren şu an'a kadar neler yaptığınızı sorsam emin olun aranızdan cevaplayamayacak olanlarınız çıkacaktır. Çünkü birçoğumuz bilinçaltımızdan akıp gelen düşüncelerle uğraşmakla meşgulüz ve bu sırada da davranışlarımızı otomatik pilotta gerçekleştiriyoruz.
İşte, zen bu kısır döngüyü kırmak için vardır. Kişiye yalnızca o an'da ne yapıyorsa ona odaklanmasını öğütler.
Bir zamanlar diyarların birinde bir padişah varmış. Bu padişah halkın sorunlarını dinlemeye bayılırmış. Her gün uyanır uyanmaz halkı huzuruna davet eder ve gece uyuyana kadar halkın sorunları dinlermiş. Hatta halk o kadar saçma sorunlarla geliyormuş ki bazen, padişah bunları bile dinliyormuş; arkadaşıyla, sevgilisiyle küsüp padişaha şikayet edenler, padişahı halı saha maçına çağıranlar, okeye dördüncü arayanlar...
Tabi padişah gün boyunca halkı dinlediğinden dolayı ülkeyi padişahın vezir-i azamı yönetiyormuş.
E haliyle hem önemli sorunlar arada kaynıyormuş, hem de padişah sürekli dinlediği için hiç harekete geçecek vakti bulamıyormuş. Sonunda ne mi olmuş ? Padişah halkın sorunlarını dinleyedursun, bunu fırsat bilen düşman vezirle birlik olup padişahın ülkesini ele geçirmiş, padişahı ve ailesini yakalamış devamını da Brazzers'a koymuş.
Buradaki padişah kim, biliyor musunuz ? Sizsiniz. Halk kim ? Düşünceleriniz. Vezir kim ? Beyniniz.
Düşüncelerinize o kadar fazla boğuluyorsunuz, onları o kadar çok umursuyorsunuz ki bir noktadan sonra kendinizi unutuyor hale geliyorsunuz. Üstelik saçma sapan düşüncelere vakit ayırmaktan önemli olanları es geçiyorsunuz. Ve tabi bu sırada beyniniz sizin yerinize hayatınızı yönetiyor(batırıyor, rezil ediyor).
İşte zen, kişisel bir devrimi ve oto-kontrolü öğütler. Üstelik çok da basittir, zaten zen'in güzelliği de burada yatar.
Zen der ki; dinlenirken dinlen, su içerken su iç, çalışırken çalış, dinlerken dinle.
Her ne yapıyorsan sadece ona odaklan!
İşte bu kadar basit ve bu kadar zor. Basit, çünkü bu hayatın ta kendisi; zor çünkü yıllardır kendinizi otomatik pilotta idame ettiriyorsunuz, tüm yetkileri vezirinize vermişsiniz. İşte bu yüzden, siz her an'a odaklanmak istedikçe düşünceler zihninizi işgal etmeye çalışacaklar, ama devam eder ve odaklanmanın zevkini tadarsanız bunu aşacaksınız.
Ve zamanla daha zeki, daha sakin ve daha stabil bir hale geleceksiniz. Çünkü ; zihin dinginleştiğinde açılır.
Yani, bizim deyimimizle, eliniz işte gözünüz oynaşta olmasın
Bir sonraki konuda görüşmek üzere...